Erdoğan; “Lütfen gençlere eski Türkiye’yi anlatın” dedi. Sanki mağarada yaşıyor, avlanmaya çıkıyorduk. Ya karnımızı doyuruyorduk ya av oluyorduk. Türkiye’yi bu hale getirince mi oldu “yeni”? Öyleyse eskisi gayet iyiydi. Toplanın anlatıyorum... 80’lerde çocuktum, 90’larda genç... Ne tüp sırası hatırlıyorum, ne yağ kuyruğu... Bırakın saman ithal etmeyi, Türkiye kendi kendine yeten yedi ülkeden biriydi...

* * *

Tamam, sorunlar vardı. Dünya lideri şimdiki gibi bizde değildi! Duble yol azdı, sağlık hizmetleri daha kötüydü, belediye hizmetleri aksıyordu. İyi de dünya değişti, teknoloji gelişti. Yıl olmuş 2018... İnternet, uzay, cep telefonu, nano teknoloji… Biz elektriğimiz kesilmiyor, çöpümüz toplanıyor diye sevinelim mi? Zaten dünya kadar ödüyoruz vergisini...

* * *

Politikacılardan her daim şikâyet edilirdi. Çok ağır eleştirilir ve dalga geçilirdi. Hırsıza, “hırsız” denirdi. İktidarlar hata yaptıklarında bedel öderlerdi. Dış güçleri suçlu göstermezdi. En büyük İSKİ skandalı dediğin toplasan 1-2 milyon dolarlık rüşvetti. Belediye boru ile kloru pahalıya almıştı! Yer yerinden oynamıştı. Özal’ın damadına 150 bin dolarlık Jaguar araba hediye edildiği için millet ayağa kalkmıştı! Bugün milyar dolarlar sıfırlanıyor. Mecliste aklanıp, paklanıyor. İtiraz eden dış mihrak ile vatan hainliği arasında gidip geliyor! Hayali düşmanlarımız yoktu. Dünyanın hemen her ülkesi bizimle dosttu.

* * *

Bırak kendisini eleştirenlere dava açıp hapse göndermeyi, dalga geçen karikatürü çerçeveletip duvarına asan başbakan vardı.  Cumhurbaşkanı oldu. Vatan hainliğinin bu kadar ucuz olmadığını biliyordu. Yandaş her daim vardı lakin bu kadar haysiyetsizlerine pek rastlanmazdı. Hoşgörü söz konusuydu. Eskiden “büyüyünce ne olacaksın?” diye sorduklarında kafaya koymuşsan istediğini olabiliyordun. Umut vardı. Özgürlük daha fazlaydı. Çabalıyordun. Huzur vardı. Bırak ayrışmayı, herkes Tanrı misafiriydi.

* * *

Eğitim kalitesi daha iyiydi. Okuyan varsa kurtarırdı bütün aileyi... Emekli ikramiyesiyle bile alabilirdin oturacağın daireyi... Şehirler bildiğin yeşildi. Betona gömülmemişti. Tavuk döner yoktu! Dönerler etten yapılıyordu! Herkes et yiyebiliyordu. Asgari ücret düşüktü lakin asgari ücretle çalışan azdı. Asgari ücret maaş değil temsili rakamdı. Terör 2000’de bitmişti, 2001’de hiç şehit cenazesi gelmemişti. Enflasyon vardı, yine var. İşsizlik daha azdı. Dolar yine artardı. Faizler yüksekti, yine yüksek.

* * *

Eski Türkiye’nin dış borcu 130 milyar dolardı, yeni Türkiye borçta 450 milyar doları yakaladı. Ödeyemeyeceğimiz kadar borç yarattı. Eski Türkiye’de hane halkı borcu 2003 yılı sonunda 13 milyar liraydı. Yeni Türkiye’de 575 milyar lirayı aştı. Bankalara borçsuz kişi kalmadı!
Hadi borçtan harçtan geçtim, daha önemlisi televizyonlarda erotik film yayınlanırdı. Bugün içki, sigara hatta araba markası görünmesi bile yasaklandı. Hepsi buzlandı! Ülke garip bir hal aldı.

sozcu-banner-1