Değerli Okurlar; seçimlere sayılı günler kaldı. 24 Haziran’daki seçim, demokratik parlamenter sistemin varoluşu açısından çok önemlidir. Yani bir anlamda, köprüden önceki son çıkış… Bu seçimlerde halkımızın kullanacağı oylar, Osmanlı’nın küllerinden doğan, “LAİK, DEMOKRATİK VE HUKUK” temelleri üzerine oturtulmuş genç Cumhuriyet’in ya devamına ya da tek adam yönetimine dönüşünü belirleyecektir.

UNUTULMAMALIDIR Kİ; Genç Cumhuriyettir bizi  ümmet olmaktan kurtaran ve yurttaşlığa taşıyan!!

Ülkenin son 16 yılda getirildiği siyasi ve ekonomik durum ortada. Yönetenler, iktidarları döneminde hep ülkeye kazandırdıkları zenginliklerden söz ediyorlar. Halbuki gerçek zenginlik; uygar dünyanın sahip olduğu hukuk, demokrasi ve özgürlüktür. Bunu ya bilmiyorlar ya da  söylemek işlerine gelmiyor. Ama illa zenginlikse derdimiz, yeraltı kaynakları açısından dünyanın en zengin coğrafyasının olduğu orta doğuda, uygarlıktan bahsedebilir misiniz? Edemezsiniz Beyler…

Değerli Okurlar; şunu içtenlikle söylüyorum ki, bu yazım asla bir yandaşlık yazısı olmayıp hepimizin kardeşçe, mutlu ve özgür bir ülkede yaşama hayaliyle ilgilidir.

AKP’ye gönül vermiş kardeşlerim; şimdi sizinle birlikte AKP’nin kuruluş yılı 2002’ye bir yolculuk yapmak istiyorum. Lütfen 24 Haziran’da sandığa gitmeden önce kendinize şunu sorun. 2002’de kurulan AKP ve yönetim biçimiyle, bugünkü gelinen yönetim biçiminin benzerliği var mı? 2009 yılına kadar AKP, iyi kötü gerek Avrupa Birliği gerek ekonomik, gerekse komşu ülkelerle iyi ilişkiler vb. adına güzel şeyler yapmıştır. Bunu hep birlikte izledik. Peki 2009’dan sonrası için aynı şeyleri söyleyebilir misiniz? Hatırlar mısınız, bir zamanlar “özgül ağırlıklı abiler” vardı. Ne oldu onlar? O zaman başka bir soru daha geliyor aklıma, AKP’nin kurulduğu günkü kadrosundan, şu an da üst yönetimde olan kimler var? Bu insanlar neden bugün yoklar?  AKP’li kardeşlerim, partinizde bu kişiler neden yok diye soracak bir yiğit var mı? Soramazsınız, sorduğunuz an da, kapının dışına konulursunuz. Peki öyleyse, bu partiye 16 yıl boyunca oyuyla, yüreğiyle emek verenlerin siyasi geleceğinin, bir kişinin iki dudağının arasında olması içinize siniyor mu? İnanın, bunu çok merak ediyorum.

GELDİK, GİDİYORUZ DEMEYİN…

AKP’yi bu noktaya taşıyan Değerli Kardeşlerim; ülkenin geldiği bu noktada demokrasi, eşitlik, özgürlük ve hukuk adına neler düşündüğünüzü de merak ediyorum? Kuruldukları gün, Sayın Erdoğan ve Üst Yönetim, ülke adına yapılan tüm işler için “ortak akıl’’ demişlerdi. Doğru olan da buydu. Şimdi sizlere soruyorum, bugün alınan her karar “ortak akıl’’ ile alınıyor diyebilir misiniz? Diyemezsiniz !... Çünkü siz de bunun farkındasınız. Şu an da hem partiniz, hem de ülke, tek başına Sayın Erdoğan tarafından yönetilmektedir.

AKP’li kardeşlerim; bugün uygar dünyada, tek adamla yönetilen ülkelere ve yaşantılarına bakar mısınız? Tek adamla yönetilen ülkelerde, bırakın demokrasi, hukuk ve özgürlüğünü “MUTLU İNSAN’’ görebilir misiniz?

Bugün bulunduğumuz noktada uygar dünya ligindeki yerimizi kaybettik. O ligden düştük. Türkiye’nin aydın, uygar ve özgür bir ülke olarak yaşamını devam ettirebilmesi 24 Haziran’da kullanacağınız oylarla mümkün olacaktır. Bu güzel ülkemde dili, dini, etnik kökeni ne olursa olsun kardeşçe yaşayabilmeliyiz. Hani hep denir ya, biz geldik gidiyoruz. Peki çocuklarınız ve torunlarınız için nasıl bir ülke hayal ediyorsunuz?

Kardeşlerim, birlikte hayalimiz şu olmalı. Sevginin ve saygının egemen olduğu, korkunun olmadığı, birlikte kardeşçe yaşayacağımız tarafsız Cumhurbaşkanı ve Parlamenter demokrasi ile yönetilen bir Türkiye…

SON SÖZ: “AYARINI BOZDUĞUNUZ KANTAR GÜN GELİR SİZİ DE TARTAR” Anonim