Sevgili okurlarım, Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere dövize karşı açılan o muhteşem mücadele kampanyasını bazen gülerek, bazen de ibret alarak izliyoruz.
Her gün nutuklar atılıyor:
“Dolar devri kapandı. ABD’nin bize karşı düzenlediği dolar saldırısı en kısa zamanda son bulacaktır... Ekonomimiz çok sağlamdır!”
Ve en önemli cümlelerden biri!
“Onların doları varsa bizim de Allah’ımız var!”
Fakat gelin görün ki, döviz fiyatları öyle Allah’a sığınmakla falan düşmüyor.

★★★

Recep Bey önceki gün bir konuşma daha yaptı:
“Bu ülkede Türk Lirası geçer. Bundan sonra her şey Türk Lirası ile yürüyecek. Aksi takdirde bunun bedelini öderler. Burası Türkiye, Amerika değil.”
Bu sözleri mülklerini, konut veya işyerlerini dövizle kiraya verenler ya da kiralayanlar için söylüyordu.
Ancak bu konuda ısrarlı olanlara ne yapılacağı belli değil!

★★★

Sözünü ettiği bu bedel nasıl ödenecek?
Bu konuda herhangi bir ceza, yaptırım yok.
Uygulamayı sürdürecek olanlar hakkında davalar mı açılacak, hiçbir şey belli değil.
Belki de daha önemlisi, liraya dönüş işlemleri hangi tarihteki döviz fiyatları üzerinden yapılacak, o da bilinmiyor!
Yani ekonomik koşullar böyle nutuk atarak değiştirilmeye çalışılıyor ki, sonucun pek parlak olmadığı ve olmayacağı şimdiden görülüyor.
Recep Bey’in bazı sözleri ise tarihe damga vuracak nitelikte idi:
“Sakın ha bunlara aldırmayın. Bizde kriz falan yok. Bunların hepsi manipülasyondur. Evelallah geleceğe güçlenerek yürüyoruz!”
Ne diyelim, yine doğru söylüyordu!

★★★

Şimdi Türk Milleti bu acayip enflasyondan, tepesine çöktürülen hayat pahalılığından yakınıyor, öyle değil mi!
İktidar dövize sayıp sövüyor, hepsi birden “Türk Lirası’na geçiyoruz, kahrolsun dolar” nutukları atıyor.
Çok güzel...
Ancak dün Recep Bey’in yukarıda özetle sıraladığım sözleriyle aynı günde Resmi Gazete’de kendisinin imzasıyla bir kararname yayınlandı.
(Pardon, araya girip bir parantez açıyorum. Kağıt fiyatlarındaki anormal artışla baş edemediler. Resmi Gazete artık matbaada basılmıyor. Sadece bilgisayar ortamında izlenecek. Parantezi kapıyorum.)

★★★

O kararname uyarınca Türk vatandaşlığında damping yapıldı!
Vatandaşlık hakkı kazanmak isteyen bir sürü Suriyeli, Afgan, Iraklı vesaire daha önce bir milyon dolar ödüyordu. Bu miktar şimdi 250 bin dolara indirildi.
Yabancılara ayrıca başka kıyaklar da sağlandı.
Ancak hiçbiri Türk Lirası ile değil, hepsi dolarla!
Peki ama kardeşim, biz sizin hangi konuda söylediğiniz hangi sözlere güveneceğiz?
Bu memlekette dolar geçerli mi, değil mi?
Geçerli değilse Resmi Gazete’de bile niçin dolar hesaplarına dayalı kararnameler yayınlıyorsunuz?
Yani şimdi bu ülkede dolar mı geçerli, Türk parası mı?
Hiç kuşkunuz olmasın, bu sorulara da asla yanıt verilmeyecektir. 

Başkan hanımın kızı!


Dünkü Cumhuriyet’te Alican Uludağ’ın haberi:
Danıştay Başkanı Zerrin Güngör’ün kızı Gonca Hatinoğlu hakim olmuş!
Gerekli işlemler yapıldıktan sonra kura çekmiş.
Elazığ çıkmış.
Fakat valide hanımın gönlü herhalde bu uzak yere atamayı içine sindirememiş olmalı ki, Elazığ’a atanan Gonca orada bir gün kaldıktan sonra Yargıtay’a atanmış.
Deneyimsiz bir hakimin daha ilk günden Yargıtay’a getirilmesi olacak şey değildir.
Orada birkaç gün kalmış...
Ve kızımız hemen ardından Cumhurbaşkanlığı sarayındaki Hukuk Hizmetleri Dairesi’ne Başkan olarak atanmış.
Yargıdaki bu eşi benzeri olmayan jet yükseliş için yetkililer “Eş durumundan Ankara’ya getirildi. Kocası Ankara’da sarayı yapan Rönesans şirketine bağlı yan kuruluşlarda görev yapıyordu” demişler.
Gerekçeye bakın siz...
Yüzlerce, belki binlerce hakim ve savcı eş durumundan atama beklerken, piyango Zerrin Hanım’ın kızı Gonca’ya çıkıyor, devlet kuşu onun başına konuyor!

★★★

Danıştay Başkanı Zerrin Güngör’ü tanımasanız bile hakkında biraz olsun bilgi sahibi olduğunuzu tahmin ederim.
-Rize’de Recep Bey’le birlikte çay tarlasına girip onun yanında çay toplamıştı!
-Adli yıl töreninde Recep Bey’in karşısında esas duruşa geçmiş, cübbesinin önünü iliklemeye kalkışmıştı. Hakim ve savcıların cübbelerinde ilik olmadığını herhalde unutmuş olmalıydı!
-Törenlerde Recep Bey’in CHP’yi eleştiren sözlerini içtenlikle alkışlardı.
-Kılıçdaroğlu’nun Ankara’dan İstanbul’a düzenlediği adalet yürüyüşü için “Sözde adalet yürüyüşü” demişti.

★★★

Kızı Gonca’nın mesleğinde jet hızıyla yükseltilip son olarak saraya alındığı bu ortamda, Danıştay Başkanı hanımefendi, bazı sorulara yanıt vermekle yükümlüdür.
Bu olay doğru mudur?
Doğruysa nasıl olmuştur?
Bunu kimler, nasıl ayarlamıştır?
Acaba yanıt verecek midir!
Elbette vermeyecektir.

plusbanner2x