Sevgili okurlarım, Türkiye’de on binlerce insana FETÖ damgası vuruldu. Bazıları bu damgayla birlikte işten kovuldu, bazıları tutuklandı, bazıları kaçtı.
İçlerinde örgütle bağlantısı kesinleşenler, darbeye karışanlar vardı, onlar zaten tutuklu.
Ama çok sayıda birileri var ki, en ufak bir suçları olmadığı halde mağdur edildiler.
Başka bir deyişle, nice masumların aile düzeni yıkıldı, hayatı kaydırıldı, mahvedildi.
Yargı onlar hakkında kararlar verip “Masumdur, suçuna rastlanmamıştır” dedi ama kim takar!
* * *
Dün aldığım bir mektubu şimdi sizlere iletiyorum. İsmini ve kurumu doğal olarak açıklamıyorum.
Mektubu gönderen okurum adını, soyadını, telefon numarasını, kovulduğu kurumun ismini açıkça yazmış ve üstelik yargı belgelerini göndermiş.
Kendisini telefonla arayıp konuştum. Dolayısıyla kafamda herhangi bir kuşku kalmadı.
İşte o mektup:
“Emin Bey merhaba, ben......
.......Tarihinde, çalışmakta olduğum (falanca yerdeki) görevime kıdem ve ihbar tazminatım ödenmek suretiyle son verildi.
Bu konuda hiçbir açıklama yapılmadı ve hiçbir yetkiliye de ulaşamadım. Sadece emniyetten liste geldiği ve listede adı olanların çıkarıldığı şeklinde söylenti mevcuttu.
Yapılması gereken ilk şeyi yaptım ve işe iade davası açtım. Ne acıdır ki, bu süreçte işten çıkarılmamın FETÖ sürecinde yapılan ihraçlarla ilgili olması nedeniyle, işe iade davama bakacak bir avukat bulamadım. Bu yüzden davamı kendim açtım.
Sonrasında avukatlık mesleğinin bilincinde olan bir kişi davamı üstlendi.
* * *
Ben bu örgütün okullarında okumadım. Dershanelerine de gitmedim.
Bank Asya’nın müşterisi hiç olmadım.
Benimle birlikte işten çıkarılan yaklaşık 40 kişi bir ay içerisinde tekrar görevlerine iade edildi. Dolayısıyla ben de çok umutlandım. Hakkımda tespit edilebilecek hiçbir şey yoktu ve bu yüzden, yanlışlık olduğundan emindim.
BİMER ve CİMER’e onlarca başvuru yaptım ama maalesef hiçbir sonuç alamadım. Referans bulanlar (Torpil yaptıranlar) işe geri alınmıştı.
Çalıştığım kurum bu süreçle ilgili olarak müdürlere anket göndererek isim verilmesini istemişti. Ben de müdürümün hiçbir kanıtı olmamasına karşın ismimi vermesi nedeniyle FETÖ üyesi ilan edilmiştim!
Çalıştığım kurum, işe iade davam sürecinde, mahkemeye hiçbir kanıt sunmaksızın FETÖ’cü olmam nedeniyle işten çıkarıldığım yönünde savunma yaptı.
Bu yüzden mahkeme MİT, Emniyet Müdürlüğü ve Cumhuriyet Başsavcılığı’na, ilgili örgütle bağlantım olup olmadığının sorulmasına karar verdi.
Bu süreçte söz konusu kurumların gönderdiği raporlarda FETÖ ile hiçbir bağımın bulunmadığının belirtilmesi üzerine işe iade davamı kazandım.
Kurum bu durumda istinaf sürecine gitti ve Bölge Adliye Mahkemesi de iş akdimin haksız şekilde feshedildiğine karar verdi.
Savcılık olayımı inceledi ve şüpheli bir durum olmadığına, hakkımda dava açılmasına gerek görülmediğine karar verdi.
İade davam şimdi Yargıtay sürecinde ve onu bekliyoruz.
Nerdeyse işten çıkarılalı iki yıl olacak ve halen işsizim.
* * *
Ben onurlu, namuslu, üreten, hizmet eden, vergisini ödeyen bir vatandaşım. Hiçbir ilgim olmayan bir durumdan ötürü terörist damgası yedim, sistem dışı bırakıldım ve gerçekten mağdur edildim.
‘Mağdurun hakkını korumak benim görevim’ diyen ve bu yüzden kendisine ulaşılmasını isteyen Sayın Cumhurbaşkanımıza ben ulaşamadım.
Gerek Bakan Bey’e ve gerekse Ak Parti yöneticilerine ulaşmama karşın, kimse duymuyor, görmüyor ve yapabileceğimiz bir şey yok diyor.
Hakkım olan işime geri iade edilmem, adaletin verdiği kararın tecelli etmesi için ne yapmam gerekir diye soruyorum artık!
* * *
Kimseden tazminat istemiyorum.
Ben onurumu geri istiyorum.
Bunu da ancak görevime tekrar başlatılırsam kazanırım.
Size dava sürecimle ilgili tüm yargı belgelerini ekte gönderiyorum. İnsanların neler yaşadığımı görmesini istedim. Gerçekten benim gibi çok mağdur olanlar var.
Teşekkür ederim, saygılarımı sunarım.
Not: İsmimi paylaşmazsanız çok memnun olurum. Yakınlarımızın da çalıştıkları kurumlarda sıkıntıya girmemesi için, işten çıkarıldığımı kimseye söyleyemedik.”
* * *
Evet, okurum bütün yargı belgelerini de mektubuna eklemiş.
Şimdi son alarak Yargıtay’ın kararı beklenecek.
Hemen belirteyim, kendisini kovan kurum, tümüyle iktidarın ve hükümetin emrinde ve denetimi altında.
On binlerce insanı FETÖ’cü, terörist damgası vurup böylesine mağdur etmeye, işinden kovmaya kimin hakkı var?
Bu nasıl bir hukuk düzenidir, nasıl bir insanlıktır!
Bu insanların hakkını kim koruyacak?
Emin Çölaşan
Yayınlanma: