ABD Başkanı Trump her fırsatta Suudi Kral Selman’a  hakaret edip aşağılıyor.
Özetle ‘Biz seni koruyoruz sen de paraları söküleceksin’ diyor.
Hem de dalga geçerek.
Trump bunu Körfez’in diğer kral, emir ve şeyhlerine de yapıyor.
Adam paraya doymuyor ve doyacak gibi de görünmüyor.
Adamın huyu bu.
24 Haziran 1988’de ünlü programcı Oprah Winfrey’in Çin’deki programına katılan Trump ‘Adamların çok parası var. Biz olmazsak bu paralarla zengin hayatı yaşayamazlar. Onları ve paralarını koruduğumuz için ücretini ödemelidirler’ demişti.
O zaman Başkan değildi ama şimdi çok güçlü.
20 Mayıs 2017’de Suudi Arabistan’a giden Trump adamlara  380 milyar dolarlık silah sattı. Mart 2015’ten beri zavallı Yemen halkına bomba yağdıran Suudi Kral Selman ve ‘yakışıklı’ oğlu Veliaht Muhammed, Trump’ın istediği herşeyi vermek zorundalar.
İhanet genetiktir.
Suudi’lerin ABD hazinesinde ve bankalarında  bir trilyon  doları olduğu söyleniyor.
Körfez’in diğer kral, emir ve şeyhlerinin parasıyla iki trilyon  doları buluyor.
Trump’ın gözü bu parada.
Amerikan Forbes dergisinin önceki gün açıklanan verilerine göre başkanlık yarışına başladığı 2015’ten bu yana Trump’ın kişisel serveti bir milyar dolar azalmış.
Zavallı Trump’ın paraya ihtiyacı var ve bu  Arapların parası deniz yemeyen keriz.
Amerikan CNN televizyonuna göre ABD’de toplam servetleri 3,2 trilyon olan 680 milyarder var. Buna karşın Suudi Arabistan’da 62 (169 milyar dolar), BAE’de 63 (168 milyar) ve Körfez’in diğer ülkelerinde ( Bahreyn, Katar, Umman ve Kuveyt) toplam servetleri 174 milyar dolar olan 68 zengin var.
Hepsi de ABD sayesinde yani petrol ve silah işlerinden zengin oldu ve paraları Amerikan bankalarında bazıları da Amerikalı Yahudilerin bankalarında.
Sonra da Müslümanlar bu adamlardan Kudüs konusunda etkin tavır bekliyor.
Oldum olalı adamlar ABD’nin istediği her şeyi yaptı yapıyor.
Örneğin Taliban ve Kaide’nin kurulması ve radikal İslamcı ideolojinin ve terör örgütlerinin tüm dünyaya yayılması.
11 Eylül saldırısı böylesi iğrenç bir işbirliğinin sonucudur.
Obama döneminin son günlerinde kabul edilen bir yasaya göre 11 Eylül saldırısında yakınlarını kaybeden Amerikalılar, Suudi Arabistan aleyhine tazminat davaları açabilecek.
Yaklaşık iki trilyon dolar.
Başkan Trump iktidarda kaldığı sürece, ki kalır, bu paraları tırtıklayacak.
Adamın acıma duygusu yok.
Zavallı kral, emir ve şeyhler oldum olası önce İngilizler şimdi de Amerikalılara uşaklık yapıyor ama yine de aşağılanmaktan kurtulamıyorlar.
Özellikle Suudiler ama Körfez’in tüm kral, emir ve şeyhleri Trump’ın şerrinden kurtulmak için çare arıyor.
‘Arap Baharı’yla tüm bölgeyi perişan etmek ve Suriye’de Esad’ı yıkmak için yerli ve yabancı 300 bin ruh hastası, sapık ve katile en az 150 milyar dolar harcayan bu adamlar şimdi de aynı Esad’la barışmanın yollarını arıyor.
Adamlar Şam’daki elçiliklerini yeniden açma planı yapıyor.
Bölgede çok ilginç gelişmeler yaşanıyor ve yaşanacak.
Trump dostu Sisi, Kıbrıs (dünya tarafından tanınan Rum tarafı), İsrail ve Yunanistan’la birlikte gaz konusunda bölgesel işbirliği geliştiriyor.
Ankara ise bütün enerjisini İdlib’e ve genel olarak Suriye’deki yanlış hesaplar için harcıyor.
Umarım ben yanılırım ama iktidar hâlâ yanlış işler yapıyor.
Tam da Trump gibi yalnızca parayı düşünen deli bir başkan Ankara ile kavga ederken.
Hatırlayın Hazretleri 19 Temmuz’da Rahip Brunson konusunda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı Twitter hesabından tehdit eder gibi ifadeler kullanmıştı.
Bir hafta sonra (26 Temmuz) da Türkiye’ye yaptırım uygulayacaklarını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a göre ABD’nin Kuzey Suriye’de PYD’ye olan desteği hızla artıyor. Böyle giderse Amerikalılar Fırat’ın doğusuna yerleşir ve Türkiye’nin komşusu olur.
Amerikalılar İncirlik, Ayn-Arap (Kobani) ve Kürecik’teki üsler üçgeninde gezinir çiğ köfte partileri düzenlerler.
Sırada İran’la ilgili gerginlikler ve İsrail’in olası Kudüs hamleleri var.
Neyse ki; Irak’ta hükümet sorunu çözüldü ve  değerli dostum rahmetli Celal Talabani’nin öğrencisi arkadaşım Berhem Salih Cumhurbaşkanı seçildi.
Bari buna sevineyim.
Duyuru:
Genel arzu, istek ve baskılar sonucu bugünden itibaren haftada iki gün cuma ve pazartesi saat 21.00’de Tele1 Televizyonu’nda olacağım. Burada yazdıklarımın detaylarını artık televizyonda anlatırım. Hem de görüntülü.