Sevgili okurlarım 24 Haziran seçimleri, CHP’deki iç kavga, ekonomik kargaşa, dövizin yükselişi falan derken içimizde yaşanan çok önemli bir konuyu hep birlikte unuttuk!
Türkiye’deki Suriyeliler.
2011 yılında Suriye’de iç savaş çıktı ve milyonlarca kişi Türkiye’ye göç etti.
O günleri unutmayın...
Bizim iktidar, savaşı kaşımak ve kızıştırmak için elinden gelen her şeyi yaptı. Amaçları, daha birkaç ay öncesine kadar sarmaş dolaş oldukları Suriye Devlet Başkanı Esad’ı devirmekti.
Ancak oyun ters tepti!
Savaştan kaçmaya çalışan tam 3 milyon 600 bin Suriye vatandaşı sınırı geçip Türkiye’ye giriş yaptı.

* * *

Biz bu kadar insanı ne yapacaktık! Bunları nerede barındıracak, nerede besleyecektik?
Özellikle Güneydoğu bölgesinde milyarlarca dolar harcayıp konteyner ve çadırlardan oluşan “Tatil köyleri (!)” yaptırdık.
Dış dünya söz vermişti:
“Siz yapın, parasını biz veririz!”
Bizi yönetenler ise yine tufaya gelmişti. Harcadıkça harcadılar ama dış dünyadan büyük ölçüde nasihat aldılar.
Recep Bey sürekli yakınıyor, “Verdikleri sözde durmadılar, para vermediler” diyordu.
Doğrudur, durmadılar ama sen bunu daha önceden sağlama bağlayacaktın kardeşim!
Harcadığımız para (devletin resmi rakamlarına göre) 30 milyar doları geçti.

* * *

Bu paranın kaynağı var mıydı?
Yoktu.
O halde nasıl yapıldı?
Bu ağır yükün bedelini bizler, 81 milyon vatandaşımız ceplerimizden ödedik.
Döviz zıpladı, enflasyon zıpladı, dış borçlar katmerlendi.

* * *

Suriyeliler akın akın gelmeyi sürdürdü. Bir bölümü “Tatil köylerine (!)”, başka bir deyişle kamplara yerleştirildi. Şu anda kamplarda 288 bin kişi kalıyor.
Tam pansiyon, gıda, eğitim ve sağlık dahil her şey beleş!
Ancak çok daha büyük bir bölümü Türkiye’nin 81 iline dağılıp başının çaresine bakmayı yeğledi.
Bu tatil kamplarına (!) Suriyeliler için okullar, kurslar açıldı. Gelenlerin yüzde 33’ü okuma yazma bilmiyordu.
Çok özetle anlatıyorum, ülkemizin parasal olanakları Suriyelilere aktarıldı. Sağlık hizmetleri onlar için tamamen ücretsiz yapıldı. Birkaç resmi rakam vereyim de şaşırın:
Ağustos 2017 itibarıyla 28 milyon muayene gerçekleşti. 1 milyon 280 bin hasta yatarak tedavi edildi. 1 milyon hasta ameliyat edildi. Hastanelerimizde 248 bin Suriyeli kadın doğum yaptı!
Bunlardan bir kuruş bile para alınmıyor.
Türk vatandaşları hastane kapılarında bekleşirken Suriyelilere büyük kıyaklar yapıldı ve yapılıyor.
Dahası var, 900 Suriyelide verem hastalığı çıktı.
Cumhuriyet hükümetleri, özellikle kuruluş yıllarında insanlarımızın baş belası olan veremi binbir güçlükle yok etmeyi başarmıştı. Şimdi yine mi hortluyor?

* * *

Peki şu andaki tablo nasıl?
Kamplarda kalanlar dışında en az 3.5 milyon Suriye vatandaşı başta İstanbul, Gaziantep, Kilis, Şanlıurfa olmak üzere Türkiye’nin dört bir yanına dağıldı.
Hele Kilis, Adana, Mersin, Hatay gibi çok sayıda ilimiz var ki, oraları resmen “Küçük Suriye” oldu.
İstanbul’un belli bölgeleri de öyle.

* * *

Parası olan azınlık 81 ilimizde işyerleri açtı.
Tabelaları Arapça. Harf devrimi yok edildi.
Parası olmayanlar kendilerini ucuz işgücü pazarlarına attı. Binlerce iş yerinden Türk vatandaşları çıkarıldı, yerlerine ucuz ve sigortasız çalışan ve patronlara bu yolla avantaj sağlayan Suriyeliler alındı.
Bazıları çeşitli suçlara karıştı.
Hırsızlık, gasp, dolandırıcılık, adam kaçırma, cinayet, şantaj, tehdit, fuhuş vesaire...
Büyük kentlerde her trafik lambasının altında cam silici Suriyeli çocuklar...
Korsan taksicilik yapanlar... Ne ararsanız var.

* * *

Sevgili okurlarım, bunları neden yazdığıma gelince...
Medyada haberler çıkıyor...
“55 bin Suriyeli Kurban Bayramı öncesinde, bayramı aileleriyle geçirmek üzere memleketlerine gidiyor. Dün sınırdan 7 bin kişi geçti...”
Dönüşleri bu yılın sonunda olacakmış!

* * *

Şu işe bakın yahu!..
Adamlar Türkiye’ye gelmişler, tatil için Suriye’ye dönüş yapıyorlar ve sonra yine geleceklermiş.
Şaka gibi.
Ben bu işin ne olduğunu, nasıl olduğunu bu dar kafamla anlayabilmiş değilim.
Esad’ı devirmek uğruna başımıza bir bela açtılar, altında kaldılar. Ama gelin görün ki, Esad devrilmedi ve yerinde duruyor.
Şimdi bu milyonlarca Suriyeliyi atsan atılmaz, satsan satılmaz.
Bunlara harcadığımız paralarla Türkiye’ye yüzlerce okul, hastane, öğrenci yurdu, köprü, yüzlerce kilometre otoyol yapılırdı.
Peki günün birinde bu işin, boşa giden paraların hesabı birilerinden sorulur mu?
Kim soracak kardeşim, kim!
Kurban Bayramı tatilini geçirmek için ülkelerine giden ve yılbaşında dönmesi beklenen aziz ve muhterem Suriyelilere iyi tatiller dileyelim!
Sağ salim dönüşlerini bekleriz inşallah.

plusbanner2x