ACAİP YAZILAR

İflah olmaz Reis’çilerle akla ziyan konuşmalar


Pek çok kişinin tahmininin ötesinde çok sayıda AKP’li dostum var. Belki “Nasıl olur da AKP’liler dostun olabilir?” diye soranlar olabilir. Ama öyle değil işte. Siyaset başka insanlık, dostluk, arkadaşlık başka. Fikirlerimizin ayrı olması bir araya gelemeyeceğimiz asla konuşamayacağımız ya da konuştuğumuzda birbirimize gireceğimiz anlamına gelmiyor. Kırk yıllık dostlarım var aralarında. Çeşitli bahanelerle Erdoğan’ın peşine takılmışlar. Yapacak bir şey yok yani. Ama sohbetlerimizin bazıları gerçekten akla ziyan hale geldi. AKP’yi savunmak bir refleks haline gelmiş artık. İktidarla ilgili ne söyleseniz anında koruma kalkanını açıyorlar. En önemlisi demagojiyi çok iyi beceriyorlar. Hani tanımasam hepsinin özel bir kurstan geçirildiğini düşüneceğim. Bugün sizler için son zamanlarda konuştuğum AKP’li dostlarımla aramızda geçen diyaloglardan örnekler vermek istiyorum. Bu sohbetler tek kişi ile değil ama inanın öyle bir hale gelmişler ki hepsi tek tornadan çıkmış gibi. Bu nedenle sanki bir kişiyle yapılmış konuşmalar gibi de okuyabilirsiniz.

AMERİKA İLE İLİŞKİLER

Dış politikada daha da sıkıntılı günler geliyor.
Amerika düşünsün.
Neden?
Tayyip Bey canlarına okuyor.
Ciddi misin?
Öyle değil mi? Bugüne kadar kim bu kadar dik durdu?
Oradan öyle mi görünüyor?
Siz alışmışsınız hep ceket ilikleyenlere.
Kim iliklemiş?
Ecevit’i unutmadık.
Ayıp ama o fotoğrafını kaç kere anlattım.
Ne fark eder, Amerika’ya hiç karşı çıkabildi mi?
Kaç örnek vereyim istersin?
Bir tane veremezsin.
Kıbrıs desem mesela.
???
Haşhaş yasağını kaldırması.
???
Körfez Savaşı’nda Esad’a gitmesi.

AFRİN OPERASYONU

Burnumuzun dibindeki Afrin’e gitmemiz ne kadar uzun sürdü.
Dua ediyorsunuz değil mi?
Ne duası?
Askerimizin başına bir şey gelsin diye.
Kafayı mı yedin yahu?
Teröristleri öven tweetler atmıyor mu?
Kim?
Yeni seçilen il başkanı?
Anlamadım ne alaka?
Ne alakası var mı teröristi destekleyen Afrin’de de askerin başarısız olmasını diler.
Alakayı yine bulamadım da askerin başarısızlığını niye istesinler ki?
Tayyip düşsün diye.
Tayyip düşer mi?
Düşer tabii. Umudunuzu buna bağladınız.
O halde başarı halinde de hiçbir yere gitmez.
Öyle olacak Allah’ın izniyle.
Ya şehitler?

BOĞAZ KÖPRÜSÜ

Her şeye karşısınız, köprüleri, yolları, tünelleri görmüyorsunuz.
Görüyoruz da bunları zaten yapmak zorunda değil mi?
Ya bir şeyi de beğenin.
Beğeniyoruz canım.
O zaman niye karşı çıkıyorsunuz?
Neye karşı çıkıyoruz?
Üçüncü köprüye çıkmadın mı?
Çıktım ama sor bakalım neden?
Nedenmiş?
İki nedenle, birincisi üçüncü köprü gereksiz. Hele Çanakkale Köprüsü olunca boşuna yatırım.
Diğeri neymiş?
Hem çok pahalıya mal edildi, hem doğayı katletti hem de geçiş ücretleri çok fahiş.
Bedava mı geçsinler yani?
Sen bir kere geçtin mi?
Henüz geçmedim.
Geç ve öde de ondan sonra konuşalım.
???
Hem Tayyip Bey de karşıydı üçüncü köprüye.
Yok deve. Bir yalan at mantıklı olsun bari.
(Cepten internete girip Erdoğan’ın “üçüncü köprü cinayettir” sözünü buluyorum) Buna ne dersin.
Oooo adamın 30 yıl önceki fotoğrafı.
Ama o zaman İstanbul Belediye Başkanı
Olabilir ama ben Tayyip Bey’in son 15 yılda böyle bir şey söyleyebileceğini sanmıyorum.

KANDIRILMA OLAYI

Bu Tayyip Bey de ne çok kandırılmış böyle.
Onu da mı beğenmedin?
Yahu devlet yönetiminde kandırılma olur mu?
Ne var kandırılmışsa ayrıca özeleştiri yapıyor senin buna cesaretin olur mu?
Cesaretle alakası yok. Ayrıca bir insan belki bir kere kandırılır defalarca olmaz.
Öyle defalarca da değil bir kere adam söyledi işte.
(Yine cebe başvuruyorum) Bak işte kendi sözleri defalarca kandırıldığını söylüyor.
Sözcü Gazetesi’dir o.
Değil ama de ki Sözcü ne fark eder?
Yalan yazıyordur. (Telefonun ekranına bakıyor. Başlıkta defalarca kandırıldık yazıyor.) Yooo bu gazetenin yorumu. Hep böyle yapıyorlar. Başlık böyle, bakalım öyle mi demiş.
Allah Allaaaah. Devam et o zaman yazıyı oku.
(Yazıyı okuyor suratı asılıyor) Olmadı ama bunu söylediyse çok yanlışmış.

IMF’YE BORCUN ÖDENMESİ

Eskiden IMF’ye borcumuz vardı ödenmedi mi?
Ödendi de ne var bunda?
Siz pek seversiniz IMF’yi de.
Niye sevelim ki, nereden çıkarıyorsun?
CHP hep IMF’yi istemedi mi?
Niye istesin ki, ayrıca neden istediğine bir örnek versene.
????
Bak bilgi vereyim IMF borcu dediğin ekonomiyi düzeltmek ve bu sayede başka ülkelerden borç bulunmasını sağlamak için alınan borçtur.
İşte o borcun tamamını kapatmadık mı? 23 milyar tek seferde ödenmedi mi?
Kapattık da şu anda dış borcumuzun ne kadar olduğunu biliyor musun?
Onlar özel sektör borcu.
Fark etmez ayrıca hepsinde hazine garantisi var
Bunlar muhalefetin sözleri.
Bunlar birinin sözü değil gerçekler.

ÇOK GÜLDÜM

Bu pazarın fıkraları


Pazar günlerinin neşesi fıkralardan bir demet daha geldi Yıldırım Tuna’dan. Haydi birlikte okuyalım;

KUŞAK ÇATIŞMASI

Anne ve babamla yaptığımız son “kuşak çatışması”nda “Ben heyecan, macera, para ve güzel kadınlarla birlikte olmak istiyorum! Arzu ettiğim şeylere bu evde kavuşmam imkansız, o nedenle evi terk ediyorum, sakın beni durdurmaya çalışmayın!” dedim, kapıyı çarptım ve odadan çıktım.
Merdivenlerden inerken iki basamak gerimde olan babam arkamdan basamaklarda zıplayarak koşmaya başladı, dönüp “Dediklerimi duymadınız mı?” dedim, “Beni durdurmaya çalışmayın.” Babam “ Kim durdurmaya çalışıyor lan?” dedi , “Ben de seninle geliyorum.”

TATİL KÖYÜNDEKİ MANYAK! KIZ

Tatil köyünde yeni tanıştığım kız çok güzel ama bir tuhaf. Manyak resmen. Gece yarısı 2 miydi 3 müydü? Herkes uyumuş, kumsalda bizden başka kimse yok, hafif serinlemiş kumun üzerinde yan yana uzanıp kayan yıldızları seyrediyoruz, birden ellerimi tutup üzerime abandı, burnunu burnuma dayayarak “Birazdan üzerimize bir meteor düşeceğini ve ikimizin de öleceğini bilsen benden şu anda ne isterdin?” diye sordu. “Nasıl yani?” dedim, “Otelin sığınağı falan yok mu? Ajanslar böyle bir tehlikeyi daha önce haber vermemişler mi?” Kız “Uff, tamam, tamam, boş ver..” dedi, “Unut sorumu salak.” Manyak değil mi bu kız şimdi?

HAREMAĞASININ İNTİKAMI

Ahmet sarayın hizmetkarlarından biri. Yıllardır sultanı görür ve onun göğüslerine hayran olurmuş.. Artık bir saplantı halini almış kraliçenin göğüslerine dokunmak. Tüm cesaretini toplayıp haremağasına açılmış. “Bana Sultanın göğüslerini sevdir,  ömür boyu biriktirdiğim 1000 altın senin” demiş. Haremağasının aklı yatmış bu kârlı işe. Kenar mahallelerde tanıdığı bir büyücü kadın varmış. Ona gidip bir losyon hazırlatmış. Losyonun etkisi üç gün sürebilirmiş. Haremağası bu losyonu sultanın o gün banyodan sonra giyeceği sutyene iyice sürmüş. Sultan çıplak tenine sutyeni takınca, losyon etkisini hemen göstermiş. göğüsleri yangın yeri gibi yanmaya başlamış. Saray doktorları merhemlerle, ilaçlarla çare bulamamışlar. Sultan acıdan, kaşıntıdan, yanmadan ölecek. Haremağası üçüncü gün ortaya çıkmış ve padişaha “Saray hizmetkarlarından Ahmet, derdinize derman olabilir. Onun salyası, her şeye iyi geliyor. Tek çare, Ahmet’in dili. Sultanımızı ancak o kurtarır, eğer izin verirseniz” demiş. Padişah çaresiz çağırmış Ahmet’i hareme. Ahmet bir saate yakın sultanla yalnız kalıp muradına ermiş. Bu sırada losyonun etkisi de geçmiş ve sultan rahatlamış. Tabii keramet Ahmet’te sanılmış.  Ne var ki Ahmet söz verdiği halde 1000 altını harem ağasına vermeye yanaşmamış. “Bu olayı açıklarsan ikimizin de kellesi gider. Bunu göze alamazsın.. Hadi bakalım, çek arabanı” demiş, haremağasına. Çok kızmış harem ağası.. Öyle kızmış ki.. Ertesi gün aynı yakıcı losyonu padişahın, banyodan sonra giyeceği donuna iki kat sürmüş.

KOMİK

Haftanın duvar yazıları


Mizah yazarı İbrahim Ormancı bu hafta pazar için de aforizmalar göndermiş. Okuyalım;
Bir kadın ve yabancı bir erkek asansöre birlikte binerse halvet olurmuş. Yakında, kadınlar asansörü ve erkekler asansörü gündeme gelirse hiç şaşırmayacağım nedense.

* * *

Sosyal Doku Vakfı Başkanı Nurettin Yıldız “Yatağa yorgun girin ki, hemen uyuyasınız. Aksi halde yorgan-battaniye tahrik eder, şehvete kayarsanız” demiş. Vallahi insanları şehvete kaydıran, ne yorgan ne de battaniye hemşerim. Sözde ilahiyatçı kişilerin abuk sabuk konuşmaları.

* * *

İlk görüşte aşk için gülüşe bakılıyormuş. Eeee Türkiye’de kimse artık gülmediği için aşık olan falan da yoktur.

* * *

Herkes kendi bildiğini okuyor. Herkes lafı DEDİĞİNE koyuyor yani!..

* * *

Bu şarkı burada bitmeeeeez. Amcam, uzun havayı uzattıkça uzatmaya meraklı.

* * *

İnsan kuş misali derler ya, çok doğru. Bazı insanların beyni, kuş beyni kadar.

* * *

İş hayatında bir patlama yapacağım. Havai fişek fabrikası kuruyorum.

* * *

Yani diyorum. Türkiye obez olmasın istiyorsak, bu seçimin döneminde vatandaşa partiler makarna dağıtmasın. Örneğin bize, diyet ürünlerle gelsinler!..

* * *

Kral’dan çok Kraliçe’ciyim. Pozitif ayrımcılık benimkisi.

* * *

Politikacılara güvenilmez bence. Her şeyi HİTABINA uydururlar ya!..

* * *

Güreşçiler idmanlarda çalışmaz ENSE yaparlarsa, maçlarda EL ENSE’yi yer.

* * *

Norveç’te yapılan bir araştırma ev temizliğinin kadınların akciğerlerine “Günde 20 sigara içmek” kadar zarar verdiğini göstermiş. Hanıma “Bu evin hali ne böyle?” diye sorunca “Ben daha yaşamak istiyorum” yanıtını alıyorum artık.

* * *

Hayvanlar hâlâ koklaşa koklaşa anlaşıyor da insanlar tarz değiştirdi, artık akıllı telefonda yazışa yazışa anlaşıyorlar.

* * *

Sakarya Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Ebubekir Sofuoğlu, Sultan II. Abdülhamid için “Google’ı kullanan, ilk icat eden kişi” ifadelerini kullanmış. Onu bunu bilmem de  bu denli saçmalamakla nasıl profesör olunabiliyor? Acaba Google’a mı sorsam?

* * *

Gelmiş geçmiş en büyük kadın yalanı “O benim gelinim değil. Kızım.”

* * *

Şu yerli otomobil üretme sevdasını bir türlü anlamıyorum. Aracı yerli olsa kaç yazar, yakıtı dışarıdan geldikten sonra.