Sevgili okurlarım, İstanbul’da işlenen vahşi cinayet olayı çok yakında gündemden düşecek, gazetelerin 3. sayfasındaki zabıta haberlerinin en alt sırasında yer bulmaya başlayacak.
Oysa bu cinayet sadece Türkiye’de değil, dünyada bile bir ilk.
İşin içinde Suudi Arabistan zaten var.
Ancak ABD,  İngiltere, Almanya, Fransa gibi ülkeler de devrede.
Hepsi cinayetin aydınlanmasını ve resmiyet kazanmasını bekliyor!

★★★

Burada şunu çok iyi bilelim...
Cinayetin nasıl işlendiğini, nasıl gerçekleştiğini yukarıda saydığım ülkelerin tamamı üç aşağı beş yukarı biliyor.
Suudi Arabistan cinayeti örgütleyen bir numaralı ülke.
Gazetecinin nasıl ve kimler tarafından öldürüleceği A’dan Z’ye kadar bütün ayrıntılarıyla orada örgütlendi.
ABD her şeyi biliyor.
İngiltere, Almanya, Fransa biliyor.

★★★

Bilmeyen sadece biziz!..
Türk Milleti.
Bizimkilerin elinde muhtemelen bilgi var ama toplumla paylaşılmıyor.
“Aman Suudileri ürkütmeyelim, aramızı bozmayalım” anlayışı egemen!
Cinayet 2 Ekim günü işlendi. Birkaç gün sonra üç hafta olacak. Şu anda bildiğimiz kadarıyla Türkiye cesedi ve katilleri bulamadı.
Eğer böyle değilse açıklasınlar, topluma biraz olsun bilgi versinler.

★★★

Evet, adam öldürüldü ama ceset bulunamadı. O halde ceset nerede?
Birkaç olasılık var. İlki:
- Adamı 2 Ekim günü öldürdüler, konsoloslukta veya konsolosun rezidansında kesip parçalara ayırdıktan sonra bavula koyup diplomatik bagajla ülkelerine götürdüler.
İkinci olasılık:
- Öldürdükten sonra cesedi konsolosluk aracına yükleyip bir yere gömdüler. Şimdi polisimiz bir sonuca ulaşabilmek için belli yerleri kazıyor.
Üçüncü olasılık:
- Suudi Arabistan’dan bu cinayeti işlemek için gönderilen infaz ekibi, beraberinde çok özel kimyasallar da getirmişti. Cesedi bunlarla yok ettiler, erittiler.
Unutmayalım, cinayetten bir gün önce İstanbul’a gönderilen infaz ekibinde her daldan uzmanlar vardı.
Otopsi ve cesetleri yok etme uzmanları dahil!
Bunlardan bazılarının Suudi prensinin en yakın koruma ekibinde yer aldığı ABD tarafından servis edilen fotoğraflarla kanıtlandı.

★★★

Polisimiz bu heriflerin hem konsolosluğunda, hem de konsolosun evinde, her türlü teknik araçları kullanarak saatler süren aramalar yaptı.
Ceset (bildiğimiz kadarıyla) bulunamadı.
Peki ne oldu bu ceset?
Uçtu mu?
Ya da ne olduğuna ilişkin bulgular polisin eline geçti de Türk Milleti’nden mi gizleniyor?
Eğer böyleyse çok ayıp.
Başka ülkelerin bildiğini bizim de bilmemiz gerekmez mi?

★★★

İnsan böyle esrarengiz durumlarda kendi çapında “Dedektifliğe (!)” ve mantık yürütmeye soyunuyor.
Şimdi düşünüyorum, Suudi Arabistan’dan gelen infaz ekibinin elinde gelişte kaç bavul, gidişte kaç bavul vardı?
Bu bavulların sayısı pasaport kontrolü aşamasında acaba kayıtlara geçmiş miydi?
Yani işin daha da Türkçesi, bu herifler gelişte elleri boş iken dönüşte bavullarla çıktıysa, içinde bölünmüş, parçalara ayrılmış ceset olabilir miydi?

★★★

Bunları merak ediyoruz, vatandaş duyarlığı ile sormak zorunda kalıyoruz çünkü hiçbir bilgiye sahip değiliz.
Bir sürü yabancı ülkenin bildikleri, ne yazık ki Türk Milleti’nden gizleniyor...
Gerekçesi de şöyle:
“Aman Suudileri ürkütmeyelim, ilişkimize zarar vermeyelim!”
Bu şımarık herifler senin ülkende cinayet işleyecek ama sen “Yumuşak olalım, diplomatik gidelim” gibi bir anlayışla suspus olacaksın!
Üstelik bizden esirgediğin bilgilerden bir bölümünü “İsmini vermek istemeyen bir Türk yetkili” dedirterek yabancı medyaya servis edeceksin.
Olacak şey değildir!

★★★

Aramalarda çatılara çıkıldı, bodrum katlara inildi, garajlara girildi, köpekler ve en gelişmiş düzeyde bilimsel teknoloji kullanıldı, su kuyusu boşaltıldı ama sonuç yok.
Varsa bile bizden gizleniyor.
Konsoloslukta yapılacak aramadan birkaç saat önce içeriye herkesin gözleri önünde onlarca kilo temizlik malzemesi ve asitli madde el arabalarıyla sokuldu. Bu olay açıklık kazandı mı?

★★★

Dedim ya, bu esrarengiz cinayet çok yakında gazetelerin 3. sayfasındaki zabıta haberleri bölümüne düşer, sonrasında da unutulur gider.
Dosya kapatılır, bir sürü demeçler verilir ve iş bitirilir.
Küçük düşmüş olmak hiç önemli değil...
Biz de böylece, bu katil ve hırsız Suudilerle ilişkimizi bozmamış oluruz!