ÖNERİ

Haydi vatanseverlik yarışına


Aklımızla oynamayı, hepimize aptal, salak, ahmak muamelesi yapmayı milli spor haline getirdiler.
Koskoca Cumhurbaşkanı günlerdir haykırıyor “Kriz mıriz yok,  bunların hepsi manipülasyondur, bir iki aya kalmaz her şey yerli yerine oturur” diyor.
Sonra da kalkıp “enflasyonu dengeleme planı” açıklıyorlar.
Olmayan krize çare aranıyor kısacası.
Ancak kulaklara hoş gelen bu planların faydası da yok değil elbette.
Örneğin firmalar talimatla fiyat indirecekler.
Hükümet ise kendi kontrolündeki mal ve hizmetlerin fiyatını indirmeyecek ama iki ay için zam yapmayacak bunlara.
O da bir kâr tabii bizim için, nankörlük de yapmayalım.
Burada insanın canını sıkan ve “bu kadar mı aptalız” dedirten ise iş dünyasının bir tür yalakalık yarışına girmesi.
Damat bakan, kayınpederinin “Yüzde 10 fiyatları indirsinler” talimatını iş dünyasına iletir iletmez hepsi birden “Yaşasın” dedi “Bu vatan için hepimiz üzerimize düşeni yapacağız.”
Oysa damat bakan, sarayın talimatlarını iletirken bu iş dünyasına da ağır hakaretler yağdırdı onlara bir anlamda “sizler aslında vatan hainlerisiniz” dedi.
Çünkü damat, enflasyonla mücadele planını açıklarken buna gerekçe olarak patronların dış güçlerle işbirliği yaparak suni fiyat artışlarına gittiklerini ve ekonomiyi manipüle ettiklerini söyledi.
İş dünyamız ise bu ağır hakareti anında sineye çekip “Biz dünden hazırız” mesajı verdi.
Tabii insanın aklına “Madem bu kadar hazırdınız dün niye bütün mallarınıza zam yaptınız?” diye sormak geliyor ama niyetimiz bağcı dövmek değil üzüm yemek, her ne kadar bir ay önce üç lira olan bir malın fiyatı 5 liraya düştü diye seviniyorsak da bizler de elimizden geldiğince destek olmalıyız enflasyonla mücadeleye.
Hatta diyorum ki katkı sağlayalım ve damat bakanın sözlerini ayakta alkışlayan iş dünyamıza “vatanseverlik yarışması” önerelim.
Fiyatları önce gazlayıp sonra indirmekten ötürü gurur duyan iş dünyamız “tatlı bir yarışa” girsin.
Yüzde 10 yetmez. Yüzde 20 yüzde 30 hatta yüzde 50 indirimler yapılsın.
İş dünyamız böylelikle ne kadar vatansever olduğunu, yoksulun yetimin hakkını nasıl koruduğunu hepimize göstersin.
Böyle bir vatanseverlik yarışı Türkiye’yi kıskanan başta Amerika olmak üzere bütün ülkeleri de hayal kırıklığına uğratmış olur.

Bİ SORALIM BAKALIM

Büyük fedakarlık neden sadece yılbaşına kadar?


Damat bey enflasyonla nasıl mücadele edeceklerini anlatırken alınacak önlemlerin “yılbaşına kadar” geçerli olacağını söyledi.
Neden yılbaşına kadar?
O demek ki yılbaşından sonra her şey “en azından” yüzde 10 daha pahalanacak.
Sanıyorum bu önlemlerin çok etkili olacağına ve yılbaşına kadar bütün sıkıntılarımızı atlatacağımıza inanıyorlar.
Salakça düşününce böyle bir sonuca varıyorum ister istemez.
Ya da yerel seçimleri de “baskın seçim” kararıyla aradan çıkarıp ondan sonra rahat edecekler.
Ama muhtemelen “Şu bir iki ayı kurtaralım, bu sırada bir yerlerden para bulursak bu yıl dış borç taksitlerini kapatalım sonrası Allah kerim” düşüncesi ağır basıyordur.
Galiba kaçınılmaz sonun iyice farkındalar.
Kim bilir belki de 15-16 milyon olan “yardıma muhtaç hale getirilmiş” seçmen sayısını 20 milyona çıkarıp “asla seçim kaybetmeyecek” bir düzlüğe çıkmak istiyorlar.

ŞAŞIRDIM

Öyle anlaşılıyor ki Hülya Hanım bu sefer utandı


Cumhurbaşkanı’nın ülkeyi, Meclis’i devre dışı bırakarak yönetmeyi planladığı özel kurullara atamalar yapıldı.
Yandaş medya seçilen kişileri “muazzam beyinler” olarak niteliyor.
Bu çok yetenekli insanlarla Türkiye iyice şahlanacakmış onlara göre.
Gerçi isimlere bakınca “muazzam” bir şey görmedim, olsun artık yandaşların o kadar yalakalığı
Ama beni en şaşırtan Hülya Soydan’ın de listede olmasıydı.
Önceki sabah Tele1’deki canlı yayında, kurul üyelerinin çoğunun adını okudum.
Sanat kültür listesinde “Hülya Soydan” olarak geçen kişi meğer Hülya Koçyiğit değil miymiş?
Kesinlikle o an anlamadım, anlamam da mümkün değildi zaten.
Meğer Selim Soydan’la evli olan Hülya Koçyiğit bu listede 40 yıllık marka ismiyle değil resmi soyadı ile yer almış.
Oysa aynı Hülya Koçyiğit “akil insanlar” topluluğuna resmi adıyla değil sanatçı adıyla girmişti.
Bu kez belki biraz utandığındandır kim bilir, “Bari resmi adımı kullanın, belki fark eden olmaz” diye düşünmüştür.

MERAK ETTİĞİM ŞEYLER

Dış güçlerin oyunu bozulunca fiyatlar da eski haline gelecek herhalde


Cumhurbaşkanı çok kararlı ve iddialı.
Asla bir kriz yaşamıyoruz.
Mıriz de yok.
Yaşadığımızı zannettiğimiz şey aslında bir manipülasyon.
Bir iki ay içinde her şey düzelecek, zaten o kadar güçlü bir ülkeyiz ki kimse bizim ekonomimizi yıkamaz.
İnsan bunları duyunca ister istemez çok mutlu oluyor.
Üstelik gurur da duyuyoruz.
Bütün dünya üzerimize çöktüğü halde bize hiçbir şey yapamıyorlar.
Gerçi aklımıza nedense “Madem bütün dünya üzerimize çöktüğü halde niye Amerikan şirketlerinden yardım dileniyoruz” demek gelmiyor orası da ayrı.
Her neyse, ben yine “mutluluk anına” dönmek istiyorum.
Cumhurbaşkanı’nın sözlerinden şunu anlıyorum.
Bir takım vatan hainleri, alçak ve namussuzlar dış güçlerle işbirliği yaparak ekonomimizi zayıf gibi göstermeye çalıştılar.
İktidarımız da bu hain saldırıyı püskürtmek için zorunlu olarak bazı mal ve hizmetlere zam yaptı.
Aynı saldırı nedeniyle özel sektörümüz da zam yapmak zorunda kaldı.
Ancak bu hain saldırılar iki ay içinde etkisiz hale getirilecek.
Demek ki yılbaşından itibaren yüzde 47 zamlanan doğalgaz fiyatları eski haline gelecek tekrar. Yüzde yüz zamlanan elektrik de yarı yarıya ucuzlayacak.
En güzeli ise dolar fiyatı da 3 buçuk liranın altına inecek.
Yaşasın.
Bizim için tüm dünyaya meydan okuyan, dimdik durmayı başaran bir iktidarımız var.