Sevgili okurlarım, bugün bir bayram günü. Tatil var.
Milyonlarca insan bu salı günü tatilini, pazartesiyi de araya katıp kendi kendine tatil ilan etti ve dört günlüğüne bile olsa büyük kentlerimiz boşaldı.
Trafik rahatladı, insanlar biraz nefes aldı!
Bugünün resmi adı 1 Mayıs emek ve dayanışma günü!
Bazılarına göre ise işçi bayramı!
Önceki yıllarda bahar bayramı olarak kutlanırdı.

* * *

Şimdi ortalıkta sadece baharın gelişi kaldı.
Havalar ısındı, güneş yüzünü gösterdi ama ülkemiz yine karanlık bulutlarla kaplı.
Emeğe saygı yok, dayanışma derseniz o hiç yok.
Emeği ile yaşayanlara, ayın sonunu kısıtlı gelirleriyle sürdürmeye çalışan emekçilere bir sorun bakalım, hangi bayramı kutluyorlarmış!
Düşünün ki, 1 Mayıs’ı kutlamak bugün pek çok ilimizde yasak.
Valiler tarafından yasaklandı.
OHAL onlara bu yetkiyi veriyor.
Umarım bugün pek çok yerde tatsızlıklar yaşanmasın, olaylar çıkmasın.

* * *

Emek ve dayanışma günü imiş!..
Adına emek denilen kavram nerede, emeğe duyulması gereken saygı nerede?
Şu yakın geçmişe bir bakın...
Türkiye’de bir tek grev var mı?
Kim grev yapmaya yeltenirse başına iş açılmıyor mu?
İktidar yetkilileri ise hep aynı telden çalıyor:
“Bakın, grevler durdu zira biz patronlarla işçileri uzlaşma masasına oturtuyoruz!”

* * *

Sendikaların durumuna bakınız!..
Çoğu sarı sendika...
Ya iktidar yanlısı, ya da işçi haklarını korumak onlara ters geliyor.
Başlarında sendika ağaları...
Aralarında elbette düzgün insanlar var, iyi işler yapanlar var ama pek çoğu korkak, yüreksiz ve çıkarcı tipler.
İşçilerden yapılan kesintilerle çok büyük maaşlar alıyorlar.
Yaşamlarını lüks ve şatafat içinde sürdüren bu tipler işçilerin değil, sadece kendi haklarını koruyor...

* * *

Yıllar önce bir sendika başkanıyla konuşuyorduk. AKP’den aday olmuştu.
Bana dostça söylediği şu sözleri hiçbir zaman unutmadım:
“Bizim işimiz ilginçtir. Ben istesem, bu koltukta ölünceye kadar otururum. Herkesi önceden ayarlarım, kendi adamlarımı delege olarak seçtiririm, sendikadaki yakın çevremin ve bazı delegelerin yaptıklarına ve ufak tefek üçkağıtlarına göz yumarım, bazı insancıl isteklerini yerine getiririm. O takdirde beni hiç kimse görevden indiremez. Bütün sendikalar böyledir.”

* * *

Orada bir kuruluş var uzakta!..
Türk-İş...
Milyonlarca işçinin, emekçinin aidatlarıyla besleniyor.
İsmi var ama kendisi yok!
Birkaç ay önce onların üst düzey bir yetkilisiyle konuşurken kendisine sordum:
“Beyefendi Allah rızası için söyleyin, siz ne iş yaparsınız? Sesiniz soluğunuz çıkmaz. Doğru dürüst bir grev örgütlemeniz mümkün olmaz. Emek ve sendikalaşma düşmanı olan iktidarı eleştiremezsiniz. Siz nasıl bir işçi kuruluşusunuz?”
Verdiği yanıt ilginçti:
“Haklısınız ama bizim de durumumuzu düşünün. Üzerimizde iktidarın çok büyük baskısı var. Çoğu sendikalarımızı ele geçirdiler. Fazla bir gücümüz zaten kalmadı. Hele büyük ve önemli bir grev örgütlemememiz asla mümkün değil. Bu durumda bizden ne bekliyorsunuz?”
Sendikacı doğru söylüyordu.
Şimdi bu baskılara OHAL tuz biber ekti.

* * *

Bir sendikasınız ve işçilerin de onayını alıp grev başlatmaya niyetleniyorsunuz.
Hükümet, hele grev önemli ise ilk aşamada karar alıyor:
“Kamu düzeni dikkate alınarak grev ertelenmiştir!”
Toplu sözleşmenin süresi dolmuş, emekçiler bir şey bekliyor. En doğal hakları olan grev hakkı ellerinden alınmış.
O halde yapacakları sadece bir tek şey var:
İşverenle uzlaşmak...
Onun önerilerini kabul etmek.

* * *

Emekçilerin en büyük kozu olan grev şansı yok edilince, karşımıza işte bu tablo çıkıyor...
“Olay yaratma, mızıkçılık yapma, otur masaya kuzu kuzu ve işveren ne veriyorsa onu kabul et!”
Türkiye’de bütün emekçi kesimlere yapılan en önemli korkutucu uyarı şöyle:
“Bak kardeşim, sen iyi kötü bir ücret alıyorsun. Şimdi sen aldığın bu ücretin daha fazlasını istiyorsun ama unutma, kapının dışında bekleyen yüz binlerce işsiz, sana verilen bu paranın yarısına çalışmaya razı.”

* * *

Bugün 1 Mayıs...
Emek ve dayanışma günü!..
Ya da işçi bayramı imiş!
Adına ne derseniz deyin, sonuçta muhteşem bir bayram!
Alay etmeyin yani...
Tadına varın, iyi bir tatil yapın!.. Zira hem de bahar bayramı!
Sabredin, haklarınız bir başka bahara mutlaka verilecektir!

sozcu-banner-1