Erdoğan; “IMF’ye borçlanmalar dolarla değil de altınla olsun” dedi. And the economy Oscar’ı goes to Erdogan, Türkiye! Yoksa o Nobel miydi? Şerefsizim benim aklıma da plastik mandal gelmişti!
Fikri ilk duyduğumda, hep 50 liralık benzin alıp zamdan etkilenmeyen adamın beyanı sandım. Ciddiye almadım. İş görüşmesinde biri bankanın insan kaynaklarına bu lafları etse hemen oracıkla helalleşirlerdi.

* * *

Bakmayın siz aslında iyi fikir de ufak bir kaç pürüz var. IMF dolar ile borç vermez ki! Keşke biri söyleseydi. Hadi Erdoğan bu lafları etti. Lakin alkışlayanlara ve danışmanlara ne diyeceğiz?
IMF genelde nakit para da vermiyor, kefil oluyor. İşler karışmasın diye Dolar, Euro, Yen, Sterlin ve Yuan ’dan oluşan sepet kur yaratıp, adına SDR (özel çekme hakları) diyor. Yani, IMF bunu düşünmüş. Tek bir para birimi yerine kendi para birimi SDR’ı kullanıyor.

* * *

Hadi IMF toplandı ve altınla borç verme kararı aldı diyelim. Altını öpücükle almıyoruz. Altın almak için yine “dolar” ödüyoruz. Dolar artınca altın fiyatları da artıyor. Ne fark ediyor? Hiç!
İşte burası benim büyük resmi kaçırdığım yer! Lider ülke değil miyiz? Gelişmekte olan ülkeler bir araya gelip altın günü yapabiliriz. Alırken çeyrek altın alırız. Geri öderken çaktırmadan çeyrek benzeri gram altın ile öderiz. Tabii kameralara çok dikkat etmeliyiz. Sonra arkamızdan “biz onlara çeyrek vermiştik, onlar bize gram yapıştırmışlar” diye laf getirmemeliyiz.

* * *

En son; “Dolar alanlar yaya kalacak!” demişti. Belli ki o gün Hazine parayı altına çevirdi. Buna da şükür. İddaa’da banko maçlara para basıp geliri artırmak da isteyebilirdi.
Erdoğan konuşmasına şöyle devam etti; “5 milyar Euro bizden borç istediler. Sordular “verin” dedim. Bu borcu almaktan vazgeçtiler.” Dolar ile borç veren IMF, Euro ile borç mu istiyor? Sanki hikâye tam oturmuyor.

* * *

İşin aslı şöyle; yaşanan küresel kriz nedeniyle, kaynakları büyük ölçüde eriyen IMF, 2012 yılı başında rezervlerini güçlendirmek için ederi 456 milyar dolarlık paket oluşturdu.
IMF, üyesi 188 ülkeye sordu; “Acil paraya ihtiyaç duyarsam, üyelerimin bana ne kadar para verme yeteneği olur?” Biz de “o gün müsait olursak, 5 milyar dolarlık arka çıkabiliriz” dedik. Vereceğimizden değil, namımız yürüsün.

* * *

Kıbrıs Rum Kesimi bile o gün IMF’ye “600 milyon dolarlık borç verebilirim” dedi. Sahi nereden çıktı borçlanma meselesi? AKP’nin 2002’de IMF dâhil 130 milyar dolarla devraldığı dış borç, bugün 454 milyar dolar,  İnsanın düşünürken uykusu kaçar.
Erdoğan’ın bu demeci Türkiye ekonomisi adına kalan umudumun son parçalarını tüketti! Bugünlere kadar yine iyi gelmişiz dedirtti.

sozcu-banner-1