Sevgili okurlarım, Türkiye olarak çok yorucu ve artık bıkkınlık veren bir süreçten geçmekteyiz.
Doğrusunu isterseniz bu süreç beni de çok yordu, yıprattı ve bunalttı ama kendi hatam...
Geçen yılın ve bu yılın takvimlerine baktım...
Şimdi belki inanmayacaksınız ama tam bir yıldan bu yana bir gün olsun tatil yapmamış olduğumu bir kez daha gördüm.
İnsan fiziksel olarak yorulunca çaresi var...
Yatarsınız, uyursunuz, dinlenirsiniz...
Ama kafa yorgunluğu öyle değil.
Beyniniz sünger gibi oluyor...
Ve bu durum yatmakla, dinlenmekle geçmiyor.

★★★

Bir yılın kafa yorgunluğunu biraz olsun gidermenin bir tek yolu var.
Ortam değiştirmek...
Deniz kıyısında, açık havada, kırlarda ya da değişik yerlerde biraz olsun zaman geçirmek.
Hem de eğer mümkün olursa, siyasetsiz!
Biz Ankara’da ne yazık ki bunlardan yoksunuz.
Hayat, benim gibiler için tatil yapamadan, tek düze geçiyor.

★★★

Ne söyleyeceğimi zaten yazının başlığından anladınız.
Sizlerden biraz tatil izni istiyorum...
Ne zaman döneceğimi şu anda tam olarak bilemiyorum, o yüzden kesin tarih veremiyorum...
En kısa zamanda yeniden birlikte olabilmek umuduyla hoşça kalın sevgili okurlarım.
(Yeniden birlikte oluncaya kadar bana lütfen mesaj atmayın, mektup yazmayın... Zira onları okuma olanağım olmayacak. Emekleriniz boşa gitmiş olmasın.)
Sevgiler, saygılar.