Her şey, Ekim 2014’te IŞİD ile YPG arasında Kobani’de yaşanan çatışmalarla başladı.
Peşmerge, Şanlıurfa üzerinden Kobani’ye girmişti.
Dünya yavaş yavaş PYD/YPG’ye sahip çıkarken Salih Müslim, Ankara’ya gelip gidiyordu. Ahmet Davutoğlu ona, “Esad’a ayaklan sana istediğini verelim” diyordu.
O da ‘Hayır’ deyince Ankara ile işler bozuldu ve PYD Amerika’ya sığındı.
2016 ortalarına gelindiğinde PYD/ YPG Fırat’ın doğusunda Suriye topraklarının %22’sini ele geçirmişti.
Ayıp olmasın diye ABD Arap aşiretlerden topladığı 20 bin kadar adamı onların yanına katarak Suriye Demokratik Güçleri diye bir ordu kurdu.
Suriye petrolünün %90’ı, doğalgazının %45’i, Halep ve birçok kentin su ihtiyacını karşılayan Fırat üzerinde üç baraj, pamuk, buğday, arpa, mercimek ve soğan üretiminin %60-70’i PYD’nin işgal altında tuttuğu bölgede bulunuyor.
Amerikan askeri çekilmeye başladığına göre Suriye ordusu yakında Fırat’ın doğusuna girecektir.
Anlaşarak ya da savaşarak.
Öncelik hâlâ o bölgede bulunan bazı IŞİD çetelerine verilmektedir.
Irak ordusu ve Haşdi Şaabi denilen ve sayıları 100 bin olan Şii milis güçleri Irak-Suriye sınırında bekliyor.
Rusya’nın onayı ile Ağustos 2016’da Cerablus’a giren TSK, ÖSO ve benzeri 15 grupla Afrin’e kadar yayılmış durumda.
Yani Fırat’ın batısında.
Doğusunda, batısında ve arada herkesin ‘büyük aşkı’ Menbiç.
Suriye ordusu cuma sabahı şehrin kuzey bölgesinde mevzilendi.
Önceki akşam Moskova’da yapılan Türk-Rus görüşmeleri sonrasında Bakan Çavuşoğlu ‘Suriye ve bölgesel konularda Rusya ve İran’la yakın iş birliğine devam edeceğiz’ dedi.
İş birliği Menbiç ve doğusu konusunda başlamış olabilir.
Bu iş birliği sayesinde Şubat 2015’te IŞİD’den kaçırılan Süleyman Şah Türbesi eski yeri Menbiç’in 40 kilometre doğusunda Kara Kozak bölgesine taşınabilir!
Yani Fırat’ın doğusuna.
Niyet iyi olursa her şey kolay olur.
Bakalım!
Menbiç ile Cerablus arası 38 km ve Türk ordusu ortalarda bir yerde.
Cerablus benim memleketin ama Kobani kadar Menbiç’i de sokak sokak bilirim.
Yalnız buralarla değil Fırat’ın doğusu ve batısıyla ilgili bildiğim her şeyi sizlerle paylaşmak isterdim ama kolay değil.
Kolay olmadığına göre konuyu değiştirelim.
ABD Ulusal Güvenlik Sekreteri Bolton bu hafta içinde Ankara’yı sonra da ‘Dünya Yahudilerinin dini başkenti’ Kudüs’ü ziyaret edecek.
Arap medyasına bakılırsa Bolton Türkiye ile İsrail’i barıştırmaya çalışıyor. Bu konuda birçok detay var.
İşler iyi giderse Trump seçime hazırlanan Netanyahu’ya büyük bir hediye vermeye hazırlanıyor:
Kaşıkçı dosyasının kapatılması karşılığı, Trump aynı tarihlerde Washington’u ziyaret edecek Suudi Veliaht Muhammed’i Beyaz Saray’da Netanyahu ile buluşturmaya çalışıyor.
İç politikada sıkışık olan Trump, başarabilirse böyle bir buluşturmayla tarih yazacak ve Evanjelist Kilise’nin bir üyesi olarak İsrail’e ve ülkesindeki Yahudi lobilerine büyük bir hizmette bulunmuş olacak.
26 Mart 1979’da Mısır Cumhurbaşkanı Sedat’ı, İsrail Başbakanı Begin’le Camp David’te buluşturan Başkan Carter gibi.
40 yıl önce.
40 yıldır ne yaşanıyorsa bu coğrafyada nedeni bu anlaşmadır.
Trump ve adamları büyük planlar yapıyor.
Her gün 2-3 senaryo yazıyorlar.
Örneğin Katar’ın Suudi Arabistan ve BAE ile barıştırılması.
Zemin kaygan fırıldak gani.
Amerikalılara göre Menbiç dandik hikaye.
Perişan edilmiş Suriye bile şimdilik önemli değil.
İsrail bile Trump’ın Suriye’den çekilme kararına tepki göstermedi.
Kolay değil İsrail devletinin kuruluşundan 70 yıl sonra Trump onlara Kudüs’ü vermişti.
Geçenlerde anlatmıştım:
Emperyalist paylaşım haritaları 100 yıllıktır.
Bu haritalar çürümek üzere ve yenileri çizilmeli.
Coğrafyanın sahipleri çizemezse başkaları gelir çizer sonra da herkesin üzerine çizik atar.
Menbiç ne kadar da dandik bir hikaye.
Menbiç gibi Fırat’ın doğusu da batısı da Suriye toprağı.
Bırakalım Esad çaresine baksın.
Bakamazsa yardımına koşarız.
Kara gün dostu ne işe yarar!