Sevgili okurlarım, hepimizin bildiği bazı gerçekleri şimdi bir kez daha anımsatmak istiyorum.
Anayasamızın 104. maddesinin başlığı cumhurbaşkanının “Görev ve yetkileri.”
Orada şu sözler yer alıyor:
“Cumhurbaşkanı, Devletin başıdır. Bu sıfatla Türkiye Cumhuriyeti’ni ve Türk Milleti’nin birliğini temsil eder. Anayasanın uygulanmasını, Devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını düzenler...”
Şimdi bu hükümlerden yola çıkıp soralım:
Recep Bey Türk Milleti’nin birliğini temsil ederken acaba ortaya bazı sorular çıkıyor mu?
Örneğin muhalefet partilerine her gün veryansın etmesi, gerektiğinde hakaretler savurması, hatta sıradan vatandaşların soyadlarıyla bile alay etmesi, bir cumhurbaşkanının yapacağı işler midir?
İşte en son Fatih Portakal örneği:
“Portakal mısın, mandalina mısın, narenciye misin!.. Haddini bil, patlatırlar enseni...”
Maddenin devamında cumhurbaşkanının diğer görev ve yetkileri yer alıyor.

★★★

Şimdi bir tık geriye dönüp anayasanın 103. maddesine bakalım.
Başlığı cumhurbaşkanının ant içmesi.
Bu yemin bölümünü burada çok yazdım, şimdi bir kez daha özetliyorum:
“Cumhurbaşkanı görevine başlarken Türkiye Büyük Millet Meclisi önünde aşağıdaki şekilde ant içer:
‘...Anayasaya, hukukun üstünlüğüne, demokrasiye, Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı kalacağıma... Üzerime aldığım görevi TARAFSIZLIKLA yerine getirmek için bütün gücümle çalışacağıma Büyük Türk Milleti ve tarih huzurunda NAMUSUM ve ŞEREFİM üzerine andiçerim.”
Her şey açık ve net...
Recep Bey göreve başlarken “Tarafsız” olacağı konusunda namusu ve şerefi üzerine yemin etmişti!
İyi de bu namus ve şeref yeminini yerine getiriyor mu?
Sorulması gereken soru budur.

★★★

Bunları bugün niye yazdığıma gelince...
Seçimlerle ilgili her kararın Yüksek Seçim Kurulu (YSK) tarafından verildiğini ve bu kararların kesin olduğunu hepimiz biliyoruz.
İYİ Parti, 18 Aralık 2018 günü YSK’ya bir dilekçe verdi.
31 Mart seçimleri öncesinde, bütün adaylar, bakanlar, milletvekilleri ve siyasetçiler için geçerli olan seçim yasaklarına cumhurbaşkanının da eklenmesini istedi...
Ve bizim YSK bu istemi reddetti.
Gerekçe:
Cumhurbaşkanı devletin başıdır ve yasaklar kapsamına sokulamaz.

★★★

İyi de kardeşim, bizdeki cumhurbaşkanı tarafsız değildir.
Cumhurbaşkanı partilidir. Aynı zamanda bir partinin genel başkanıdır. O zaman kendisini hangi gömleği ile değerlendireceğiz?
Anayasa uyarınca ettiği yemini bile çiğnemektedir.
“Türk Milleti’nin Birliğini” temsil etmesi gerekirken, Cumhurbaşkanı kendisi gibi düşünmeyenlere sürekli veryansın ediyor, sözleri toplumda büyük tepki yaratıyor.
En son Fatih Portakal olayında olduğu gibi ölçüyü sık sık kaçırıyor.
YSK bunları bilmez mi, elbette ki bilir...
Ama gelin görün ki bizim YSK, anayasada yer alan “Cumhurbaşkanı devletin başıdır” hükmüne sığınıp ona özellikle seçim öncesinde çok büyük bir ayrıcalık sağlıyor.
Her türlü seçim yasaklarının dışında tutuyor, her türlü propaganda özgürlüğünü onun önüne açıyor.

★★★

YSK üyelerinin tamamı yüksek hakimdir.
YSK 11 kişiden oluşur. 6 Yargıtay, 5 Danıştay üyesi.
Korkacak, çekinecek hiçbir şeyleri yoktur.
Maaşlarına ek olarak yüksek tazminat alırlar.
Bu kurulun “Tam bağımsız ve belli konularda tarafsız” olduğunu söylemek ise biraz zordur!
Yukarıda verdiğim örnek bunun somut göstergelerinden biridir.