Çok büyük bir kamu ihalesinde, halkın vergileri harcanacağı halde, gerçeği halktan saklamanın yeni ifadesi var artık:
“Fiyat dışı unsurlar”
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Cahit Turhan verdi bu yanıtı. Diyarbakır-Mardin arasında yapılacak 53 km’lik demiryolu ihalesine gelen en düşük teklif 380.6 milyon TL’yken, neden 109 milyon TL daha pahalı teklif sahibi şirkete verildiği sorusunu böyle yanıtladı.
Aynı soruyu, 12 Kasım tarihli Sözcü’de, ihalenin ayrıntılarını da duyurarak köşede ben de sormuştum. TCDD’nin “belli istekliler arasında” yöntemiyle yaptığı ihalenin tam adı “Diyarbakır-Mazıdağı (Mardin) Demiryolu İltisak Hattı Yapım İşi” ydi.
Eylül sonundaki ihalede en düşük teklif, 380.6 milyon TL ile Ederay-İmaj- Metaleks ortaklığından gelmişti. Cengiz, 489.6 milyon TL ile ikinci sıradaydı. Neler olduğunu bilmediğimiz birkaç haftanın ardından, en düşük teklif geçersiz sayılmış ve sözleşme imzalanması için Cengiz davet edilmişti.
“Neden?” diye sormuştuk biz de ve tabii ki yanıt gelmedi.

★★★

Neyse ki, CHP Milletvekili Tahsin Tarhan’ın resmi sorusuna bakanlıktan yazılı bir yanıt gelmiş. Bakan Turhan’ın neden Cengiz İnşaat’ın tercih edildiği sorusuna verdiği yanıtı, Hüseyin Şimşek imzasıyla Birgün’de okuduk:
“İhale uygulama yönetmeliğinde fiyatın yanısıra fiyat dışı unsurlar da mevzuatta belirtildiği şekilde ayrı ayrı puanlanmaktadır. Fiyat dışı unsur değerlendirmelerine göre en uygunu Cengiz İnşaat’tı.”
Bakanlığın açıklamadığı “fiyat dışı unsurlar”ın ne olduğunu açıklayalım:

ENTEGRE GÜBRE TESİSİ

O “unsur”, adındaki “iltisak” yani bağlantı kelimesinden dahi hissedilebileceği üzere demiryolunun, Cengiz Holding’in halihazırda yapımını sürdürdüğü Mazıdağı’ndaki entegre gübre tesisine bağlanacak oluşudur. Mazıdağı Entegre Gübre Tesisi, teşvik destekleri almış bir yatırım.
Bakanlık muhtemelen “Devletin özel teşviklerle donattığı bir büyük yatırımı Cengiz yapıyorsa, o yatırıma giden demiryolunu da neden Cengiz yapmasın?” demiş ya da demek durumunda kalmıştır…
Peki aradaki 109 milyon TL fark ne olacak?
Ve niye ihale açtınız?
İşte bu soruların cevabı karanlık… Söz ettiğimiz de TBMM’nin milletvekiline dahi gerçeği açıklamaya tenezzül etmeyen bir bakanlık.

Levent Yapılandırma Yönetimi


Pazar günü Levent Yapılandırma Yönetimi (LYY) adlı özel amaçlı şirket hakkında yazdım. Türk Telekom’da yüzde 55 pay sahibi OTAŞ (Oger Telekom) hisselerinin, kredilerini tahsil edemeyen bankalarca kurulan özel şirkete devrine dair.
Ticaret Sicil Gazetesi’ndeki LYY şirket profilinde bankaların görünmediğini, Telekom’un ve bankaların kamuyu az daha aydınlatması gerektiğini aktardım.
Cevap hemen geldi. Ama 25 Aralık 2018 yani dünkü Ticaret Sicil Gazetesi’nden. Yeni Yönetim Kurulu üyeleri şöyle: Akbank (adına Emre Derman), Garanti Bankası (adına Muammer Cüneyt Sezgin,) İş Bankası adına da Murat Bilgiç. Şirketin Yönetim Kurulu Başkanı Akbank, Başkanvekili de Garanti Bankası olarak kayda geçti. Önceki yönetim kurulu üyelerinin görevi sona erdi.
Yine de Türkiye Varlık Fonu’nun bu borçlar için dışarıda kredi aradığı konuşulurken, hâlâ yanıt bekleyen çok soru var:
Türk Telekom’un piyasa değeri neye göre hesaplandı, altyapının hesabı, mülkiyeti nasıl hesaplandı? Rekabet Kurulu devrede mi? Hisse devrine TT Mobil dahil mi? Günün sonunda devlete devredilecek olan GSM lisans değeri, nasıl hesaplandı? Devlet bir garanti verdi mi?
“Netleşti” denilen yol haritası gerçekten net mi?