Sevgili okurlarım, seçmenlerin çok büyük bir bölümü şu son anlarda kime oy vereceğini biliyor.
Acaba adına “Kararsızlar” denilenler hâlâ var mı, doğrusu merak ediyorum! Sen bu ülkede, bu iktidarın boyunduruğu altında 16 yıl yaşamışın, ezilmişin, horlanmışın, sömürülmüşün, yapılan büyük yolsuzlukları sineye çekmişsin ve bu saatte yine kararsız olabiliyorsan, sana helal olsun kardeşim!
Günlerin, gölgesiyle bile kavga eden birinin suratını görerek akıp gitmiş... Toplumu bölmüşler, insanları birbirine düşman etmişler...
Gıdasını kavgadan alan, sağa sola sürekli posta koyan, ülkemizin saygınlığını dış dünyada bile sıfırlayan “Tek adam” işte yine karşında...
Bu kadarı yetmedi, senden bu ülkeyi beş yıl daha tek başına yönetmek için yetki istiyor. Kazandığı takdirde Meclis, yargı, devletin tamamı, her şey yine onun emrinde olacak. Partisi falan göstermelik, sadece tek başına o var!

* * *

Eğer sen hâlâ kararsızsan, git oyunu ona ver muhterem kardeşim!..
Zira sadece küçük dağları değil, büyük dağları da o yarattı!
Kimseyi muhatap kabul etmez, işine gelmeyen hiç kimseyi adam yerine koymaz, gıdasını gerilim yaratmaktan alır...
Ama kalıbının adamı değil, birazcık da ürkektir!
Örneğin televizyonda Muharrem İnce’nin karşısına bir türlü oturması mümkün olmadı!
Çekin onun altından devletin ve yandaş medyanın maddi ve manevi gücü ile desteğini, sudan çıkmış balık gibi çaresiz kalacaktır.

* * *

Sevgili okurlarım, şimdi gelelim çok önemli bir başka konuya... Bu iktidar bugüne kadar bir sürü seçim hilesi yaptı.
Onlardan biri de oy sayımı başladıktan hemen sonra Anadolu Ajansı, TRT, yandaş kanallar gibi hükümetin emrinde olan kuruluşların erkenden geçmeye başladığı haberlerdi:
“Açılan sandıklardan çıkan sonuçlara göre AKP önde gidiyor. İktidar partisi fark atıyor!”
Bu yalan haberler bazı sandık görevlilerini de etkiler, oy sayımını bırakanlar “Nasıl olsa sonuçlar artık belli oldu” diyerek evlerine doğru yola çıkardı.
İktidarın istediği de tam bu idi!..
Boşluktan yararlanır, bazı sandık sonuçları değiştirilip seçim kurullarına sahte tutanaklar teslim edilirdi.
Trafolara kedilerin girmesi de işin başka bir boyutu idi!

* * *

Bu seçimde işler böyle olmayacak.
Birincisi, muhalefet partileri iyi örgütlendi. Doğu ve Güneydoğu’daki bazıları hariç, sandıklar bu kez boş bırakılmayacak.
İkincisi, bazı sivil toplum kuruluşları işe el attı. Sonuçlar, seçim kurullarına ciddi bir denetim ve gözetim altında götürülüp hilesiz hurdasız teslim edilecek.
Üçüncüsü, Pazar gecesinin en büyük hakemi olması beklenen Yüksek Seçim Kurulu da bu kez boş bırakılmayacak.

* * *

Dolayısıyla Anadolu Ajansı, TRT ve yandaş televizyon kanallarının “Gelen ilk sonuçlara göre Erdoğan ve AKP önde gidiyor” yalanı bu seçimde geçerli olmayacak...
Ve bir tek sandık görevlisi bile “Madem öyledir bize yapacak bir iş yok, bari sandığı bırakıp eve döneyim” demeyecek.

* * *

Şunu çok kısaca vurgulamak gerekiyor:
On binlerce sandık görevlisi, partiler ve sivil toplum kuruluşları tarafından çok iyi eğitildi. Çok sağlam ve güvenilir bilgisayar sistemleri kuruldu.
Dolayısıyla, yine hileler olacak ama bu seçimde sandık sonuçları eskiden olduğu gibi Recepgillere ve Recep Bey’in insafına terk edilmeyecek.
Yani Pazar gecesi meydan öyle boş olmayacak.
Bunu onlar da bildiği için korku yaşıyorlar.

* * *

Şimdi burada seçimin çok önemli olan iki önemli anahtarından da söz etmek gerekiyor.
- İlki, yurtsever ülkücü kesimin büyük bölümünün, “Biz her türlü milliyetçiliği ayaklarımızın altına aldık” diyen Recep Bey ve partisine oy vermeyeceği kesin. (Devlet Bahçeli elbette hariç!)
- İkincisi, pek çok kişi “Oyum cumhurbaşkanlığında Muharrem Bey’e, ya da Meral Hanım’a” diyor ama sonra ekliyor: “HDP Meclis’e girmeyi başarırsa AKP iktidar olamıyor. Dolayısıyla Meclis seçiminde oyum HDP’yedir” Bu iki şık gerçekleştiği takdirde gerek Recep Bey ve gerekse partisinin kazanma olasılığı daha da azalacaktır.

* * *

Sevgili okurlarım Muharrem İnce, Kemal Kılıçdaroğlu, Meral Akşener ve Temel Karamollaoğlu’nu  haftalardan beri mitinglerinde, kapalı salon toplantılarında ve televizyon programlarında izliyoruz.
Her birini ayrı ayrı kutlamayı bir görev biliyorum...
Harika bir performans sergilediler, birbirleri hakkında en küçük bir olumsuz söz söylemediler.
İlişkilerini uygarca, efendice sürdürdüler.
Oylarını ona buna saldırmakla, milleti birbirine düşürmekle, kavga yaratmakla almaya kalkışmadılar, kirli siyaset yapmadılar, yalana başvurmadılar.
Gölgesiyle bile kavga eden adamdan sonra siyasette böyle bir barış ortamına hasret kalmıştık...
Aynı ilişkileri seçimden sonra da sürdüreceklerine inanıyorum.

* * *

İşte böyle efendim, artık seçim günü geldi çattı... Ak koyun kara koyun yarın gece belli olacak.
Kendi adıma söylüyorum, bu süreçte gazetecilik görevimi elimden geldiğince yapmaya çalıştım.
Hatalarım, eksiklerim olduysa sizlerden özür diliyorum.

sozcu-banner-1