Çok eskiden (ne kadar eski diye sormayın lütfen) “Uçan Fil Dumbo” adında bir çocuk çizgi romanı vardı. Fil, en şiddetli rüzgârda bile ayağı yerden kesilmeyecek bir biçimde tasarlanmış (intelligent design dedikleri bu olsa gerek) kocaman bir memeli hayvandır. Çizgi romanın kahramanı olan Dumbo ise, kulaklarını kanat gibi çırparak uçabilen bir fildi.

“Doğaüstü” kavramına karşı olduğum için, uçan fil hikâyesine bozulmuş ve “Fil ise uçamaz, uçuyorsa fil değildir” diye bir sonsöz geliştirmiştim. Rivayete göre Katar Emir’i, Türkiye Cumhurbaşkanına, Jumbo tabir edilen (maket değil gerçek) fil gibi bir uçak armağan etmiş. Ben de diyorum ki; “Bu Dumbo/Jumbo uçuyorsa, hediye değildir; hediye ise uçmayan bir makettir”.

Dolara kurşun attığımız ve YEP (Yeni Ekonomi Programı) ile bütçede 76 milyar lira tasarruf planladığımız şu günlerde bu uçak, 400 milyon dolara satın alınmış olamaz. Çünkü latife bir yana, böylesi bir israfa Maliye ve Hazine Bakanı Albayrak izin vermez bir defa.

MERKEZ BANKASI’NA HAKSIZLIK ETMEYİN

Bakan Albayrak tarafından açıklanan programda yer alan sayılara ipotek koymayın. Bu sayılar biraz tahmin, biraz temenni biraz da hedeftir. Fiili sonuçlar mutlaka farklı olacaktır.

Şunu herkes zihnine çaksın. “Türk ekonomisi dış borç alarak çarklarını döndürmeye devam ettikçe bu gibi devalüasyon krizleri de arada bir hortlayacaktır.”

Hızlı büyümek için dış borç almaya mecburuz ezberine abone olanların, ‘bu kriz de nereden çıktı’ demeye hakkı yoktur. Bugün karşı karşıya olduğumuz teknik sorun paçayı kaptırdığımız “devalüasyon-enflasyon” sarmalından kurtulmaktır. Bu kısır  döngüyü düşük maliyetle kırmanın yolu ise IMF ile anlaşmaktır.

Türkiye IMF ile anlaşır anlaşmaz, alacaklı bankalar kendilerini güvende hissedecek ve kredi musluklarını açacaktır. Bundan da önemlisi borçlanma maliyeti düşecektir. Ancak bu çözüm seçeneği masada değildir. Bu şartlar altında Merkez Bankası, “indir faizi-bindir faizi” aletiyle enflasyonu denetim altına alamaz. Albayrak’ın YEP’de bahsettiği mali disiplin de durumu kurtarmaz.

IMF’SİZ ÇÖZÜM YOLU VARDIR

Başkanın koyduğu yasak yüzünden “Sınırlı dış destekli ama IMF’siz” bir çözüm yolu aranıyor.  Bu da mümkündür. Hatta yapmamız gereken “yapısal reforma” IMF’li çözümden daha fazla fayda sağlar.

Ama açıklanan YEP böyle bir yol izleneceği intibaını vermemektedir. Yine cari açık finansmanı için borç alınacak, yine her sene 200 milyar dolara yakın kredilere takla attırılacaktır. (IMF desteği olmadığından) Dış finansman için Osmanlı gibi tefeci faiziyle döviz borcu alınacaktır.

Dış borçların artış oranı, milli gelir büyümesinden yüksek olacaktır. Bu, akıl kârı bir yol değildir.

Son söz: Manevra alanını kısıtlayan, pahalı çözüme razı olur.