Sevgili okurlarım, ülkemizde çok, ama çok ilginç olaylara tanık oluyoruz. Böylesi bugüne kadar hiç görülmedi... Türk asıllı, Alman vatandaşı olan bir gazeteci vardı... İstanbul’da tutuklanmıştı ve bırakılmıyordu.
Almanya Başbakanı Merkel birkaç kez devreye girip Deniz Yücel’in derhal tahliye edilmesini istedi. Bizim hükümet ise onun bu isteklerini kabul etmez görünüyordu. Gerekçe hep aynı idi:
“Türk yargısı bağımsızdır. Başkalarının isteğine göre karar vermez!”
Ancak yurt dışından esmekte olan rüzgârlar şunu söylüyordu:
“En kısa sürede bırakılacak!..”
Hem bırakıldı, hem de yurt dışına çıkış yasağı kaldırıldı...
Ve Deniz Yücel anında pırrr!
Birkaç saat sonra, Merkel’in gönderdiği özel uçakla Almanya’ya uçuruldu!

★★★

ABD vatandaşı rahip Brunson İzmir’de tutuklandı. Suçlamalar ağırdı:
PKK’ya yardım ve yataklık, Fetöcülük, casusluk vesaire...
Bu kez ABD bastırmaya başladı.
Devreye Trump bile girdi. Hepsi aynı şeyi, hem de açıkça söylüyordu:
“Derhal bırakmak zorundasınız. Bırakmazsanız sonucuna katlanırsınız.”

★★★

Aylarca baskı yaptılar. Rahip geçen temmuz ayındaki duruşmadan önce cezaevinden tahliye edildi ve ev hapsine alındı. Tahliye edileceği anlaşılmıştı.
Önceki gün duruşması vardı...
Ancak aleyhindeki açık ve gizli tanıkların ifadeleri dosyaya girmişti.
Tahliye edileceğini tahmin ediyor ama yazamıyorduk!
O ifadeler ortada dururken Brunson’ın bırakılması biraz zor olacaktı.
Trump istediği kadar bastırsın, “Bağımsız Türk yargısı” onun istemlerine göre karar verecek değildi ya!

★★★

Bu adamı nasıl aklamalı, ABD’ye bir an önce vınlaması için ne yapmalıydı!
Cuma günkü duruşmada önce rahibi suçlayan açık ve gizli tanıklar ifadelerini değiştirdi.
Geçmişte Brunson’ı suçlayan ifadeleri doğru değildi, yanlış anlama olmuştu!
İfadelerini düzelttiler, daha önce öttükleri konularda bilgi sahibi olmadıklarını vurguladılar...
Ve mahkeme rahibe sembolik bir ceza verdi, yattığı süreyi düştü ve tahliye etti.
Ama bundan da önemli bir karar daha verdi:
Yurt dışına çıkış yasağını kaldırdı...
Ve rahip aynı gece Trump tarafından gönderilen özel uçağa bindirildi, ABD’ye uçuruldu.
Pırrr!

★★★

Tutuklu Türk asıllı Alman vatandaşı gazeteci Deniz Yücel için Merkel bastırdı, tahliye edildi.
ABD vatandaşı Brunson için Trump bastırdı, tahliye edildi.
Her ikisinin yurt dışı yasağı kaldırıldı.
Onlar için Merkel ve Trump tarafından özel uçaklar gönderildi...
Sonracığıma her ikisi de anında pırrr!

★★★

Üzerinde PKK’ya ilişkin belgeler bulunan Fransız gazeteci Loup Bureau Güneydoğu’da tutuklanmıştı, bırakılmıyordu. Şırnak cezaevinde yatıyordu.
BBC’nin haberine göre Fransa Cumhurbaşkanı Macron, Erdoğan’ı aradı ve hemen bırakılmasını istedi.
Tam o sırada Fransa Dışişleri Bakanı Türkiye’ye bir ziyarette bulundu, Erdoğan’la da görüştü.
Rastlantıya bakın ki Fransız gazeteci de ertesi gün tahliye edilip ülkesine döndü!
Acaba bu baskılardan ve (eğer olduysa) yapılan pazarlıklardan bizim Türkiye Cumhuriyeti olarak herhangi bir kazancımız oldu mu?

★★★

Cezaevlerimizde her kesimden on binlerce tutuklu yatıyor.
Çok sayıda anne bile küçük çocuklarıyla birlikte koğuşlarda çile çekiyor.
Herhalde şimdi “Bizim arkamızda da keşke Merkel olsaydı, Trump olsaydı, Macron olsaydı” diye yakınıyorlardır.
Haksızlar mı?

serit-atmaaa-yi

Sevgili okurlarım, gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayetinden bu yana tam 12 gün geçti.
Türkiye açısından gelinen noktayı şöyle anlatmak mümkün:
Sıfıra sıfır elde var sıfır.
Biz bu olayda ipin ucunu elimizden kaçırdık.
Herifler Türkiye ile adeta alay ediyor:
“Sizin yetkilileriniz konsolosluğa girip arama yapabilir ama sadece gözle!.. İçeriye teknik araç gereç sokamazsınız...”
Vay bee, herifler bizim toprağımızda açıkça cinayet işliyor ama pişkinliği sürdürüyorlar.
Onların derdi bizimkileri uyutup ipe un sermek ve olayın bir süre sonra gündemden düşmesini ve unutulması sağlamak.

★★★

Dışişleri Bakanımız konuştu:
“Suudi Arabistan’la bu konuda işbirliği yapıp temaslarımızı sürdürmeliyiz!”
Cumhurbaşkanlığı sözcümüz konuştu:
“Bu konuda ortak komisyon kurup çalışmalarımıza devam edeceğiz!”
Valla helal olsun...
Devlet adamlığı işte budur!

★★★

İşin karanlık bir boyutu daha var.
Cesedin, başkonsolosun konutunda olduğu öne sürülüyor. Doğru mu yanlış mı?
Suudi yetkililer bu aşamada kelimenin tam anlamıyla zıpladılar, “Hop dedik, oraya asla giremez ve arayamazsınız” dediler.
Konsolosluğa girersen sadece gözle ararsın, konutuna hiç giremezsin.
Eee, bu iğrenç cinayeti kim nasıl aydınlatacak yani?

★★★

Herifler kendi ülkelerinden bir heyet daha gönderdi. Bunlar cinayetleri örtbas etme konusunda uzmanlaşmış teknik adamlar.
Suudi’de çok insanı bu yolla yok ettiklerinden, bu konuda çok güçlü uzman ekipleri var!
Onlar gidip geliyor, kalan son delilleri de yok ediyor.
Bizimkiler derseniz tık yok!
Herhangi bir şey yaptıklarını duymadık, görmedik, bilmiyoruz.
Konuşan bir yetkilimiz yok.
Durumu yabancı medyadan bölük pörçük öğreniyoruz.
Yanılmayı dilerim ama biz bu maçı çoktaan kaybettik.
Geçmiş olsun!