Öncelikle şunu söylemeliyim: Gazetecilikte geçirdiğim yaklaşık çeyrek asrın üçte ikisinde dış politika ve uluslararası enerji konularını takip ettim.

Bugün kulağa çok sıradan gelen, ancak dış politikada birçok alengirli sorunun kaynağı olan bir kavramdan söz etmek istiyorum:

“AİLE FOTOĞRAFI”

Her çok uluslu toplantının sonunda mutlaka arkada toplantının adının ve tarihinin yazdığı, katılımcı ülkelerin bayraklarının bulunduğu bir fotoğraf çekilir. O fotoğrafa denir “aile fotoğrafı”. Öyle denir çünkü o ülkeler (tek tek baktığınızda her birinin farklı istek ve çıkarları olsa da) o toplantıya ortak bir amaç için katılmıştır. Çıkan sonuç da herkesin ortak tavrıdır.

Mesela, 19 Kasım 2018 günü İstanbul’da “Türk Akımı Projesi Deniz Kısmının Tamamlanması Töreni” vardı. Rusya’nın Anapa şehrinde Karadeniz’e daldırılan, iki doğalgaz borusunun 930 km sonra, İstanbul’un 100 km batısındaki Kıyıköy’den karaya çıkması kutlanıyordu. Biri yönünü Türkiye’ye, diğeri Avrupa’ya çeviriyordu. Avrupa’ya ve Türkiye’ye doğalgaz satışını artırmak isteyen Rusya için, Ukrayna’yı bay pas eden yaşamsal bir boru hattıydı. Tören sonunda çekilen aile fotoğrafında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve iki ülkeden bakanlar vardı.

Bir başka aile fotoğrafı geçen haftalarda Doğu Akdeniz’de çekiliyordu. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, Mısır,  İsrail, Yunanistan ve İtalya’dan yöneticiler vardı. Doğu Akdeniz’de çıkarılan doğalgazın, önce Kıbrıs’a, sonra Yunanistan’a uğrayarak Avrupa’ya taşınmasını öngören bir proje için imza atıp tören yapmışlardı. Projenin hedefi Avrupa’yı doğalgazda Rusya bağımlılığından kurtarmaktı.

Enerji denkleminde “arz güvenliği” önemlidir ve tüketici ülkeler, doğalgaz kaynaklarını çeşitlendirip, tek ülkeye bağlı kalmak istemezler. (Küçük bir not: 2017’de 53,5 milyar metreküp doğalgaz tüketen Türkiye, bunun yüzde 52’sini Rusya’dan ithal etmişti ve bu oran ciddi bir risk teşkil etmekte.)

Bugünlerde Doğu Akdeniz’de çekilen o aile fotoğrafına Ankara’dan sert tepki gösteriliyor ama o fotoğrafın aynı zamanda İstanbul’da çekilen aile fotoğrafının da bir sonucu olduğunu unutmamak lazım.

Türkiye, İran ve Rusya liderlerinin katılımıyla çekilen bir aile fotoğrafı daha var. Suriye’nin geleceğinin konuşulduğu bir toplantıda çekilmişti. O fotoğrafın tam karşısında da ABD, Fransa, PYD/YPG temsilcilerinin olduğu bir “aile fotoğrafı” duruyor ve o fotoğraf da Ankara’nın sigortasını attırıyor. Oysa o fotoğraf da yanı başımızda oluşan bir dengenin sonucu.

Dış politikanın temel kuralıdır: “Her zaman dostluklar değil çıkarlar ön plandadır.”

O nedenle o aile fotoğrafları hep ülkelerin çıkarlarına göre yaptıkları tercihlerle şekillenir. Bundan 20 yıl öncenin Türkiye’si olsaydık, belki tam karşıdaki aile fotoğraflarında olabilirdik.

Bazen bugünün çözümleri ya da doğruları, geleceğin sorunlarının kaynağı olabiliyor. Bugün yapılan tercihin doğru olup olmadığını da bize tarih gösterecek.

serit-zeyrek

Akdeniz Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği (AKTOB) 8. Resort Turizm Toplantısı için Antalya’dayım. Bir sektörün bütün sorunlarını ve gelişimini bizzat yaşayanlardan dinlemek, yerinde görmek çok faydalı oluyor.

Bugün yapılacak kongre öncesinde dün bir kokteyl yapıldı. AKTOB’un genç başkanı Erkan Yağcı, bu yıl da sektörün en önemli temsilcilerini Antalya’da toplamayı başarmıştı.

Kabus gibi geçen iki yılın ardından bereketli bir sezonun geride bırakılmasından olsa gerek, salondaki yüzler gülüyordu.

Bir toparlanma vardı ama hala kara geçirecek seviyeye gelinmemişti. Kaygıları olmakla birlikte, herkes Turizm Bakanlığı görevine sektörden bir ismin getirilmesinden memnun ve umutlu görünüyordu.

Yarın toplantıyla ilgili izlenimlerimi daha geniş aktaracağım ama resepsiyonla ilgili bir gözlemimi paylaşmadan edemeyeceğim.

Malum yerel seçimler arifesindeyiz. Bu yüzden o kokteyle bütün Belediye Başkanı adayları gelir diye bekliyordum. Ne Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, ne de CHP’nin Türel’e rakip çıkaracağı söylenen Konyaaltı Belediye Başkanı Muhittin Böcek oradaydı. Gariptir, diğer ilçe belediye başkanları da yoktu.

Sadece, gittiği her masada büyük ilgi gören Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal’ı gördüm. Turizmcilerle haşır neşir oluşundan her daim aralarında olduğunu düşündüm.

Mevcut başkanların ve muhtemel adayların gelmeyişi, sadece benim değil turizmcilerin de dikkatini çekmişti.

İstihdam imkanları, tüketim kalemleri ile bir kentin can damarı olan bu büyük aileyi, böylesine önemli bir toplantının açılışında yalnız bırakan siyasetçileri anlamak zor.