29 Ağustos 1897’de İsviçre’nin Basel kentinde bir araya gelen Siyonist ve Yahudi örgütlerin temsilcileri maksimum  50 yıl içinde  Filistin’de bir Yahudi Devleti’nin kurulması için çalışma başlattılar.
Osmanlı’nın bir parçası olan Filistin’de bazı imtiyazlar elde etmek için Dünya Siyonist Örgütü lideri Hertzel, Sultan Abdülhamit’ten beklediği ilgiyi görmeyince önce Osmanlıyı yıkmak için uğraştı sonra da sırtını İngiltere’ye dayama kararı aldı.
20 yıl sonra yani 2 Kasım 1917’de İngiliz Dışişleri Bakanı Belfour ‘Filistin’i Yahudilere ulusal bir vatan olarak vereceğiz’ dedi.
O sıra 700 bin Müslümana karşın Filistin’de 15 bin Yahudi vardı.
Osmanlı’nın bölgeden çekilmesi ve İngilizlerin Filistin’i işgal etmesiyle dünya Yahudileri Filistin’e göç etmeye başladı.
15 bin Yahudi 1947’de 600 bin oldu.
İkinci Dünya Savaşı sonrasında devreye giren ABD Dünya Siyonist Örgütü ve Yahudi lobilerinin baskısıyla gücünü kullandı ve Filistin’de Yahudi bir devlet kurulması yönünde BM’den  karar çıkardı.
Tarih: 29 Kasım  1947
Yani Siyonist Kongre’den tamı tamına 50 yıl sonra.
Yaklaşık 6 ay sonra yani  14 Mayıs 1948’de İsrail Devleti resmen kuruldu.
İş bununla da kalmadı.
Haziran 1947’de yani Siyonist Kongre’den 70 yıl sonra  İsrail, Doğu Kudüs dahil Filistin’in tüm topraklarıyla birlikte Suriye’nin Golan bölgesini ve Mısır’ın Sina Yarımadası’nı işgal etti.
On yıl sonra yani 19 Kasım  1977’de ve Siyonist Kongre’den 80 yıl sonra Mısır Cumhurbaşkanı Sedat İsrail’i ziyaret etti  ve parlamentoda konuştu.
İlk kez gerçekleşen bu ziyaret İsrail için büyük ve tarihsel bir zaferdi.
1977-2017 döneminde Filistin-İsrail bağlamında bu coğrafyada çok şey yaşandı ve hepsinde kazançlı çıkan tek ülke İsrail oldu.
Araplar ve Müslümanlar birbirini boğazlıyor İsrail sevinçten dört köşe oluyor.
Son olarak ‘Arap Baharı’.
Arap ve Müslüman ülkeler birbirine girdi, Suriye, Irak, Libya, Yemen ve başka Arap ülkeler yıkıldı, yüzbinlerce insan yaşamını yitirdi ve iki trilyon dolar zarar.
İsrail hiçbir şey yapmadan en kârlı ülke oldu.
Kuruluşunun 70.Yılında yani 14 Mayıs 2018’de İsrail Birleşik Kudüs’ü ebedi başkent ilan etti ve Neo-Con’cu ABD  bu kararı tanıyan ilk ülke oldu.
57 üyesi olan İslam İşbirliği Örgütü toplandı, kararlar aldı ama boşuna.
Tıpkı 22 üyesi olan Arap Birliği Örgütü’nün her zaman aldığı kararlarda olduğu gibi.
Hep palavra. Palavralara alışık olan İsrail her seferinde daha ileri gidiyor.
Filistin elden gitti şimdi Müslümanların kutsal mekanlarının bulunduğu Doğu Kudüs Yahudileştiriliyor.
Önceki gün toplanan İsrail Parlamentosu  önemli bir yasayı kabul etti. Yasaya göre  İsrail Devleti dünya Yahudilerinin tarihi, dini ve etnik anavatanıdır, Yahudi İsrail’in başkenti birleşmiş Kudüs’tür ve dünya Yahudileri İsrail’e göç etmeye devam edecektir.
Bu yasaya göre İsrail sınırları içinde yaşayan bir milyon Müslüman ve Hıristiyan Filistinli ‘çaresine bakılacak’.
Zamanı gelince!
Ama önce Kudüs’teki 200 bin Filistinli kovulmalı, Müslümanların kutsal mekanlarına çare bulunmalı ve Kudüs yüzde yüz Yahudi şehri olarak tarihsel işlevini yerine getirmeli.
Olur mu?
Neden olmasın!
Yahudilerin acelesi yok.
Arap ve Müslüman ülkeler İsrail için çalışıyor.
Birkaç yıl içinde Kudüs işi tamam olunca  sıra Büyük İsrail devletinin kurulmasına gelecek.
Nil’den Fırat’a kadar.
Siyonist Kongre’den bu yana 121 yıl geçti. Yahudiler için hayal olan her şey gerçek oldu.
Sakın bu kadarı da fazla demeyin.
Araplar ve Müslümanlar hep böyle dedi ama son sözü her zaman Yahudiler söyledi.
Gaflet, dalalet ve hatta hıyanet’.
Değişen bir şey yok bizler bu halde olduğumuz sürece Yahudiler hep iyi halde.
Olan zavallı Filistinlilere oluyor.

plusbanner2x