Ertuğrul Özkök’ün dünkü köşe yazısından bir alıntı ile konuya girelim.
“Bu yazıyı Sabah Gazetesi yazarı Mehmet Barlas’ın önceki günkü yazısından ilham alarak yazıyorum.
Barlas, çok açık 3 cümle söylüyor?
- BİR: Türkiye ve Amerika, Suriye konusunda yanıldı.
- İKİ: Esad güçleniyor...
- ÜÇ: Türkiye olarak Esad’la görüşme zamanı geldi...
Ben de Barlas’ı desteklemek için şunu söyleyeceğim.
Suriye rejimi bu savaşı kazandıktan sonra ‘ulusal kurtuluş savaşı tarihini’ yazdığı zaman “cihatçı gruplar” için ne yazacak?
Hiç kuşkusuz ‘hain’ diyecek...
Peki topraklarına giren Amerikalılar için ne diyecek?
Hiç şüphesiz ‘işgal güçleri’...
Peki, şu an Suriye toprağında asker bulunduran Türkiye nasıl geçecek?
Hiç şüphesiz bizimki aynı değil.
Bizim Suriye’deki varlığımız, coğrafyamızın ve sınır güvenliğimizin emrettiği bir zorunluluk. O nedenle, adımızı, iyi komşu olarak geçirtmek için Mehmet Barlas’ın bu tavsiyesine kulak vermekte yarar var.”
Önce Özkök dostuma üç not:
1-‘Suriye rejimi diye bir kavram yok orada Suriye Devleti var.
2- Cihatçı gruplara ‘hain’ denilecek ama öncesinde ‘katil süreleri’ tanımı kullanılacak.
3- Elbette TSK Rusya ile yapılan bir anlaşma çerçevesinde Kuzey Suriye’de bulunuyor ama o bölgede işbirliği yaptığı ÖSO ve benzeri gruplar Suriye Devleti’ne göre ‘hain ve katil sürüleri’.
Adamlar Ankara’nın onlara ödediği maaşı bile TL olarak değil SL olarak ödenmesini istiyor. Peki hükümete ‘Barlas’a kulak verin’ tavsiyeyesinde bulunan Özkök acaba benim 7 yıldır söyleyip yazdıklarımı neden hükümete hatırlatmıyor?
Şimdi gelelim esas konuya.
Herkes İdlib’i konuşuyor ama hiç kimse şu temel soruları sormuyor ya da soramıyor:
1- Bize ne İdlib’den?
2- TSK neden Kuzey Suriye’de?
3- Türkiye, ÖSO ve benzeri gruplara neden maaş ödüyor?
Konu çok basit:
1- Türkiye’nin önce ve şimdi Suriye politikasına gerekçe gösterdiği terör ve teröristler 2011 öncesinde yoktu.
2- Türkiye, Körfez ülkeleri, ABD ve onlarca ülke 2011’de Suriye’ye müdahale etmeseydi bu ülkede IŞİD, Nusra, ÖSO, PYD ve benzeri gruplar olmayacaktı.
3- PYD sayesinde Amerikan, Fransız, İngiliz ve İtalyan askerleri Fırat’ın doğusunda Türkiye’ye 600 kilometre sınır boyunca güç gösterisinde bulunamayacaktı.
4- 2011 öncesinde Suriye Devleti, halkı ve Başkanı Esad, Türkiye’nin belki de en samimi, içten ve gerçek dostuydu.
Esad’la görüşen dostum Özkök bunun şahididir. Yukarda özetlemeye çalıştığım gerçekleri hiç çekinmeden ve korkmadan yazıp anlattığım için rezil ve pislik yandaşlar tarafından ajan ilan edildim, hedef gösterildim, tutuklandım ve sağlığım kötüye gitti.
Suçum: Hiç kimsenin sevmediği kadar Türkiye ve Suriye’yi seviyor ve kolluyor olmam.
Türkiye; Suriye ve Suriye’den dolayı bölge ve dolayısıyla kendi iç sorunlarından kurtulmak istiyorsa hemen Suriye Devleti ve Başkan Esad ile barışmak zorundadır.
BAŞKA ÇARESİ YOK.
Bunu başarabilmenin tek bir yolu var:
Rusya ya da İran’la değil direkt Esad ile konuşmaktır. Başa dönelim.
Dönemin Başbakanı Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Davutoğlu her fırsatta ‘Esad’a reform yap yeni demokratik anayasa hazırla dedik ama o bizi dinlemediği için halkı ayaklandı’ türünden demeçler veriyorlardı.
2011 başlarında Esad Türkiye Anayasası’nı incelemek için danışmanını Ankara’ya gönderdi. Anayasa Arapçaya çevrildi ve 24 Mart 2011’de Esad olağanüstü hali kaldırdı, siyasi tutukluların serbest kalacağını ve Baas’ın egemenliğine son verecek yeni bir anayasanın hazırlanacağını söyledi.
Büyük ölçüde Türk Anayasası’na benzeyecekti. Ama olmadı çünkü olaylar başladı,100 ülke Suriye’nin üzerine çullandı, 300 bin yerli ve yabancı cihatçı terörist herkesin bildiği katliamları yaptı ve Suriye’yi yıktı. Esad her devletin kendini koruma refleksiyle davrandı, kendini ve ülkesini savundu ve sonunda kazandı.
Sonuç ortada.
Bugün gelinen noktayı tüm süreçleriyle birlikte 7 yıl önce ve hiç kimseden korkmadan yazıp anlatmıştım.
Rusya, İran ve Hizbullah destekli Suriye Devleti düşmanlarının büyük bölümünü yendi ve geri kalanları da   yakında yenecektir. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın. Suriye gerçekleri, bölgesel ve uluslararası yüzlerce veri bunu gerektiriyor.
Türkiye bir an önce ve hemen bu gerçeği kabul eder ona göre davranırsa kendisi kazanır.
Nasıl olsa kavgaya neden olan esas konu  artık yok:
Esad’a ‘Anayasanı değiştir ‘diyenler Esad’ın değiştirmek istediği anayasayı alıp  Türkiye’de yürürlüğe koydular.
Peki ya Esad Türkiye’nin eski anayasasını alır uygularsa ne olacak!

plusbanner2x