Sevgili okurlarım, bizi yöneten kadrolar için Türkiye Cumhuriyeti ve Cumhuriyet’in vazgeçilmez ilkeleri falan hiç önemli değildir.
Onlar hâlâ din ticareti ve Osmanlı sömürüsü peşinde.
Varsa Osmanlı, yoksa Osmanlı...
Ama hangisi?
İstanbul’u fetheden, ordusuyla Avrupa topraklarına geçen uygar insan Fatih Sultan Mehmet, ya da ömrünü Avrupa ve İran topraklarına düzenlediği seferlerde geçiren Kanuni Sultan Süleyman gibi cengâverler değil...
Unutmayın, Süleyman hastaydı. İlerlemiş yaşına karşın Macaristan’da Zigetvar Kalesi’ni kuşatmıştı. Orada can verdi.
Panik çıkmasın diye ölümünü ordudan gizlediler, iç organları alındıktan sonra naaşını kimseye belli etmeden İstanbul’a gönderdiler.
Bizim din tüccarlarının ilgi ve sömürü alanına giren sadece iki padişah var:
Abdülhamit ve hain Vahdettin.

* * *

Abdülhamit tam 33 yıl boyunca ülkeyi Yıldız Sarayı’ndan dışarıya adım atamadan, gizli hafiye örgütünden gelen jurnal ve ispiyonlarla yöneten korkak, vehimli biri...
Vahdettin derseniz Müslümanların halifesi (!) sıfatını taşıyan, Kurtuluş Savaşı’na karşı çıkan, pabucu pahalı görünce kapağı Malaya isimli İngiliz zırhlısına atıp Hristiyan dünyasına sığınan bir zavallı, gerçek bir hain.
Bizi yönetenler şimdi bu ikilinin gölgesine sığınmış, onların ticaretini yapıp kitlelere yutturmaya kalkışıyor.
Ama o günler çoktaaan geçti beyler! Artık ne Osmanlı var, ne Abdülhamit ve ne de Vahdettin.
Hiçbir zaman da olmayacaklar.

* * *

Bunları niçin yazıyorum? Dün Oda tv’de çok ilginç ve fotoğraflı bir haber vardı.
Silivri’de bir lise varmış.
Selimpaşa İmam Hatip Anadolu Lisesi.
Bir de padişah Abdülhamit’in dördüncü kuşaktan torunu olan Orhan Osmanoğlu diye biri varmış.
Yönetim bu Orhan’ı okula davet edip Abdülhamit konusunda bir konferans vermesini istemiş.
Okul bahçesinde mehter takımı tarafından karşılanıyor...
Kim olduğu bilinmeyen Orhan derseniz İlçe Milli Eğitim Müdürü ve okul yöneticileri ile yine okulun bahçesinde kol kola pozlar veriyor.

* * *

İmam hatip lisesinin bir de salonu var... Orada çerçeve içinde Abdülhamit-Vahdettin ikilisinin fotoğrafları!
Bu ülke bunca badireler atlatmış, savaşlarda nice şehitlerimiz toprağa verilmiş, ülkemiz kan gölüne dönmüş ama sonunda zaferi kazanan biz olmuşuz...
Başkomutan kim?
Mustafa Kemal Paşa.
İmam hatibin salonlarında onun da fotoğrafı asılı mı?
Ne mümkün!
Bırakın fotoğrafını asmayı bir yana, şimdi yakalasalar çiğ çiğ yerler.

* * *

Neyse işte!.. Kim olduğu bilinmeyen, tarih konusunda herhangi bir bilgi sahibi olup olmadığı meçhul olan dördüncü kuşaktan torun Orhan, imam hatip öğrencilerine dedesi hakkında ders vermiş!
Acaba hangi bilgisiyle neler söylemiş!
AKP döneminin yeni keşifleri bunlar...
Okullarda mehter takımıyla, törenle karşılanan birileri...
Sözde Müslümanlar, Cumhuriyet ve Atatürk düşmanları...

tayyip-karikatur

Kara mizah


Sevgili okurlarım, televizyonu ne zaman açsak karşımızda aynı suratı görüyoruz. Sabah, öğlen, akşam, gece, bu manzara hiç değişmiyor.
Korku dağları bürümüş, bütün kanallar yayınlarını kesip anında canlı yayına geçiyor.
Bunları yazıyoruz, söylüyoruz ama durum hep aynı.
Bizim yazıyla anlatamadığımız derdimizi bazen karikatürler çok daha güzel ve etkili bir biçimde anlatıyor.
İşte size onlardan biri...
Uykusuz isimli mizah dergisinden bir kapak!..
(Çizerin kim olduğunu bilmiyorum, sadece ellerine sağlık diyebiliyorum.)

sozcu-banner-1