Pazartesi günü Dünya İnsan Hakları Günü’ydü. Bir çok siyasetçi, günün anlam ve önemine dair mesajlarında insan hakları ihlallerinin olmadığı, adil bir dünya temennilerini dile getirerek kutladı.
Adalet Bakanı Abdulhamit Gül de o isimlerden biriydi.
Sosyal medya hesabından “İnsan hakları ihlallerinin sona erdiği, tüm mazlum ve masumların haklarına kavuştuğu adil bir dünya umuduyla 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü’nü kutluyorum” mesajını paylaştı.
Göreve geldiği günden beri, adaleti güçlendirmek istediği yönünde mesajlar veren, bu konuda adımlar atan Bakan Gül, Yargı Reformu Strateji Belgesi’ne son şeklinin verildiği Yargı Zirvesi sırasında da şöyle konuşmuştu:
“Belgemizin vizyonu, güven veren ve erişilebilir bir adalet sistemi olacaktır. Güven veren adaletin hedefi, temel hak ve özgürlüklerin, toplum hayatındaki huzur ve güvenliğin, sosyal beklenti ve memnuniyetin, yani kısacası topyekün varlık ve geleceğimizin garantisini ima etmektedir.”
İnsan hakları ihlallerinin yaşanmadığı, mağdur ve mazlumların haklarına kavuştuğu adil bir dünya dileyen, aynı zamanda varlık ve geleceğimizin garantisi olacağı “güven veren, erişilebilir adalet” vaat eden bir Adalet Bakanımız var. Kulağa gerçekten hoş geliyor.
Bakan Gül’ün İnsan hakları günü mesajının altına bir takipçisi “biz de bu yazdıklarınızı uygulamanız umuduyla 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü’nü kutluyoruz” diye yazmıştı.
Ne yalan söyleyeyim, ben de mesajı okurken aynı şeyi düşünmüştüm.
Haksız da çıkmadım.

★★★

Çok kısa bir süre sonra cep telefonuma bir internet haber sitesinin “son dakika” bildirimi düştü.
“Türkiye bu haberi de gördü: Emin Çölaşan ve Necati Doğru’ya FETÖ davası” yazıyordu.
Hemen haberi açtım, okudum. Sadece iki usta gazeteciye değil, SÖZCÜ’nün Genel Yayın Yönetmeni Metin Yılmaz ile İnternet Yayın Yönetmeni Mustafa Çetin ve İnternet Haber Koordinatörü Yücel Arı’ya da dava açılmıştı.
Hem de Dünya İnsan Hakları Günü’nde.
Savcılık iddianamesini de buldum.
“Terör örgütüne üye olmamakla birlikte bilerek isteyerek örgüte destek olmak” suçlaması yöneltilmişti.
Suç kanıtı olarak gösterilen unsurların tamamı gazetede ve internet sitesinde yayınlanan haberlerdi.
Emin Abi’nin FETÖ’yü hedef alan o sert yazılarını, SÖZCÜ’nün tartışmaya mahal bırakmayan netlikteki FETÖ karşıtı manşetlerini anımsadım ve kendi kendime “bu suçlama hayatın olağan akışına aykırı” dedim.
Çünkü hakkında dava açılan, aslında isimlerden çok “gazetecilik” faaliyetiydi.
Oysa hem bizim hukukumuzda, hem Anayasamızın 90. Maddesi ile kendi hukukumuzun üzerinde tuttuğumuz uluslararası hukukta “gazetecilik” suç değildi.

★★★

“Düşünce ve ifade özgürlüğü”, Bakan Gül’ün ihlal edilmemesini dilediği temel insan haklarının başında geliyor. “Erişilebilir, güven veren adalet” de bu hakkın en temel güvencesidir.
Bakın göreceksiniz; SÖZCÜ Davası, Bakan Gül’ün insan hakları ve adalet konusundaki dileği ve yargı reformu stratejisi ile ilgili turnusol kağıdı işlevi görecek.

deniz-zeyrek

AK Parti ile MHP’nin İstanbul adayı TBMM Başkanı Binali Yıldırım, 22 Aralık’tan itibaren sahaya iniyor. Bütçe görüşmelerinin hemen ardından, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Yıldırım’ın adaylığını resmen açıklaması bekleniyor. Yola çıkmadan önce Erdoğan ve MHP lideri Devlet Bahçeli ile görüşmesi beklenen Yıldırım’ın AK Parti’nin ve hem MHP’nin İstanbul teşkilatları ile de bir araya gelmesi bekleniyor. CHP’nin de o tarihe kadar İstanbul adayını netleştirmesi bekleniyor.