Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın açıklamasından sonra “eli kulağında” olan ve her an gerçekleşmesi beklenen harekat dün gerçekleşti.
Sözcü’de dün yayınlanan yazımda Erdoğan’ın sözünü ettiği harekatın nereye ve nasıl yapılacağına dair şu dört seçeneği sıralamıştım:
“●  İlk seçenek uzun menzilli toplar (OBÜS) ile önceden belirlenmiş YPG hedeflerinin vurulması.
● İkinci seçenek, hava kuvvetlerinin YPG hedeflerini bombalaması. (TSK daha önce Irak'taki Sincar Dağı ile birlikte Suriye'deki Karaçok Dağı'na hava operasyonu düzenlemişti.)
● Üçüncü seçenek, nokta hedeflere özel operasyonlar.
● Dördüncü seçenek, hava unsurları, zırhlı araçlar ve topçu desteği ile kara harekatı.”

İkinci seçenek gerçekleşti


Bu seçenekleri, ABD ile ilişkilerde yaratacağı etkiye göre sıralamıştım.
Gördüğünüz gibi topçu atışı ile yetinilmemiş, hava operasyonu tercih edilmişti. Mehmetçiğin Suriye topraklarına girmesini gerektiren üçüncü ve dördüncü seçeneğe ise başvurulmamıştı.
İkinci seçenekte anımsattığım gibi, Türkiye 25 Nisan 2017’de de Suriye’deki Karaçok Dağı ile Irak’taki devamı Sincar Dağı’na eş zamanlı hava harekatı yapmıştı.
2017’deki ilk harekatta olduğu gibi dünkü harekatta da ABD ve Rusya’ya önceden bilgi verildi. Böylece hava harekatında, söz konusu ülkelerin askerlerinin dost ateşine kurban gitmesinin önüne geçilmesi hedeflendi.

2017 ile 2018 arasındaki üç fark


Merak edip, TSK tarafından 2017’de yapılan açıklama ile dün gece yapılan açıklamayı karşılaştırdım. İki açıklamanın ortak yanı, Türkiye’nin terörle mücadeledeki kararlılığının vurgulanması ve harekatın hedefinin “terörist unsurları etkisiz hale getirerek; Irak Kuzeyinden halkımıza ve güvenlik güçlerimize yönelik terör saldırılarını bertaraf etmek ve hudut güvenliğimizi sağlamak” olarak tanımlanmasıydı. Dikkatli baktığımda iki açıklama arasında üç somut fark gördüm.
İlki terör örgütünün ismiydi. 2017 açıklamasında “Bölücü Terör Örgütü”nün kısaltması olan BTÖ kullanılmıştı. Dünkü açıklamada ise “PKK/KCK/PYD/YPG” kısaltması tercih edilmişti.
İkinci temel fark 2017’deki açıklamada “uluslararası hukuktan kaynaklanan haklarımız kapsamında” denilirken, dünkü açıklamaya konulan “Birleşmiş Milletler Antlaşmasının 51’inci maddesi çerçevesinde, uluslararası hukuktan doğan meşru müdafaa haklarımız doğrultusunda” ifadesiydi.
Üçüncü fark ise bombalanan yerin adıydı. Ben dünkü yazımda “Karaçok Dağı” yazmıştım. Ancak dünkü TSK açıklamasında “Karacak Dağı” deniliyordu. Hata yaptığımı düşünüp bu yazıda düzeltmeyi düşünüyordum ama TSK’nın 2017’deki açıklamasında da “Karaçok Dağı” yazdığını fark ettim.

51. Madde ve meşru müdafa vurgusu


Terör örgütünün ve lojistik geçiş üssü olarak kullandığı dağın adı, TSK Basın Halkla İlişkiler Dairesi’ndeki ekip değişikliğinden kaynaklanıyor olabilir. Ancak BM Antlaşmasının 51. Maddesi ile “meşru müdafaa hakkı”nın özellikle belirtilmesi, bilinçli bir tercihti.
Esad Rejimi ve ABD’nin (Suriye’de birlikte hareket ettiği NATO müttefikleriyle birlikte) harekata karşı gündeme getireceği “uluslararası hukukun ihlali” tarzı eleştirilere karşı peşinen yanıt verilmişti. Türkiye, PKK’ya karşı yaptığı sınır ötesi harekatların tamamına yakınında özellikle 51. Madde’ye atıfta bulunmuştu.

“Rusya İdlib için fırsat olarak görebilir”


Bu arada dün Türkiye ile Rusya arasında İdlib konusunda sorun yaşandığını yazmıştım. Türkiye’nin Fırat Nehri’nin doğusunda bir harekat başlatacağını duyurması, bu yüzden en çok Rusya’yı heyecanlandırdı.
Çağdaş Türkiye Araştırmaları Merkezi’nden Amur Gadjiev  dün NTV’de Ahmet Yeşiltepe’nin sorularını yanıtlarken, Rusya’nın Türkiye’nin sınırdaki endişelerini anladığına dikkat çekerek, böyle bir harekatın Rusya tarafından İdlib için bir fırsat olarak görülebileceğini vurguladı. Gadjiev’e göre böyle bir harekat başlarsa, Rusya, İdlib’deki ÖSO’cuları ile radikal grupları doğuya gönderebilecek, bu da İdlib için çözüm getirecek.

serit-kalip-tokmak

Son kararname ile Ankara’ya vali atanan Vasip Şahin, İstanbul’da görev yaparken attığı “kar tatili” tivitleri ile sosyal medya fenomeni olmuştu. Başkentli öğrenciler Şahin’in Ankara’ya atanmasına çok sevinmişti. Haksız da çıkmadılar. Bizim evdeki de dahil, bütün lise öğrencileri iki gündür Vali Şahin’e kar tatili çağrısı yapıyordu.  Bekledikleri tivit dün nihayet geldi. Milyonlarca takipçisi olan Vasip Şahin de dün sosyal medya jargonu ile “TT” (popüler konu) oldu. Bugün Ankara’daki okullar tatil, evde bir bayram havası...