Kendimi bildim bileli Suudilerden hoşlanmam.
Bu duygusal değil tamamen bilgiye dayalı bir tavır.
Suud ailesinin ya da aşiretinin tarihini en ince detaylarla bilirim.
Arap ve İslam coğrafyasında tüm belaların arkasında, içinde ve yanında hep Suudiler var.
Suudiler dünyadaki tüm ılımlı, yumuşak ya da, light  İslamcı parti, örgüt, dernek, okul, tarikat ve cemaatlere para yardımında bulunmuştur.
Radikal İslamcı Taliban, Kaide, IŞİD, NUSRA, El-Şabab ve benzeri tüm örgütler Suudi parasıyla CIA tarafından kurulmuştur.
Bunu herkes bilir ama çil çil yeşil dolarlar için herkes susar.
İş susmakla da kalmıyor bazen de onlarla birlikte hareket ediyorlar.
Örneğin birçok ülke, üç yıldır Yemen’e saldıran Suudi ve BAE’ye destek veriyor.
İki yıl önce Ankara’dan bir vatandaş beni Savcılığa şikayet etmişti.
Meğer ben Halk TV’de Maniki Dünya programında Suudi Kral için ‘eşek oğlu eşek’ demişim. Şikayetçi, kralın Türkiye dostu olduğunu söyleyerek hakaret davası açılmasını istemişti. Savcı ifademi aldığında Suudi’lerle ilgili her şeyi anlattım.
Şimdi gelelim bu günlere.
Suudiler ABD talimatıyla PYD’ye 250 milyon dolar yardım edecekmiş.
Süper akıllı yandaş medya kıyameti kopardı ve Suudilere ver yansın ediyor.
Bir ara BAE’ne de atıp tutuyordu ama adamların Türkiye’de milyarlarca dolar yatırımı var.
Suudiler Erdoğan’ın Haziran 2016’da Putin’le yakınlaşmasından bu yana PYD ve Barzani’ye yardım ediyor. Yandaş medya Menbiç’le ilgilenirken Suudiler Fırat’ın doğusunda bulunan ve ABD ve PYD ile birlikte hareket eden Arap aşiretlerine Esad’a yanaşmasın diye milyonlarca dolar akıtıyor.
Özetle Suudiler; Türkiye, İran ve Rusya’nın birlikte Suriye’de sağlayacağı  çözümü engellemek istiyor.
Tıpkı İsrail gibi.
Oysa Suudiler, tüm Körfez ülkeleri, Batılı ülkeler ve İsrail, Suriye’de Esad’a karşı birlikte hareket ediyordu.
Katar’ın eski Başbakanı Hamed Bin Casim 27 Ekim 2017’de ülkesinin televizyonuna konuşarak ‘Esad’ı devirmek için hep birlikte hareket ettik, silahlı gruplara her türlü desteği verdik, her şeyi Türkiye üzerinden yaptık ve bu yolda 130 milyar dolar harcadık’ dedi.
Şimdi Suudi Arabistan, Bahreyn ve BAE Katar’a düşman.
Türkiye Katar’a asker yolladı.
Katar Emiri durmadan Türkiye’ye dolar pompalıyor.
ABD’nin Katar’da iki büyük üssü var ve ABD bölgedeki tüm operasyonlarını 100 savaş uçağının bulunduğu bu üslerden yönetiyor.
ABD’nin Türkiye dahil bölgedeki tüm ülkelerde üsleri var.
ABD istemezse Körfez’in hiçbir kral, emir ve şeyhi nefes bile alamaz.
ABD ne der ya da ne isterse yapmak zorundalar.
Bu mutlak bir hükümdür.
Bazıları hemen diğerleri az gecikmeli.
Bazıları dolaylı bazıları dolaysız.
Ama hepsi Amerika’dan korkar.
Örneğin Suudi Arabistan, BAE ve Bahreyn, Katar’la düşman olunca Katar Emiri Temim atlayıp Trump’a gitti ve ‘Ne istersen veririm yeter ki beni Suudilerden koru’ dedi.
O da ‘Al şu 15 milyar dolarlık uçakları ben de çaresine bakarım’ dedi.
Aynı Trump öncesinde Suudi’lere 380 milyar dolarlık silah satmıştı.
Hikaye uzun ve çok detaylı.
Yandaş medya öğrensin diye yazıyorum.
Suudi’lere atıp tutuyorlar ama Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Afrika gezisini yarıda keserek 23 Ocak 2015’te Kral Abdullah’ın cenazesine katıldığını,  Milli Yas ilan ettiğini, şimdiki Kral Selman’a 12 Nisan 2016’da Devlet Nişanı verdiğini ve Ankara’nın Suriye’de Suudilerle birlikte hareket ettiğini unutuyorlar.
Başka birçok şeyi unuttukları gibi.
Bu da yetmezse azıcık Osmanlı tarihini okusunlar.
1750’de Vahabi mezhebini seçen Suudiler 1770 yıllarından  itibaren Osmanlıya ayaklanmış ve İngilizlerin desteğiyle Osmanlı’yı 1918’de Arap coğrafyasından tamamen çıkarmışlardı.
Ürdün’ün şimdiki Kralı Abdullah’ın dedesi Mekke Emiri Şerif Hüseyin’le birlikte.
Katar dahil Körfez’in tüm aşiretlerini de unutmayalım.
Hepsi Osmanlı’dan, Türklerden, Türkiye’den, Atatürk’ten ve demokrasiden nefret eder.
Bazen dost gibi görünürler ama sonunda kesin kazık atarlar.
HEPSİ.

plusbanner2x