Sevgili okurlarım, önceki gece Meclis toplantısında gerçekleşen yüz kızartıcı sahneleri herhalde izlemişsinizdir.
Adına ittifak yasası denilen bu nesne AKP-MHP çoğunluğu tarafından kabul edildi.
Tasarı Meclis Genel Kurulu’na gecenin bir yarısında getirildi, sonra sabaha kadar yapılan görüşmelerde kabul edildi.
Sahneler muhteşemdi!
Esneyenler, uyuklayanlar, resmen uyuyup horuldayanlar, cep telefonuyla mesajlaşanlar, oturuma katılmayıp kuliste çay kahve muhabbeti yapan AKP ve MHP milletvekilleri...
Ve gün ağardığında iyi bir kavga çıktı.

* * *

Oylamaya geçildiğinde Başkan, dışarıdaki milletvekillerine haber gönderiyor:
“Gelsinler de oy kullansınlar...”
Bu arada uyuyanlar da uyandırılıyor!
Başkan soruyor:
“Kabul edenler, etmeyenler...”
Neyin oylandığını bile bilmeyen AKP ve MHP milletvekilleri tarafından kabul ediliyor!

* * *

İttifak yasasının temel amacı MHP ve Devlet Bahçeli’yi kurtarmaktı ve başardılar!
İkisi de çöküş sürecine girmişti.
MHP’nin yüzde 10 barajını aşması mümkün değildi.
İktidar partisinin stepnesi ve bastonu olarak görev yapan kurtarıcı melek Bay Bahçeli derseniz, onun son kullanma tarihi zaten çoktan geçmişti.

* * *

Son yıllarda yaşadığımız süreç çok ilginçtir ve ne yaparlarsa yapsınlar, belleklerden asla silinmeyecektir.
Nedir o?
Erdoğan’la Bahçeli’nin bundan bir süre öncesine kadar birbirlerine ettikleri ağır hakaretler! Karşı tarafın özel yaşamını bile en alt düzeyden irdeleyen suçlamalar...
Üstelik bu hakaretler özel sohbetlerde değil Meclis kürsüsünde, miting meydanlarında milyonların gözleri ve kulakları önünde savruluyordu.
Şimdi o lâfları yaladılar yuttular, 180 derece çark edip seçim ittifakı yaptılar.
Kural şu:
İttifak partilerinin toplam oy oranı yüzde 10’u bulduğu takdirde (ki elbette bulacak) MHP Meclis’e girecek...

* * *

Vay Devlet Bahçeli vay, sen neymişsin be abi!
Dün bu iktidara en ağır biçimde saldırırdın, şimdi AKP’nin kraldan fazla kralcısı oldun.
Ancaak!.. Bu yetenekli, nitelikli ve ilkeli arkadaşın siyasette yükselişi henüz başlıyor.
Yıllardan beri, barajı aşıp aşmayacağı belli olmayan bir partinin sıradan genel başkanı idi...
2019 yılında ise belki Recep Bey’in Başkan Yardımcısı olacak, belki Bakan olacak ve amiri konumundaki Erdoğan’a ve partisine hizmet verecek.
Yakışır mı?
Böylesine hem de fazlasıyla yakışır.

* * *

Sevgili okurlarım, bu yasa ile birlikte ceplerimize, evlerimize ve seçim sandıklarımıza üç adet saatli bomba koydular...
Nedir onlar?
Çok kısaca anlatayım:
- Sandık başkanlığını kamu görevlileri yapacak... Ve bunlar elbette ki “Seçmece” memurlar olacak. Verdiğimiz oylar
onların namusuna emanet edilecek.
- Sandık Başkanlığı mührü olmayan oy pusulaları geçerli sayılacak. Böylece araya yüz binlerce mühürsüz oy pusulası sokulacak. Seçmen olmayan ve üçkağıt yapmaya hazır kesimlere bu pusulalar dağıtılacak.
- Seyyar seçim sandıkları (resmi yoldan) oluşacak. Örneğin aynı apartmanda oturan komşular başka sandıklara yönlendirilecek, kimin nerede oy vereceğini kimse bilemeyecek. Ortaya sahte seçmenler çıkacak.
Seçim ve sandık güvenliği bu gibi ucuz yöntemlerle sıfırlanacak.
İki ittifak partisi bu yolla malı götürecek.

* * *

Türkiye’de seçimler bundan önceki seçim yasasına göre yapılsaydı değişen bir şey olacak mıydı?
Çok şey değişecekti.
Örneğin AKP-Recep Erdoğan ikilisinin yüzde 50’yi geçmesi çok zor, hatta imkânsız olacaktı.
MHP ve Bay Bahçeli, Türk siyasetinden silinecekti.
Bu gerçekler onlar açısından ürkütücü idi...
O yüzden korktular...

* * *

MHP’nin yurtsever, Atatürkçü ve ülkücü tabanına saygım sonsuzdur. Ama onlar da mutlaka şu olanların farkına çoktan varmıştır.
Keşke Türk siyasetinde ilkeli ve kişilikli bir MHP olsaydı da, ilkesiz Bay Bahçeli gitseydi.
İktidarın bu ittifak yasasını gündeme getirme amacı aslında MHP’den çok, AKP’ye yıllardır hizmet veren Devlet Bahçeli’yi kurtarmaktı ve şimdilik başardılar!