Çarşamba günü yazmıştım:
‘Müslüman ülkeler hiçbir şey yapamaz’.
Klasik olarak bağırıp çağırırlar sonra da kıç üstü otururlar.
En çok heyecan AKP’de.
Muhalefete göre bu bir seçim yatırımı.
15 yıllık iktidarı boyunca AKP İsrail ve ABD’deki Yahudi lobilerinin dostu olmaya ve öyle kalmaya özen gösterdi.
Onlar da AKP’yi çok seviyordu.
Adamlar bunun için Yahudi Cesaret Madalyası’nı dönemin Başbakanı Erdoğan’a verdiler.
Şimdi Suudi Prens ve Kral Selman’ın oğlu Muhammed benzer bir madalya peşinde.
Trump’ın telkin ve emirleriyle Muhammed, BAE ve Bahreyn kral ve emirlerini yanına alarak İsrail ile dost olmaya çalışıyor.
Bundan cesaret alan Netanyahu çok daha tehlikeli oyunlara hazırlanıyor.
Durum böyle olunca Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çağrısı üzerine toplanan İslam İşbirliği Örgütü zirvesine yalnızca 9 ülkenin kral ya da başkanı katıldı.
Türki Cumhuriyetler’den bile gelen lider yok.
Merkezi Cidde olduğu için Örgüt’ün ‘manevi ve maddi’ lideri olan Suudi Ara­bistan ve bölgenin diğer önemli ülkesi Mısır Erdoğan ile araları bozuk olunca bakan düzeyinde katıldılar.
Hiç kimse Erdoğan’ın ‘İslam dünyası lideri’ olma çabalarına izin vermez.
Ilımlı-ılımsız İslamcılar hariç.
İşte bu nedenle İstanbul toplantısı toplan­manın ötesine geçmedi.
30 karar alındı ama hepsi temenniden ibaret.
Kudüs elden gitti ve Kudüs Komitesi 15 yıldır toplanmıyor ama dünkü toplantıda Komite Başkanı Fas kralına teşekkür edildi.
Teşekkür faslında Suudi Kral da unutul­madı.
Güler misin ağlar mısın!
Suudi Arabistan, Mısır ve müttefikleri bu toplantıda alınan kararların uygulanmasına izin vermeyeceklerdir.
Vahabi Suudiler yaklaşık 250 yıldır Osmanlı, Türk, Atatürk, Cumhuriyet ve demokrasi düşmanı.
İngiliz üretimi ve Amerikan kullanımı Suud ailesi İslam dünyasının yaşadığı tüm sorunlar­dan sorumludur.
Adamlar baş belası.
İşte bu nedenle İslam dünyasında bir numara olmaz.
Toplanır, konuşur sonra dağılırlar.
Hiçbir karar alıp uygulayamazlar.
Herkes herkese kazık atmanın hesabı içinde.
Son örnek BOP ve ‘Arap Baharı’.
İşte bu nedenle İsrail, ABD ve Batı çok rahat.
Adamlar her zaman Müslüman ülkelerinde kiralayacak ya da satın alacakları birilerini bulabiliyorlar.
O da olmazsa hamasi sloganlarla oyuna getirecekleri çok insan var.
Örneğin ‘Cihat’.
Alevilere, Şiilere, Ezidilere, komünistlere, solculara, laiklere ve ‘bilumum kafirlere’ karşı.
IŞİD, NUSRA, ÖSO ve benzeri yüzlerce örgüt bunun için kuruldu.
Öncesinde Kaide, Taliban, Boko Haram, El-Şabab ve benzerleri vardı.
Suriye ve Irak’ın başına gelenlere bakın.
İsrail’in elinde en az 200 nükleer bomba var ama Suudi Arabistan ve müttefikleri ‘Şii’ İran’ın ‘Olası’ atom bombasına karşı ayakta.
Bir zamanlar bölgenin tüm ülkeleri, Batılı müttefikler ve İsrail ‘Alevi’ Esad’a karşı birlik­te hareket ediyordu.
Ama hiçbir Alevi, Şii, Kürt, Ezidi ve Hıristi­yanın bulunmadığı ve yüzde yüzü Sünni olan Libya’da yine insanlar birbirini öldürüyor.
Mısır, BAE, Suudi Arabistan, Sudan, Tür­kiye ve Katar gibi ülkeler kendi adamlarını destekliyor. Savaşanlar Sünni, destekleyen Sünni.
Sonra da birileri bizden ‘İsrail’e karşı ortak mücadeleye’ inanmamızı istiyor.
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas bile İstanbul toplantısına gelmedi.
Uzun yıllar Suriye’nin desteği ve ko­rumasıyla ayakta kalabilen Hamas ‘Arap Baharı’ından sonra IŞİD’in yanında Suriye Devleti’ne ve halkına karşı savaştı.
Hep söylüyorum:
‘57 Müslüman ülkenin büyük bölümünde anti-demokratik dikta iktidarlar var. Kendi halklarının düşmanı olan bu iktidarlar gerçek anlamda Filistin halkının dostu olamazlar’. ABD, İsrail ve Yahudi lobilerinin korkusu işin cabası.
Anlayacağınız herkes artiz.
Biraz da din, iman, vatan, millet ve avanta oldu mu bu iş tamam.
Biraz cehalet, azıcık yoksulluk bol miktarda palavra.
Bizde hikaye bitmez.
Acıklısı daha da makbul.
Arabesk’çiler ne güne duruyor!

sozcu-banner-1