Sevgili okurlarım, yaklaşık iki hafta süren bir tatil sonrasında sizlere yeniden kavuşmanın mutluluğunu yaşıyorum.
Yarından itibaren atışlara yine hep birlikte devam edeceğiz.
Bu yıl Antalya tarafına gittim.
Kaldığım yer Göynük’te Mirage Park Resort.
Güriş firmasına ait...
Binden fazla turisti aynı anda ağırlayan pırıl pırıl bir tesis.
Turistler Rus ağırlıklı...
İkinci sırada Ukraynalılar geliyor.

★★★

Turizm sektörüyle ilgili olarak bilmediğim çok şeyi öğrendim...
Alman ve İskandinav ülkelerinin turistleri Antalya taraflarına ekim ayının ikinci yarısından sonra geliyormuş.
Antalya yöresindeki bütün tesisler Ruslarla dolu.
Otellerin çalışma kuralı şöyle:
Her şey ücretsiz.
Ne yersen ye, ne içersen iç, para ödemiyorsun...
Günün 18 saatinde çeşitli bar ve restoranlarda ikramların sonu gelmiyor.
Açık büfelerde yemek çeşitleri sonsuz. Ne ararsanız emrinizde!..

★★★

İçki derseniz, onun da sonu yok!
Kendi ülkelerinde hasret kaldıkları güneşin ve pırıl pırıl denizin tadını çıkaran Ruslar yemek ve içkiye adeta saldırıyor.
Viski, şarap, votka, cin, bira, aklınıza ne gelirse cebinizden bir kuruş çıkmadan doyasıya içiyorsunuz.
Rakıyı tercih etmiyorlar.

★★★

Oteldeki barların önü günün her saatinde tıklım tıklım dolu. Hepsi kuyrukta.
Dondurmayı da çok sevdikleri anlaşılıyor...
Meyve tutkuları derseniz, o da acayip... Kendi ülkelerinde bulunmayan ya da pahalı olan bütün meyvelere çok düşkünler. Yine tıka basa yiyorlar, artanı odalarına götürüyorlar.
Öğle ve akşam yemekleri başlarken “Rus ordusu (!)” ellerine tabaklarını alıp hücuma geçiyor ve o tabaklar acayip bir biçimde dolduruluyor, hem de birkaç sefer!..
Sonra çoğu israf oluyor ve çöpe gidiyor.

★★★

Orada bunlara “Saldırıya geçen Rus silahsız kuvvetleri” ismini taktım.
Rus silahsız kuvvetleri sürekli hücumda, yeme içme kuyruğunda!..
Ancak şunu belirteyim, ahbaplık ettiğimiz Rusların hepsi efendi insanlardı. Gençler tatile küçük çocuklarıyla birlikte gelmişti.
Yaşlı, genç, kadın, erkek hepsi de mutluydu.
İçmeye sabah saat 10’da birayla başlıyor, sonra başka içkilerle devam ediyorlardı.
Ancak sarhoş olanı, içip sapıtanı hiç görmedim.
İlginçtir, çoğunun tişörtlerinde İngilizce sözler yazılıydı.
Demek ki Amerikan kültürü, Rus toplumunu da sarıp sarmalamayı başarmıştı.

★★★

Antalya sahillerinde birkaç büyük tesisi gezdim. Sahil boyunca özellikle deniz kıyısındaki beş yıldızlı otellerin tümünde aynı uygulama var:
Tam pansiyon, ne yiyip içersen, ne tüketirsen bedava...
Antalya ve yörenin esnafı ise bu uygulamadan rahatsız.
Her türlü gereksinmesini kaldıkları otellerde ücretsiz karşılayan turistlerin dışarıda alışveriş yapmadıklarından (haklı olarak) yakınıyorlar, böyle bir uygulamanın dünyanın hiçbir ülkesinde olmadığını savunuyorlar...

★★★

Ve güzel bir tatil daha, çok güzel bir tesiste Rus silahsız kuvvetleriyle birlikte göz açıp kapayıncaya kadar geçti.
Şimdi yine birlikteyiz.
Yarından itibaren atışa devam!

tufan-turenc-ara-baslik


Sevgili okurlarım, gazeteci arkadaşım Tufan Türenç’in yeni çıkan kitabını tatilde okudum: “Babıâli’nin Öteki Yüzü.” (Remzi Kitabevi.)
Tufan tam 49 yıllık gazeteci.
Bizim meslekte bu yıllar içinde neler gördü, neler yaşadı, hangi güzel ve çirkin olaylara, ne gibi kalleşliklere tanıklık etti, inanılmaz olayları isim vererek anlatıyor.

★★★

Milliyet ve Hürriyet’te uzun yıllar boyunca birlikte çalıştık.
Aydın Doğan döneminde önce ben kovuldum sonra da Yazı İşleri Müdürümüz Tufan Türenç!..
AKP iktidarına karşı yazdığımız yazılar birilerinin sinirlerine dokunuyordu, yukarıdan gelen talimatlar doğrultusunda çareyi şutlamakta buldular.

★★★

Bana imzaladığı kitabında şöyle demiş:
“Sevgili Emin, Babıâli’de sonsuz vefa da vardır, inanılmaz ihanetler de... İşte bunları yazdım. 40 yıllık dostuma sevgilerimle.”

★★★

Bizim gazetecilik mesleği ilginçtir.
Eğer satılık değilseniz, omurgasız değilseniz, başınıza gelecek her şeye hazır olmanız gerekir.
Tufan bunların bazılarını toplamış, yazmış ve kitap oluşturmuş.
İster gazeteci olun ister olmayın, bir solukta okunan dört dörtlük bir kitap.
Tanıdığınız çok sayıda gazeteci ve gazeteci bozuntusu işte bu kitapta...
Çok sayıda gazeteciyi tanıma olanağı bulacaksınız, unutulmuş, bilinmeyen önemli ve önemsiz olayları öğreneceksiniz.
Okumanızı öneririm.
Bizim mesleğin renkli ama bilinmeyen perde arkasına biraz olsun girmiş olursunuz.
Ellerine sağlık Tufan.