Size dün açıklanan rakamlardan birkaç örnek vereyim:
- Resmi işsiz sayısı 3 milyon 356 bin.
Her kesimden insanlarımız aç. İş arıyor ama bulamıyor. İşsizlerin büyük bölümü gençler. Çoğu üniversite bitirmiş, işsiz geziyor, ya da eğitimiyle ilgisi olmayan işlerde asgari ücretle çalışmak zorunda kalıyor. Karşımızda korkunç bir tablo var.
İşyerinde ücretine zam, ya da sendikalaşmak isteyen emekçilere verilen yanıt hep aynı:
“Beğenmiyorsan git. Bak, kapıda senin yarı ücretine çalışmaya razı olan binlerce kişi sırada bekliyor!”
AKP iktidarı bu konuda da fena çuvalladı. İşsizlik çığ gibi büyürken bunlar her fırsat bulduklarında nutuk atıyor:
“Nüfusumuz artmalıdır ki güçlü olalım. Biz nüfus planlamasından yana değiliz!”
Değilsin de, bu insanlar nasıl beslenecek, nasıl eğitim görecek, nasıl iş bulacak?
* * *
Bundan bir süre önce Recep Bey, bir yerde gördüğü genç adama sormuştu. Adam evli, devlet memuru:
“Gel bakalım, senin kaç çocuğun var?”
“İki efendim.”
“İki yetmez, bas gaza!
Gaza bastıra bastıra memleketi işte bu durumlara düşürdüler. Sonuç her kesimden 3 milyon 356 bin işsiz. Bu, dün açıklanan resmi rakam.
* * *
Yine dün açıklanan rakamlardan iki kısa örnek veriyorum:
- Bütçe açığı ilk dört ayda yüzde 29.6 artarak 23.2 milyar oldu. (Eski rakamla 23.2 katrilyon.) Bütçe çöktü, seçimden sonra yeni zamlar, yeni vergiler hepimizi bekliyor.
- Örtülü ödenek harcamaları yine ilk dört ayda 747 milyon liraya ulaştı. (Eski rakamla 747 trilyon.)
Şu rakama bakar mısınız!
Acaba ne için harcanmış bu kadar para?
* * *
Adına örtülü ödenek denilen bu nesneyi kullanma hakkı sadece cumhurbaşkanı ile başbakana aittir.
Bu para sınırsızdır, üst limiti yoktur.
Örtülü ödenek harcamalarında fatura, fiş vesaire gerekmez. Yukarıdan bir talimat gelir, para gizlice harcanır. Nereye harcandığı bilinmez.
İster seçimde harca, ister aile bireylerine, ya da yandaşlara sekiz katlı apartman al, hiç kimsenin ruhu duymaz...
* * *
- Dünkü rakamlardan son iki örnek daha:
Dolar 4 lira 44 kuruş,
Euro 5 lira 28 kuruş.
Dövizde her gün yeni rekorlar kırılıyor...
Ve memleket ekonomisini çökertip marifetlerini çaresizce izlemek zorunda kalanlar, şimdi sizlerden oy istiyor oy!..
Sevgili okurlarım, Bay Devlet Bahçeli partisini çökertti. Durumun kötüye gittiğini görünce, ister istemez her zamanki eski silahına başvurdu:
- 26 Ağustos’ta erken seçim isterük!
Çaresiz kalmıştı, bir kez daha AKP’ye sığındı.
Recep Bey de çaresizdi.
Çöküşü görüyordu ve karşımıza başka bir öneri ile çıktı:
“Seçimi 24 Haziran’da yapalım!”
* * *
Bunu söylerken ilk dikkate aldığı husus, bugün başlayan kutsal ramazan ayı idi...
Din ticaretinin, din sömürüsünün en yoğun olduğu dönem...
Ramazan 14 Haziran’da bitecek. Sonra üç gün bayram gelecek, 17 Haziran’da sona erecek...
Ve bayramdan sadece bir hafta sonra seçim yapılacak!
Hiç kuşkum yok, açtılar takvimi önlerine ve bu tarihte o yüzden karar kıldılar.
Doğrusunu isterseniz uyanıklığın bu kadarını, 26 Ağustos’u öneren Bay Bahçeli bile tahmin edememişti.
* * *
Şimdi 30 gün boyunca Müslümanlar oruç tutacak.
Her yerde iftar çadırları kurulacak, fakir fukara Müslümanlara kuru fasulye pilav verilirken iktidarın varlıklı kesimi iftarı beş yıldızlı otellerde ve lüks restoranlarda bir tek kuş sütünün eksik olduğu görkemli sofralarda açacak.
Miting meydanlarında bol kepçe din iman, Allah peygamber nutukları atılacak.
Türkiye’nin oruç tutmayan bilumum beleşçileri her akşam iftar çadırlarına çöküp güya iftar açacak!
Oruç tutmayan yalancı siyasetçiler kendilerini ahaliye oruç tutuyormuş gibi yutturacak!
Ve iktidar partisi kapalı kapılar ardında şöyle diyecek:
“Emeklilere bayram öncesinde bin lira çıkma yaptık, avanta verdik. Bu para yedi sülalelerine yeter, bozdura bozdura harcasınlar!”
