Devleti 16 yıldır yöneten AKP’nin; köprü, otoyol ve şehir hastaneleri yaptırdığı müteahhit şirketlere, döviz üzerinden verdiği garantiler, bütçeden yapılan ödemeler yavaş yavaş da olsa aydınlığa kavuşuyor.
Bu konuda dört yıldır gösterdiğimiz ısrarlı çabaların sonucunda, kamuoyunda belli bir farkındalık oluştu. AKP iktidarına mensup pek çok bakan ve başbakanın kürsülerde yıllar yılı “Milletin cebinden beş kuruş çıkmayacak” propagandasının gerçeği yansıtmadığı, -iktidar medyasının bütün çabasına karşın- artık bizzat AKP iktidarınca hazırlanan bütçe belgelerinde ortaya çıkıyor.
Ancak hâlâ gidilmesi gereken çok yol var. Bütçeden büyük projeler için yapılacak ödemeleri, konuyla alakasız başlıklar altında ve sütun labirentleri izinde gizleniyor. Bu da özel ve uzmanlık gerektiren bir çaba içinde olmayı gerekiyor.
Kamu Özel İşbirliği (KÖİ) adı altında döviz üzerinden imzalanan uygulama sözleşmeleri ile bu sözleşmelerde yer alan (hizmetin niteliğine göre) garantileri berrak, saydam bir  ödenek kalemi olarak görmemiz gerekiyor.

AYRI BİR EK İLE

Halkın vergilerinin nereye gittiğinin açıkça izlenebilmesi için yapılması gerekenleri şöyle özetleyebiliriz:
- Garantili ödemelerin her yıl merkezi yönetim bütçesinde ayrı bir ödenek kalemi olarak yer alması gerekiyor.  Bunu yapmak yerine örneğin Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı köprü geçiş ücretleri için ayrılan garanti parasını “hane halkına transfer” başlığı altına saklıyor.
-  Garantili ödemelerin ayrı bir bütçe cetvelinde Bütçe Kanunu’na ek olarak, erişimi kolay ve anlaşılır rakamlarla gösterilmesi gerekiyor. Nasıl teşvikler gösteriliyorsa, bu ödemelerin de “vergi harcaması” başlığıyla bütçeye eklenmesi mümkün.
- Hazine’nin kendisinin verdiği garantilerin yanı sıra, diğer kurumlarca verilen garantilerden doğan yükümlülükleri de Aylık Borç Yönetim Raporları’nda yayımlaması gerekiyor.
Köprü ve şehir hastaneleri için verilen garantiler, farklı isimler altında belli tabloların içinden çıksa da  29 Ekim’de resmi açılışı yapılan İstanbul Havalimanı için verilen garantileri 2019 yılı bütçe dokümanlarında görünmüyor. Çünkü bir KİT olması ve bu statüsü nedeniyle Devlet Hava Meydanları İşletmesi’nin (DHMİ)  üstlendiği garanti ödemeleri bütçede yer almıyor.
Bilgi istendiği zaman da “Uygulama Sözleşmesi gereği bilgi verilemeyeceği” söyleniyor.

UYGULAMA SÖZLEŞMELERİ AÇIKLANSIN

DHMİ’nin bilgi verememesi, KÖİ’ye taraf olan bütün havalimanı yapan şirketleri imtiyazlı kılıyor. Oysa bu şirketin borcunu ödeyemeyecek duruma gelmesi halinde onun banka borçlarını “günün sonunda” üstlenmesi taahhüt eden Hazine’nin ta kendisi…
Bu nedenle bütün Uygulama Sözleşmeleri üzerindeki sır perdelerinin kalkması ve halka açıklanması gerekiyor.
Aksi takdirde hem şirketlerle döviz üzerinden sözleşme yapıp garanti veren, hem de bu sözleşmeleri “gizli” diye saklayan bir iktidarın, önümüzdeki aylarda zaten canı daha çok yanacak takati kalmamış halka “tasarruf yap” demesinin bir anlamı bulunmuyor.