Sevgili okurlarım, üç partinin cumhurbaşkanı adayları ülkenin çeşitli yerlerinde mitingler düzenliyor, kendi görüşlerini halka anlatmaya çalışıyor.
-İşte Recep Erdoğan.
-İşte Muharrem İnce...
-Ve işte Meral Akşener.
İnce ve Akşener’i takdirle izliyoruz. Türkiye’nin dört bir yanını dolaşıp aslanlar gibi mücadele veriyorlar.
Arkalarında devlet desteği yok.
Özellikle İYİ Parti bir kuruş bile Hazine yardımı almıyor.
Para sıkıntıları büyük. Bir yerlerden rica minnet para bulmaya çalışıyorlar.
Bir de vatandaşların cumhurbaşkanı adayları için verdiği yardımlar var. Bu konuda herhangi bir zorlama yok, içten gelen ufak tefek bağışlarla durumu idare etmeye çalışıyorlar.
Ama biliyoruz ki, küçük bir yardımda bulunanların bile çoğu “Aman ismim duyulmasın” demek zorunda kalıyor.
İktidar korkusu her alanda ve her konuda dağları bürümüş!

* * *

Onlar miting düzenlemek için herhangi bir yere gittiklerinde kendilerini devletin valileri, kaymakamları, kamu kurumlarının yöneticileri, hatta subayları ve generalleri karşılamıyor.
Emirlerinde devletin uçakları, devletin lüks makam araçları da yok.
Her ikisi de meydanlara partilerinin cumhurbaşkanı adayı kimliği ile çıkıyor.
Eşit olmayan koşullarda verilen böyle bir mücadele ancak takdirle karşılanır.
Evet, Muharrem İnce ve Meral Akşener her gün miting meydanlarında dil döküyor.
Örneğin sabah Malatya’da, öğlen Manisa’da, akşam İstanbul’da...
Gerçekten kolay iş değildir, zoru başarıyorlar.

* * *

Peki bu tablo içerisinde bizim Devlet Bey nerede?
Partisinin cumhurbaşkanı adayı olmaya yüreği yetmedi.
Ankara’da parti genel merkezinde oturuyor, çok gerekli olursa Ankara dışında birkaç ilde salon toplantılarına, iftar davetlerine katılıyor.
Miting düzenleyip topluma hitap etmek, meydanlarda gövde gösterisi yapmak derseniz...
İşte o yok!

* * *

Bugüne kadar bir tek miting düzenlemesi mümkün olmadı!
Nedenini de size söyleyeyim:
Meydanları doldurmasının (büyük ortak AKP’nin desteği olmadıkça) asla söz konusu olmayacağını iyi biliyor.
Bu konuda söyleyecek başka şeyler de var...
Bugüne kadar hiçbir seçimde partisi adına öne çıkmadı.
“Ekmek için Ekmeleddin” komedisinde o şahsı CHP’ye ihale edip kendisi devreden çıktı, hemen ardından da MHP’den milletvekili seçtirdi.
O zaman CHP’nin yanında idi, CHP ile işbirliği yapmıştı!
Sonraki seçim ve referandumda Devlet Bey’i sahalarda yine göremedik. Ama bu kez arada küçük (!) bir fark vardı.
Bu kez AKP’nin yanına yerleşmiş, iktidar partisinin ve Recep Bey’in destekçisi olmuştu!
Bugün de öyle!

* * *

Partisinin genel başkanıdır ama cumhurbaşkanlığına aday olmaz, üstelik partisi adına aday göstermez!
Hazine yardımı alır.
Aklın alacağı bir şey değildir.
Sonra gider, Cumhur İttifakı için ülkücü seçmenlerden oy ister.
Kendini o yolla kurtarmaya çalışır...
Dikkat ediniz, her seferinde başka partilerin yanında!
Dahası, iktidara karşı muhalefet yapacağına, hedefi şaşırmış ve muhalefete karşı muhalefet yapmaktadır!

* * *

Normal koşullarda partisinin yüzde 10 barajını geçmesinin asla söz konusu olmadığını hepimizden iyi bilen Devlet Bey’dir!
İşte o yüzden ittifak olayına sarıldı ve baraj tehlikesini bu yolla atlattı.
Ancak burada da akla bazı sorular geliyor:
-Yurtsever ve Türk milliyetçisi ülkücü kesim, örneğin cumhurbaşkanlığı seçiminde “Kimse bizim karşımıza Kürtlükle, Türklükle çıkmasın. Biz her türlü milliyetçiliği ayaklarının altına almış bir iktidarız. Kim ki kendi ırkının, kavminin diğerlerinden üstün olduğunu iddia ederse o kişi şeytanın izindedir” diyen Recep Bey’e, ya da onun partisine acaba oy verir mi?
Bence pek çoğu vermeyecektir. Bunu MHP’liler de artık açıkça söylüyor.

* * *

-Devlet Bey durup dururken “Af” olayını acaba niçin gündeme getirdi?..
Partisinin çok zayıf olduğunu gördüğü için bir yerlerden oy arayışında!
Zira cezaevlerinde tutuklu ve hükümlü olarak tam 245 bin kişi yatıyor.
Aileleriyle birlikte en az bir milyon oy eder.
Burada oy sömürüsü yapıyor, bu oyları MHP’ye çağırıyor...
Ancak bir eksiği (!) var.
Büyük ortak AKP, eğer danışıklı dövüş değilse, “Biz affa karşıyız” diyor.
Sonucu seçim sonrasında görürüz!

* * *

Şimdi Devlet Bey’e sormak gerek:
“Şunun şurasında seçime sayılı günler kaldı. Herhangi bir yerde açık hava mitingleri yapıp halkın karşısına çıkmayı düşünür müsünüz?
Örneğin Osmaniye, Manisa, Adana, Mersin gibi illerimizde belediyeler MHP’de... Hiç değilse oralarda mitingler düzenleseniz de milletimizi biraz olsun aydınlatsanız!.. Değerli fikirlerinizden Türk Milleti yararlansa!..”
Bu işler öyle kapalı mekânlarda, kapalı salonlarda özel çağrılı partililere ve delegelere nutuk atmakla olmaz!
Yaparsın açık hava mitinglerini aslanlar gibi, on binlerce insana hitap etmeye çalışırsın!
Bay Devlet Bahçeli’yi gördükçe, miting meydanlarında koşturan ve çok önemli bir mücadele veren Muharrem İnce ile Meral Akşener’e ve partilerine olan saygım giderek artıyor.
Seçime sayılı günler kaldı Devlet Bey, lütfen biraz silkinin.

sozcu-banner-1