Sevgili okurlarım, görünüş o ki, Türkiye 16 yıllık AKP iktidarının sonuna yavaş yavaş geliyor.
Tahmin ediyorum, bu gerçeği AKP de görüyor.
O yüzden panik yaşıyorlar.
Cahit Sıtkı Tarancı’nın çok anlamlı bir şiiri vardır, şöyle başlar:
“Haydi Abbas vakit tamam/ Akşam diyordun, işte oldu akşam...”
Evet, vakit tamam!

* * *

Allah korusun yani, bu iktidar partisinin 24 haziran seçiminde Meclis’te çoğunluğu ve onunla birlikte Cumhurbaşkanlığını yitirdiğini bir düşünün!
Birini bile yitirseler iş onlar açısından bitmiş demektir.
Bu seçimden umutluyuz ama dikkat edilmesi gereken hususlar var...
Şimdi milletvekili listeleri açıklandı, her partide tepkiler yükseldi. Doğal olarak kırgınlar ve küskünler ortaya çıktı.
Artık bu kırgınlıkları geride bırakma zamanıdır.

* * *

İkincisi ve çok daha önemlisi, özellikle CHP, İyi Parti ve Saadet Partisi’nin gerek cumhurbaşkanı adayları ve gerekse milletvekili adayları, birbirlerini eleştirmekten, laf çakmaktan kesinlikle kaçınması gerekir.
Onların rakibi başkaları değil, sadece iktidar partisidir.
Dikkat ediniz, burada o malûm “Küçük ortaktan” söz bile etmiyorum.
O bir stepnedir, AKP’nin bastonudur.
Dolayısıyla bu seçimde onu ciddiye almak pek mümkün olmayacaktır!
İktidara karşı muhalefet yapması gerekirken, muhalefet partilerine karşı muhalefet yapan dünyadaki tek örnektir.

* * *

Muharrem İnce ve Meral Akşener’in cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde sergilemekte olduğu performansa çok olumlu yaklaşıyorum.
Şimdi yakında milletvekili seçimi devreye girecek ve bu kez partilerin performansını izleyeceğiz.
Bugüne kadar kendileri veya partileri herhangi bir gaf yapmadı, pot kırmadı, yanlış hareketlerde bulunmadı.
Bugüne kadar kendileri veya yakınları hakkında hiçbir yolsuzluk iddiası, ya da ahlâk sorunu piyasaya sürülmedi.

* * *

Bir iktidar partisi düşünün ki, seçim öncesinde yapmakta olduğu çok büyük harcamaların en önemli kaynağı, yine devletin ve milletin parasıdır.
O görkemli iftar sofraları bile devlet parasıyla, millet parasıyla kurulmaktadır.
Beş yıldızlı oteller, lüks restoranlar...
Belediye çadırlarında fakir fukara müminlere kuru fasulye, pilav, çorba...
Bir de o varlıklı kesimin ve hükümet erkânının sofralarını görseniz şaşırırsınız ve gözlerinize inanamazsınız!

* * *

Din sömürüsünün ve siyasi propagandanın karargâhı durumuna getirilen iftar sofraları dışında, bir de işin öteki boyutuna bakalım.
Başta Recep Bey olmak üzere tüm hükümet erkânının seçim harcamaları devlet tarafından karşılanıyor.
Devletin uçakları, devletin lüks makam araçları, ziyafetler, düzmece açılış törenleri, esas duruşta bekleyen valiler, kaymakamlar ve bütün bürokratlar, aklınıza ne gelirse...

* * *

Sevgili okurlarım, şunu aklınızdan hiçbir zaman çıkarmayın. Türkiye’de seçim koşulları hiçbir zaman eşit değil.
Devlet bütçesinden partilere verilen paraların çoğu AKP’ye gidiyor.
CHP bir miktar alıyor ama harcamaları karşılayacak boyutta hiçbir zaman değil.
İyi Parti ve Saadet’in aldığı rakamı da söyleyeyim:
Sıfır!
Bu nasıl iştir!..
Seçim çalışması yapmak büyük paralar gerektirir. Geçen gün bu durumu İyi Parti’nin üst düzey bir yetkilisine sordum:
“Parayı nereden buluyorsunuz?”
Yanıt korkunçtu:
“Meral Hanım’ın adaylığı için vatandaşlar tarafından banka hesabına havale edilen paralar dışında pek fazla bir gelirimiz yok. Sağdan soldan, tanışlarımızdan rica etmek zorunda kalıyoruz!”
Tahmin ediyorum ki bu paralar asla yetmiyor...
Çünkü insanlar, özellikle iş adamları adlarının günün birinde ortaya çıkmasından korkuyor.
21. yüzyılda bir seçim yapılıyor ve insanlar korkutulmuş.
Başlarına iş açılmasından endişe ediyorlar.
Şu tabloya bakar mısınız!

* * *

Az önce söylediğim gibi, hava yine de olumlu.
Herkes “Bu sefer bir şeyler olacak” diyor.
Yeter ki muhalefet partileri seçime kadar birbirleriyle kapışmasın, hatta bu işbirliğini, bu olumlu havayı seçim sonrasında da sürdürsün.
AKP iktidarının en büyük umudu ise bunun tam tersi:
“Kapışsınlar, aradan biz sıyrılalım!”

* * *

Bir seçime gidiyoruz, hava çok iyi.
16 yıl Türk Milletini korkuttular, sindirdiler, devletin ve milletin neyi varsa özelleştirme adı altında yandaşlarına peşkeş çektiler...
Seçim bildirgesi açıkladılar, şimdiye kadar yapmadıkları her şeyi seçimden sonra yapacaklarmış!
Yazımı yine Cahit Sıtkı Tarancı’nın şiirinin ilk mısralarıyla bitireyim:
“Haydi Abbas vakit tamam/ Akşam diyordun, işte oldu akşam...”
Evet, vakit tamam!
Abbas yolcu.

sozcu-banner-1