Geçtiğimiz yaz, 15 Temmuz’da “Cumhurbaşkanınız olarak” diye cep telefonumu açmıştı, “ben nereyi aradım?” diye aklım çıkmıştı.
Meğer bant kaydıymış! Herkesin telefonuna çıkıyormuş. Tekrar çıkar diye sabaha kadar buzdolabını bile açamamıştım.

* * *

Bu sefer de Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan 23 milyon haneye mektup gidecekmiş. Orman ve Su İşleri Bakanı açıkladı...
İlk mektup Cumhurbaşkanı tarafından merasim esnasında postaya verilecekmiş. 21 Mart’ın Dünya Ormancılık Günü vesilesiyleymiş. Daha yeşil bir Türkiye içinmiş...

* * *

Ormanları korumak için ağaçları kesip kâğıt yapalım ve her eve mektup yollayalım! Nefis proje... Kimin aklına gelmişse... Tebrik ederim!
Bu ülkede hayvanları koruma derneği açılışında kurban kesilmişti. Çok da şaşırmamak lazım yani... Mektupları kürk manto giymiş postacılar getirsin, vahşi yaşamın katliamına dikkat çekilsin. O da yakışır!

* * *

Yine de bir heyecan sardı beni...  Sonuçta Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan mektup gelecekmiş. Mektup;  “Eyy” diye başlamasa bari...
Keşke zahmet etmeseydi, ne söyleyecekse televizyondan söyleseydi! Hangi kanalı açsam konuşurken görüyorum kendisini...

* * *

Peki, ağaçları kesmeseler de bir “kamu spotu” hazırlasalar... Erdoğan saat başı çıksa, istediği gibi konuşsa... Yayımlanmadık radyo televizyon kalmasa... Olmaz mı? Neden kâğıt israfı yapıyoruz?
Memlekette para çok ya, birinci sınıf kâğıdı, broşürü, zarfı, posta ücreti derken milyonlar uçacak yine bizim vergilerden. İlla mektup olacak diyorlarsa herkese ödemeli gönderelim. İsteyen alsın duvarına assın...

* * *

Evvel zaman içinde, Adana’da CHP milletvekili, seçim öncesi, sadece Adana’daki seçmenlere mektup göndermişti. CHP bile tepki gösterdi. Yaklaşık 1.2 milyon liralık masraf için milletvekilinin istifası istendi. Sahi 23 milyon haneye mektubun nedir maliyeti?

* * *

Diktiklerini söyledikleri milyarlarca ağaç sayısı doğru olsa, Türkiye tropikal kuşağa çoktan geçmişti. Taksim ormanında geyik avı çoktan başlamıştı.
Bıraksan, “biz ağaçlarla uğraşmadık,  ormanı alıp komple diktik” diyecekler.

* * *

Bunları söyleyenlerin İstiklal Caddesi’nde tek bir ağaç bırakmayan yönetim olduğunu da göz önüne alırsak pek de inandırıcı gelmiyor. Söktüler ağaçları, koydular saksıları... Sözde yeşillendirdiler ortamı!
Mektubuma burada son verirken ağaçların ellerinden, fidanların gözlerinden öperim, kendilerinden özür dilerim.