“Türk halkı elektrikli araç istiyor”
Hatta bunun için çıldırıyor (!)…
“Ülkemizde elektrikli araç sayısı 4 yıl içinde 56 kat artarak 140 bine, şarj istasyonu sayısı da 5 yılda 35 kat artışla 14 bine ulaşacak” deniyor.
Bu büyük eksiklik tamamlanırsa tüm dertlerden de kurtulmuş olacağız!
“Araç sahibi veya 2 yıl içinde araç satın almayı planlayan 600 kişi” ile gerçekleştirilen araştırma, “Her 10 kişiden 8’inin elektrikli aracı bildiğini, bilenlerin yüzde 80’inin, bilmeyenlerin ise yüzde 65’inin elektrikli araç satın almayı düşünebileceğini ortaya koydu”ğunu söylüyor…
Öylesine kıvrak bir yaklaşım ki inanın kendilerini kutluyorum...…
İlki, 600 kişiden kaçı sürücü bilmek isterdim.
Hem araç (!) kullanıp hem de elektriklisinin varlığından bile haberi olmayan bu 10 kişiden 2’sini gerçekten merak ediyorum...…
Gelelim ikincisine.…
Farkındaysanız ‘elektrikli araç’ geçiyor.…
Türk Dil Kurumu; ‘Bir iş yapmakta veya sonuçlandırmakta gücünden yararlanılan nesne, taşıt, vasıta’ diyor.
Buraya kadar siz ne anlamıştınız?
Otomobil mi?
Hayır...… Araç, araç (!)
Devam ediyor...…
“Elektrikli araç satın alma tercih sebepleri arasında; bu araçların düşük maliyetli, tasarruflu ve çevre dostu olması gibi nedenler ön plana çıkıyor.”
Alın bir kıvraklık daha: ‘Düşük maliyetli, tasarruflu’ Satın alırken mi, kullanım süresince mi, kimin bütçesine göre?
Devam edeceğim ama merak ettiyseniz söyleyelim, bu araştırma, 10 ayrı dünya sıralamasının en az 2’sinde ilk 500’e girebilen bir üniversiteden...
Bir başkasına bakalım.

* * *

2018 küresel otomotiv araştırması Türkiye sonuçlarından;…
“Dizel tercih etmeyeceğini belirten Türk tüketicilerin yüzde 33’ü tamamen elektrikli, yüzde 30’u ise benzinli almaktan yana.”
Sanırsın zorla aldırdılar onlara dizeli. Malum Türkiye’de benzinli ve elektrikliler hem satın alırken hem de kullanırken dizelden daha pahalı ya, mecburen dizel almışlar...…
Öte yandan “Türk tüketicilerin yüzde 41’inin ilk endişesi ise aracı şarj etmek”  ve “Türkiye’de tüketicilerin yüzde 90’ı elektrikli araç alacak olursa; uygun bir elektrik tedarik sözleşmesi sunmak, şarj etme ünitesini kurmak, seyir halinde hızlı şarj mekanizmaları sunmak gibi şarjla ilgili tüm konulardan aracın üreticisinin sorumlu olmasını bekliyor”muş.
Satın aldı da, markaya dönüp öyle sattım, kenara çekileyim diyemezsin deniyor.
Her marka sonrasını da düşünecek deniyor…
Elektrikliyi alınca her sokağa, evlerimizin yanındaki kendi kapalı garajımıza bir şarj ünitesi de kurulması lazım diyor.…
İsteyenin bir yüzü diyor...…

* * *

Nasıl itiliyor, nasıl pompalanıyor bu aralar elektrikli anlatamam...…
Dal bayiden içeri… ‘Sarın bana, sarı olsun’  diyesi geliyor insanın.
Zannedersin o kadar ‘uygun’ ki şartlar, elektrikli ‘almadığımız için ‘suçlu’ bile ilan edilebiliriz...…
Peki rakamlar ne diyor?
Türkiye.…
757 binlik 2016 pazarında 44, 722 binlik 2017 pazarında 76 adet.
Avrupa.…
14.6 milyonluk 2016 pazarında 63 bin 479, 15.1 milyonluk 2017 pazarında ise 97 bin 571 adet.…
Bunlar sadece yüzde 100 elektrikli (EV) tabir edilen otomobiller.
Elektriğe bağlanıp şarj edilen ancak bir de atmosferik motoru bulunan elektrikliler (PHEV) var ki o zaman Avrupa’da 2017 yılı yaklaşık 306 bin adede çıkıyor.…
ABD’de bile 2017 yılı PHEV+EV satışı 163 bin 200 adet.

* * *

“Türk halkı elektrikli istiyor…” haberleri ve araştırmaları bu aralar havada uçuşuyor.
Ee, alsanıza. Tutan mı var, yoksa,…
‘Türkiye’nin otomobili’ni mi bekliyorsunuz?

sozcu-banner-1