12 Haziran gecesi oturup seçimle ilgili gerçek düşüncelerimi yazmıştım.
Dün AKP ve Erdoğan’ın neden ve nasıl seçimi kazanabileceğini anlatmıştım.
Bugün de bu ‘neden ve nasıl’ların bölgesel ve uluslararası boyutuyla ilgili o gece düşündüklerimi yazıyorum.
‘1- Başta Suriye olmak üzere bölgede bu kadar karmaşık, zor ve tehlikeli işe bulaşmış Erdoğan iktidarı bırakmaz. Bırakırsa başına iş geleceğini bilir. Örneğin şu anda Suriye’nin kuzeyinde bulunan TSK ile hareket eden en az 100 bin silahlı İslamcı militan ve aileleri bulunuyor. Erdoğan kaybederse bunlar ne olacak?
2- Batılı ülke ve güçlerinin Erdoğan’dan istediği yerine gelmiş ve gelmeye devam ediyorsa başta ABD olmak üzere bu ülke ve güçler desteğini sürdürür ve Erdoğan yerinde kalır.
Batı’nın Erdoğan’dan istediklerine iki yönden bakabiliriz:
1- Ekonomik çıkarlar
2- Türkiye Cumhuriyeti ile hesaplaşma.
Erdoğan her iki yönde onlara yardım eder, hizmetlerinde olursa onlar açısından sorun yok. Yani Türkiye’den para kazandıkları sürece adamlar Erdoğan’ı sıkıştırmaz ya da sıkıştırır gibi olur ve Erdoğan seçim kampanyasında bundan yararlanır.
3- Batı; ‘Erdoğan ve AKP iktidarıyla birlikte Türkiye İslamlaştırılır, Türk toplumu gericileşir, sosyal ve kültürel düzeyi geriler ve son olarak Osmanlı dönemine dönebilir’ hesabı yapmaktadır. Yani Batı’ya göre böyle bir süreç sonucu bildik felsefesiyle Cumhuriyet ortadan kaldırılır, sanayisi ve kamu ekonomisi olmayan, dış borcu çevrilemez bir Osmanlı gibi siyasal, ekonomik, sosyal, kültürel ve dinsel yapılı bir ülke ortaya çıkar.
4- Batı’daki egemen güçlere göre İslamcı bir Türkiye, Arap Baharı’yla birlikte bölgede ve dünyada ‘yükselen’ İslamcı dalgaya destek verir ve İslam tüm boyutlarıyla Batı’nın gündeminde olur. Batı’da ırkçı ve faşist eğilimlerin yükselmesi için bu gereklidir. Trump ve daha sonra benzeri tiplerin AB ülkelerinde seçim kazanması böyle bir hesaptır.
Bu ırkçı ve faşist güçlere göre ‘İslami eğilimleri kışkırtacak Müslümanlar Hristiyan Batı’ya düşman olacak, kendileri de bu düşmanlığı kullanarak iktidar olacak sonra da Müslümanlara saldıracak. ‘Arap Baharı’ sonrasında Türkiye ve coğrafyamızdaki rezalet durum ortada. Yüzbinlerce insan öldü, milyonlarcası sakat kaldı ve ulusal ekonomileri çöktü. Zarar iki trilyon dolar.
5- Başka birçok olası senaryo yazılabilir ama Batı’nın AKP ile çok büyük hesabının olduğu kesin. Batı’nın hesaplarında Suriye ve Irak bağlamında Türkiye’nin içinin karıştırılması, iç savaşın kışkırtılması ve sonuç olarak ülkenin büyük kargaşaya sürüklenmesi de bulunmaktadır.
Örneğin Sevr’i yeniden canlandırmak.
Belki de bu nedenle Erdoğan Batı liderlerine bu kadar ağır laf ediyor ama orada herkes sessiz ve hiç kimse karşılık vermiyor.
Ya da herkes sessizliğini bu seçime saklamış son darbeyi vurmaya hazırlanıyor.
Bu darbe gelmezse, ki belirtileri yok, Erdoğan birinci turda kazanır ve bu iş biter.
Yani Erdoğan en az 20-30 yıl iktidarda kalır.
Türkiye de Ortadoğu ülkelerine benzer’.
Tüm bunları gerçek düşüncelerim olarak 12 Haziran gecesi kısa notlar olarak yazmıştım. Bugün de aynı görüşteyim.
Ayrıca düşündüğüm ve kesin inandığım birçok noktayı burada yazamıyorum.
Özellikle son üç yılda Halk TV’de ve YURT Gazetesi’nde ve konuştuğum her platformda sürecin buralara geleceğini çok kez anlattım.
Hem de en net, açık, çok sert ve keskin ifadelerle.
Bunun için tutuklandım ve yandaş medya tarafından en ağır saldırılara maruz kaldım.
Önümüzdeki günlerde geleceğe dair görüş, tespit ve öngörülerimi yazacağım.
Tarihe not düşmek için.
Bunu çok kez yaptım ama ciddiye alıp gereğini yapan kimse olmadı.
Herkes kendi dar hesaplarıyla davrandı ve ülke bu hale geldi.
Herkesin payı var.
Az ya da çok.
Anlatırım.

sozcu-banner-1