Sevgili okurlarım, iş en sonunda olması gerekene vardı... CHP, Saadet, İYİParti ve Demokrat Parti arasında seçim ittifakı bugün yarın kurulmak üzere.
Bu durum, AKP ile MHP arasında kurulmuş olan yapay ittifakı resmen çatırdatır.
Bu yüzden korkuyorlar.
Bu yüzden panikteler...
Çünkü iktidarı ve aynı zamanda cumhurbaşkanlığı makamını da yitirdikleri anda hem AKP bitecektir, hem de onun kurtarıcı melekliğine, bastonluğuna soyunan MHP ayvayı yiyecektir.

* * *

Bir düşünün ki, AKP-MHP ortaklığı seçimde işe yaramadı ve bunlar Meclis’teki çoğunluğu yitirdiler.
O takdirde AKP sudan çıkmış çaresiz balığa dönecek ve ağırlığı sıfırlanacaktır.
AKP 16 yıldan bu yana iktidar.
İktidar olmanın sağladığı olanaklarla yaşayıp gittiler.
Muhalefete düştüğü anda neler olacağını düşünebiliyor musunuz!
Büyük panik yaşayacaklar zira bir sürü dosya açılacak ve her birinden mutlaka hesap sorulacak.
Vatanımızın nasıl satıldığı, şeker fabrikaları gibi kamu mallarının yandaşlara nasıl peşkeş çekildiği, tezgahlanan yolsuzluklar, ülkemizin nasıl soyulduğu, yargının ele geçirilmesi, insan hakları gibi pek çok konu daha...

* * *

Hiçbir yeni iktidar seçimden sonra şunu söyleme hakkına sahip olmayacaktır:
“Seçim bitti, biz kazandık ama geçmişin hesabını sormayacağız. Onları kamu vicdanı zaten mahkûm etmiştir. Biz işimize bakalım!..”
Yok canım kardeşim, kimse kusura bakmasın ama son 16 yıldan bu yana yaşadıklarımız, öyle hafif değildir.
Hesabın yargı önünde sorulması gerekir.

* * *

AKP-MHP ortaklığı, ama özellikle de AKP işte bunun paniğini yaşıyor.
Şimdi devlet kesesinden, tam da seçim öncesinde sağa sola dağıtılan avantalar işte bunun göstergesi.
Bu avanta kararlarını bugüne kadar, 16 yıldan bu yana almayanların jetonu şimdi düşmüş durumda çünkü bu kez pabucun pahalı olduğunu, işin şakası kalmadığını görmeye başladılar.
CHP - İYİParti - Saadet - Demokrat Parti ittifakına bir çatlak girmediği sürece, bu iş çok olumlu olmuştur ve inanıyorum ki filmin sonu iyi bitecektir.
Yeter ki birbirlerine karşı küçük siyasi çıkar oyunlarına başvurmasınlar, saygıyı elden bırakmasınlar, milyonlarca vatandaşımızın umudu olmayı korusunlar.
Burada en önemli rolün CHP ile İYİParti’ye düşeceğini de şimdiden belirteyim.

* * *

Bakınız Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ dün neler diyordu:
“Dört benzemezlerin kurduğu bu ittifak zoraki nikah gibidir. Türkiye’nin önünü kesme, Erdoğan düşmanlarının bir araya gelme ittifakıdır!”
Kendileri Bay Devlet Bahçeli’yi kucağa oturtup ittifak kurarken iyi!..
Ama başkaları kurduğu takdirde kötü!
Sen bu işe girişirsen başkaları da girişir kardeşim.
Yapılan budur ve bunun adına Türkçemizde “Kısasa kısas” denir.

* * *

Sakın ola ki hiç kimse karamsarlığa kapılmasın.
Bu iktidara şu veya bu nedenle karşı çıkan milyonlarca insanımız sakın ola ki umutsuzluk sergilemesin.
Hele öyle “Bunlar gitmez” endişesine kimse kapılmasın.
Giderlerse giderler, gitmezlerse gitmezler...
Önemli olan yeni ittifakı oluşturan siyasi partilerle birlikte biz seçmenler de sağlam duralım ve ne gerekiyorsa onu yapalım.


serit-atmaaa-hulisi

Sevgili okurlarım, Bay Abdullah Gül birkaç gün öncesine kadar siyasetin tam göbeğinde idi.
Şu veya bu partiden, şu veya bu ittifaktan cumhurbaşkanlığına çatı adayı olacağı düşünülüyordu.
Kendisine kimler destek verecekti, kimler ve hangi kesimler karşı çıkacaktı, tam olarak bilinmiyordu ama beyefendi işin içindeydi.
Son anda iş yattı ve “Çekildiğini” açıklamak zorunda kaldı.
Kabul görmemişti!

* * *

Şimdi ortada çok ilginç ve gizemli bir husus var.
Genelkurmay Başkanı Hulusi Bey’in, bizim beyefendiyi kaldığı köşkte birkaç gün önce ziyaret ettiği iddiaları ortaya atıldı.
Yanında Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın!
İddialara göre Hulusi Bey ve İbrahim Bey bu ziyareti askeriyenin helikopteri ile yapıyor ve Bay Abdullah Gül’ün saray yavrusu köşkünün bahçesine helikopterle iniyor...
Niçin, çünkü bu siyasi ziyaret gizli tutulmalı!

* * *

Burada dürüstçe itiraf ediyorum, ben bu habere inanmamıştım. Kendi kendime dedim ki “Hulusi Bey bunu mutlaka yalanlayacaktır!..”
Ama günlerdir bekliyoruz, Hulusi Bey herhangi bir yalanlama yapmadı.
Bir Genelkurmay Başkanı böylesine siyasi kulislere dalamaz.
Abdullah Bey’e ne dediği, hangi siyasi kulisi yaptığı, Recep Bey’in hangi istek ve ricalarını kendisine ilettiği hiç umurumda değil.

* * *

Hulusi Bey bu konuda kesin bir yalanlama yapmadığı sürece, bu konuda herkes şöyle düşünecektir:
“Bunu da gördük!.. Genelkurmay Başkanı günlük siyasi kulislere dalmış ve kendince arabuluculuk yapmıştır. Bu pazarlıkta ne dediği, ne istediği hiç önemli değildir. Böyle bir olay ilk kez olmaktadır ve hiçbir Genelkurmay Başkanı’na yakışmaz.”
Şimdi kendisinden beklenen bu haberi yalanlaması veya itiraf etmesi ve nedenlerini kamuoyuna anlatmasıdır.
Kendisi zaten yeterince yıprandı da bari makamını daha fazla yıpratmasın.


sozcu-banner-1