Sevgili okurlarım, gazeteleri bir yana bırakıyorum... Bu ülkede muhalefet yapabilen sadece birkaç televizyon kanalı kaldı.
Halk TV, Fox TV, Tele 1, Ulusal Kanal, Cem TV...
Unuttuklarım varsa özür dilerim.
Bizim evde bu kanallardan sadece ikisini, Halk tv ile Fox’u izleyebiliyoruz zira bizde Digitürk var ama ötekiler orada yok.
Son yıllarda muhalefet yapma açısından Fox öne çıktı...
Sabah programlarında İsmail Küçükkaya, saat 19 haberlerinde ise Fatih Portakal...
Bu iki isim Fox’u, özellikle siyasi programlarda ve haber saatlerinde, reyting tablosunun en üst sıralarına taşımayı başardı.
İkinci sırada Halk TV var.

★★★

Bizim nice anlı şanlı televizyon kanalları pek çok konuda suskun kalırken, ya da iktidara ve Recep Bey’e yağcılık yaparken, bunun nedeni acep nedir?
Hemen söyleyeyim, yanıtı gayet basittir...
Bizim medya patronları zengin iş adamlarıdır. İktidarla bir sürü işleri ve onlardan beklentileri vardır. Reklam beklentileri dahil.
Tepedeki devlet gücünü ürkütmek istemezler.
Ürküttükleri takdirde başlarına neler geleceğini iyi bilirler!

★★★

Oysa Fox’un durumu farklı.
Patronu ya da patronları ABD vatandaşı.
Dolayısıyla, yasaları çiğnemedikleri sürece bizim iktidardan korkuları yok...
Zaten daha kuruluş aşamasında Türkiye’deki yöneticilerine ve çalışanlarına talimat verilmiş:
“Siz iyi gazetecilik yapın. Gerekirse muhalefet yapın, gerekirse iktidara destek olun ve ötesine karışmayın. Önemli olan özgür ve bağımsız gazetecilik yapabilmektir.”
Ve yöneticiler dahil kimse kimseye karışmıyor. Yeter ki özgür gazetecilik sınırları aşılmasın.     

★★★

Recep Bey ve ekibi doğal olarak bu kanala bozuk...
Öyle ya, medyanın ve özellikle televizyon kanallarının neredeyse tamamı AKP iktidarına çalışırken, dikensiz gül bahçesinde ortaya bir kıymık çıkmış ve ellerine batıyor.
Bizim iktidarımız bunu elbette affetmeyecek ve çaresini arayacaktır!

★★★

Şimdi gelelim işin özüne...
Recep Bey, Fatih Portakal hakkında bir cumhurbaşkanına hiç yakışmayan sözler söyledi...
Hem de özel sohbetlerinde falan değil, binlerce kişinin karşısında bağırıyor:
“Birileri çıkmış, portakal mıdır, mandalina mıdır, narenciye midir, sokağa çağırıyor...Haddini bil. Haddini bilmezsen bu millet patlatır senin enseni.”
Şimdi soruyorum:
- Tehdit ve hakaret içeren bu sözler, göreve başlarken anayasa uyarınca “Tarafsızlık” yemini etmiş olan bir cumhurbaşkanına yakışır mı?
İkinci sorum:
- Herhangi bir vatandaşımızın soyadı ile alay etmek bir cumhurbaşkanına yakışır mı?
Türkiye’de nice ilginç, hatta komik soyadları var.
Hangimiz onlarla alay etmeyi düşündük!

★★★

İş ne yazık ki bu kadarla da bitmiyor. İşin çok daha vahim bir boyutu var.
Bazı acı gerçekleri hepimiz biliyoruz, günlük yaşantımızda onlara her gün tanık oluyoruz:
- Türk toplumunun sinirleri gergin.
- Türk toplumu silahlandı. Her dört yetişkinden biri silahlı. Ateşli silah şart değil. Bıçak, levye, kasatura, balta, her şey var. En küçük bir trafik kazasında bile kavga çıkıyor, kan akıyor.
- Ruh hastalarının sayısı giderek artıyor.
- Manyaklar, meczuplar ortalıkta kol geziyor.
- Bireyler olarak herkes kendi çıkarlarının peşine düştü. Toplumda birbirimize olan saygımızı ve sevgimizi sıfırladık. 

★★★

Sevgili okurlarım, şimdi bu aşamaya gelmişken bence Recep Bey’e düşen çok önemli bir görev var.
Yatıp kalkıp “Allahım Fatih Portakal’ı sen koru. Başına bir iş gelmesin” diye dua etmek.
Şaka yapmıyorum...
Sözleriyle onu aşağıladı, hakaret etti ve üstelik tehdit etti...
“Bu millet senin enseni patlatır” dedi.
Resmen hedef gösterdi.
Bunlar gazeteciyi ve medya kuruluşlarını baskılama, sindirme ve korkutma yöntemleridir. 

★★★

Allah korusun, inşallah korktuğumuz başımıza gelmez ama...
Ya bir süre sonra bir ruh hastası, bir meczup, ya da fanatik bir Tayyipçi herhangi bir yerde Fatih Portakal’ı öldürse, ya da vursa, bunun hesabını kim verecektir, nasıl verecektir?
Hatta üzerine saldırıp iki yumruk savurursa...
Recep Bey Türkiye’de kıyametler kopacağını bilmez mi?
Elbette bilir.
O halde bu riski üzerine nasıl alıyor?
Recep Bey’in kulakları, ağzından çıkan bu sözleri herhalde duymuştur.
İtiraf etsin ki yakışmadı, hiç yakışmadı.
Aman, dua etmeyi kesinlikle unutmasın.