ANALİZ

Türkiye’de aslında darbe oldu


İktidar ve yandaşları 15 Temmuz dinci faşist kalkışmasının arkasında Amerika’nın olduğuna inanıyor.
Amerika niye bir darbeye kalkışsın Türkiye’de?
İktidar ve medyadaki yandaşları bize şöyle anlattılar;
Çünkü Türkiye Amerika’ya rağmen giderek büyüyor ve güçleniyor.
Türkiye bölgenin en önemli askeri ve siyasi gücü haline geliyor.
Türkiye’nin başında oturan lider, dirayetli tutumu ve dik duruşuyla Amerika’nın boyunduruğuna girmiyor.
Türkiye’nin güçlenmesi ve dik durması nedeniyle Amerika’nın başta Ortadoğu bölgesi olmak üzere pekçok yerdeki çıkarları zedeleniyor.
Amerika’nın Suriye ve Irak üzerindeki oyunları Türkiye’nin kararlı tavırları nedeniyle bozuluyor.
İşte bu nedenlerden ötürü Amerika, Türkiye’de bir askeri darbeye kalkıştı.
AKP’nin içine bir Truva Atı gibi sokulan ve başta Erdoğan olmak üzere herkesi kandıran cemaatçiler eliyle, iktidar ele geçirilecek ve Türkiye Amerika’nın çıkarlarına göre yönetilecek.
Bize iki yıldır bunu anlatıyorlar.
Artık adına ne derseniz deyin, 15 Temmuz’da tezgahlanan Amerikan darbesi başarılı olmadı ama 30 Eylül günü bir başka darbe yaşandı.
Bu darbe ile Amerika kansız biçimde Türkiye’nin yönetimini ele geçirdi.
Amerikan derin devletinin de uzantısı olduğu bilinen bir şirket, saraya bağlı 16 bakanlıkta memurlarını çalıştıracak, raporlar hazırlayacak, yönetime ne yapması gerektiğini söyleyecek ve bütün bunları Amerikan yönetimine de rapor edecek.
McKinsey anlaşmasının özü budur.
Bir taraftan müthiş bir “anti Amerikan” propaganda ile özellikle yoksul, bilgisiz ve bilinçsiz kitleler etkilenir ve iktidarın oy tabanı kaba milliyetçilikle genleştirilirken diğer taraftan Amerika’ya tam bir teslimiyet yaşanmıştır.
Seçim akşamı muhalefete ve bizlere “Nasıl geçirdik” diye terbiyesizlik yapanlar haklı çıktı galiba.
Evet haklılar çok fena geçirdiler.

BUNU YAZMAK GEREK

Nazlı Ilıcak elbette terörist değil de...


Erdoğan iktidarının cemaate pis işler yaptırdığı dönemde müthiş bir güç sarhoşluğu içinde olan ama daha sonraki “U dönüşü” dönemine ayak uyduramadığı için hapse atılan ve teröristlikle suçlanan Nazlı Ilıcak’ın ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası İstinaf Mahkemesi tarafından da onaylandı.
Şimdi işin bir de Yargıtay aşaması var.
Bu karar vicdanları sızlatıyor mu?
Son günlerde tartışılan konulardan biri bu.
CHP eski Milletvekili Barış Yarkadaş dün bir tweet atmış. Yarkadaş Nazlı Ilıcak’la tamamen zıt fikirler taşıdığını ama ona ve Ahmet-Mehmet Altan kardeşlere verilen cezanın orantısız olduğunu savunuyor.
Yarkadaş’ın bu mesajına dün öğle saatlerine doğru 700’ün üzerinde yorum gelmişti.
Yorumların tamamına yakını Yarkadaş’ı eleştiriyor.
“Kuddusi Okkır, Ali Tatar, Cem Aziz Çakmak, Türkan Saylan, bu kişilerin düşmanca yazıları nedeniyle ölmediler mi?” diye soruluyor.
Karşılaştırmayı öyle yapmak belki doğru olmayabilir.
Nazlı lıcak ve diğerleri için verilen cezalar “hukuki” açıdan bana göre yanlış ve gerçekten orantısızdır.
Ama bu isimler ve diğerleri en ağır cezadan daha ağır olan “vicdanlarda mahkümiyet” almışlardır.
Hapisten çıktıklarında onun altın-dan kalkmaları mümkün değildir.
Buradaki tek üzüntüm, daha nice ortakları olmasına rağmen ağır  cezaların bu tür birkaç kişiye verilmiş olmasıdır.
Ama bu diğer suçluların kurtulacağı anlamına gelmez.
Sadece sabırlı olmak gerek.

KOMİK

Zabıtayı arayıp zamları bildirdim


Cumhurbaşkanı Erdoğan hâlâ “kriz olmadığını” krize karşı alınan önlemleri anlatarak söylüyor.
Hesapta kriz yok ama nedense önlemler alınıyor.
İşte bunlardan bir tanesi de halktan “muhbirlik” yapmasının istenmesi.
Erdoğan dedi ki “Kriz bahanesiyle fiyatları artıranları zabıtaya bildirin, onlar da gereğini yapsın.”
Ne kadar güzel değil mi?
Böylelikle krizi bahane ederek zam üstüne zam yapanların da yakasına yapışacağız.
Hemen belediye zabıtasını aradım dün.
Zabıtaya “Alo” dedim “Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatı gereği fahiş zam yapanları ihbar için arıyorum.”
Zabıta çok kibar. “Hemen söyleyin efendim” dedi “Gidip canlarına okuyalım.”
Konuşmaya başladım; “Bir” dedim “Doğalgaza yüzde 9 gibi fahiş bir zam yapıldı. Yılbaşından bu yana yapılanlarla bu zam yüzde 47’yi buldu” diye ekledim.
Sonra devam ettim “İki, elektrik fiyatlarına da yüzde 9 zam geldi. O da yılbaşından bu yana yüzde 100 zamlanmış oldu.”
Zabıta şaşırdı kaldı. Telefonu kapattı garibim ne yapsın.
NOT: Hayali yazıdır. İlber Ortaylı’ya teşekkürler, fikir onun.

DİKKATİMİ ÇEKEN ŞEYLER

Yandaş medya neye sevineceğini şaşırdı


Artık şuna inanıyorum; Yandaş medyadakiler her gün haber toplantısında “hangi haberi yaparsak Sayın Cumhurbaşkanımızı mutlu eder ve bu sayede gözüne gireriz” diye konuşuyorlar.
İşte bu haberlerden biri, resmi yandaşlığa yeni terfi eden gazetenin internet sitesinde dün yayınlandı;
“Gayrettepe-İstanbul yeni havalimanı metro hattının yapımı devam ederken, dünkü çalışmalar sonunda Türkiye'deki tüm zamanların rekoru kırıldı. İhsaniye istasyonundan kazıya başlayan TBM aracı günlük 49,5 metre ilerleme hızı ile tüm zamanların rekorunu kırdı.”
Ne diyeyim?
Yalakalıkta her gün yeni bir “tüm zamanların rekoru” kırılıyor.
Oysa bu havaalanı inşaatı Erdoğan’ın arzuladığı tarihe yetiştirilecek diye “iş kazaları ve ölümlerinde de rekorlar kırılıyor” ama o haberlerle yalakalık yapılamıyor ki.

İRONİ

Amerika’nın yeni küstahlığı


Amerikalı adı Pew midir nedir bir araştırma şirketi, dünya liderleri arasında bir “güvenirlilik” araştırması yapmış.
Yapılan araştırma sonunda dünyanın en güvenilir liderinin Alman Başbakanı Angela Merkel olduğu ortaya çıkmış.
Merkel yüzde 51’lik bir destek alırken sonuncu lider ise yüzde 27’de kalan Amerika Başkanı Donald Trump olmuş.
Fransa Devlet Başkanı Macron yüzde 46 ile ikinci, Çin Devlet Başkanı Cinping ise yüzde 34’le 3’üncü olmuş.
Döndüncü sıra ise Rusya Devlet Başkanı Putin’in olmuş.
Araştırmanın sonuncusunun Trump olduğunu görünce içim biraz ferahlayarak “Bizim reisimiz kaçıncı olmuş acaba?” dedim.
Bir de ne göreyim Amerikan şirketi araştırmaya bizi dahil bile etmemiş.
Oysa iktidar yandaşlarına göre Erdoğan süper Türkiye’nin süper lideri, o bir dünya lideri, tüm dünyaya ayar veren bir önder.
Amerika, Türkiye’ye olan düşmanlığını ve kıskançlığını böyle küstah bir araştırma ile bir kere daha göstermiş oldu.