Güzel ülkem, yedi düvelle boğuşuyor… Yaşadığımız bu sıkıntıların iki temel nedeni var. Birisi emperyalist güçlerin Türkiye üzerinde oynadığı oyunlar, diğeriyse giderek tırmanan ülke içindeki yaşanan siyasi gerginlik. Etrafı kan gölü. Güney’de Suriye’de kırk yıldır başımızın belası PKK’nın yok edilme mücadelesi, Batı’da Yunanistan’la Ege’de ki problemler, ABD ve AB’nin ikiyüzlü politikaları. Neden nasıl buralara geldik?

GÜNEŞ BALÇIKLA SIVANMAZ

Bu yaşananların ülkeme faturası da çok ağır. Ülke içinde ekonomik sıkıntılar giderek büyümekte, siyasi irade ne derse desin sanayici, tüccar ve sokak öyle demiyor. Tümünden vazgeçtik, ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcısı açıkça değil ama ima yolu ile de olsa ekonomideki darlığı anlatmaya çalışıyor. “Yağmur yağmadan çatı onarılmalı”. Bunu siz ya da ben değil, ülkenin ekonomisinin başındaki insan söylüyor. Çok geçmeden Sayın Cumhurbaşkanı yaptığı bir konuşmada dolaylı da olsa, azarladı demeye dilim varmıyor ama haksızlık ediyor. Çünkü Bakan doğruyu dile getiriyor. Güney’de TSK’nın yaptığı harekatın ve Suriyeli göçmenlerin ekonomik faturaları, bir de tüm bunlar yetmiyormuş gibi durup dururken bir sürü din adamı görüntülü meczup, din adına akıl almaz ahkamlar kesmeye başladı. Ve işin daha da acısı, ülkenin en üst eğitim kurumları olan üniversitelerin, rektörlerinin giydiği kıyafetler ve söylediği sözler de yenilir yutulur cinsten değil. Hatırlatmak isterim bir Milli Eğitim Müdürü’nün, Ulu Önder Atatürk’le ilgili hakaretlerini duymazdan gelen yöneticileri ve medyadan öğreniyoruz ki bu çapsız müdüre destek veren başta Ensar Vakfı olmak üzere bazı kendini bilmez sivil toplum örgütlerini de!

Ülke yangın yerine dönmüş, TSK harekat yapıyor, Ege’de yoğun sorunlar yaşanıyor, ekonomik ve siyasi göstergeler can acıtıcı hale gelmişken, sormak istiyorum. Bu çapsız din bezirganları ve Atatürk düşmanlarına kim dur diyecek? Bunlar siyasi bazı konuşmalardan yürekleniyorlar. Yukarıda sözünü ettiğim konular buzdağının su üstündeki görüntüsü. Bu yaşananlardan dolayı da toplum büyük bir psikolojik sıkıntı yaşıyor.

Ülkemi yönetenler, bu sıkıntıları nasıl aşacağız? Mutlaka aşmalıyız ve tez elden bunun çözümleri bulunmalı. Geç kalınmamalı. Zaman daralıyor. Tüm bu zorlukları aşabilmemiz için tüm ülkem halkının Kurtuluş Savaşı’ndaki gibi kucaklaşması, el ele, kol kola girmesi gerekiyor. Bugün bu birliktelik ne yazık ki yara aldı. Toplum ayrıştı.

Yüce Türk Ulusu ve Yönetenleri, geç kalmadan birlikte, yürek yüreğe olma zamanıdır. Biz ülke olarak bir arada dimdik duramazsak, emperyal güçler bundan yararlanıp ülkeyi karıştıracak ve parçalamak için ellerinden geleni geri koymayacaklardır.

BİR ZEYTİNDALI HAREKETİ GEREK

Bunlar yaşanırken ülkem insanı olarak tüm siyasi ayrışmayı geri plana atıp, ülkem deyip, yeni bir sayfayı kim açacak? Bunu şu anda, konumu itibarıyla sağlayacak olan da Cumhurun Başkanı Sayın Cumhurbaşkanıdır!

Sayın Cumhurbaşkanı, Suriye’ye yaptığımız harekatın adını “Zeytindalı” koydunuz. Sıra şimdi hiç vakit kaybetmeden yurtiçinde de adına yakışır bir “Zeytindalı Hareketini” başlatıp, kavgalara son vermeliyiz.

Sayın Cumhurbaşkanı, ülkem bu sıkıntıları yaşarken siyasetteki küslüklere siz son vereceksiniz. Her ne kadar, bir siyasi partinin genel başkanı olsanız da şu anda Cumhurbaşkanısınız. Siyasetteki küslüğü siz ortadan kaldıracaksınız. Tüm parti liderlerini bir araya getirerek, ülke şu sıkıntılı günlerini atlatana kadar milli bir ittifak yapmalısınız.  Bunu mutlak siz sağlamalısınız. 40 yıl düşünsek Amerika ile Kuzey Kore’nin delegasyonlarının bir araya geldiğini düşünebilir miydiniz? Biz neden ülke içinde anlaşamayalım? Geçmişte Sayın Kurtulmuş, Sayın Soylu ve Sayın Bahçeli ile karşılıklı söylemleriniz dün gibi anılarımızda. Ama ne güzel, bakın şimdi birlikte ülkeyi yönetiyorsunuz. Biriyle ittifak yaptınız, diğer ikisi de bakanınız. Hiç zamanımız kalmadı; CHP, SP ve İYİ Parti ile bir araya gelip ülkemin bu sıkıntıları nasıl aşacağının çözümlerini ortak akılla birlikte bulmalısınız. Siz, ben diye devam edip siyaset daha da gerilirse o zaman ülkenin işi zorlaşır. Ülke içindeki güç birlikteliği sağlanırsa, dış güçler bizi ciddiye alacaklardır.

Sayın Cumhurbaşkanı, ekonomi düze çıkmalı Suriye’de katil teröristler temizlenmeli, yaşam ülke içinde normale dönmeli, her şey güllük gülistanlık olunca o zaman siyaset demeliyiz.

SON SÖZ: “Bir gün bu memleketin yanağına öpücük, başucuna da bir not bırakıp gideceğim: Öyle güzel uyuyordun ki, uyandırmaya kıyamadım!" Aziz Nesin