Yıl bitti, bitecek. Peki, 2019 nasıl geçecek? Ekonomik kış bitecek, bahar mı gelecek? Öyle bir anlatıyorlar ki, sanırsın ki Türkiye mevcut sıkıntılara başka parti döneminde girmiş de bu arkadaşlar kurtarmaya gelmiş.
Sahi, hani referandumda “evet” çıkınca zengin oluyorduk? Olmadı mı o iş? Kandırıldık mı? Ya başkanlık sistemi? Hız demekti... Her sorunu halledecekti.

★★★

İstedikleri sisteme geçtik Türkiye’nin büyümesi yüzde 1.6’ya indi. Cüce büyümeyi bizim paralarımızla yapılan Devlet-i Aliye’nin yüzde 7.5 artan harcamaları sağladı.
Peki, devletin geliri mi arttı? Hayır! Başkanlık sistemi hız demekti... Hızlı borçlandı!

★★★

Gelecek yıl sakin başlayacak. Sonrasında sis basacak. Yaprak kımıldamayacak. “Seçimler bitsin hele bakarsın ekonomi gider iyiye” diye düşünen Polyannalar olabilir. Polyanna’yı dağa kaldırmışlar, “Dağ havası iyi geldi” demiş.
Bu havayı dağıtmak için paket üstüne paket açacaklar. Ülke paket açmadan büyüyemez, ekonomi yürüyemez hale geldi... Ha açmışsın paketi, ha vermişsin teşviki, hormonlu ekonomi bizimkisi...

★★★

Ekonomi paket açmakla toparlansaydı dünyada fakir ülke kalmazdı. Paket demek, kaynak demek... Devletin alacağından vazgeçmesi demek... Her paketle birlikle bütçe daha da açık verecek.
İyi de, adama sormazlar mı “Ekonomi iyi gidiyorsa bu destek paketleri niye?” diye... Bugüne kadar soran olmadı. Herkes alkışladı, paketleri koyacak yer kalmadı! İşe yarayanı pek çıkmadı.

★★★

Sonrasında fırtınalar kopacak. Zira şapkada tavşan kalmadı! Krediler harcandı. Teşvikler dağıtıldı. Borçlar katlandı. Ekonomi sözde büyüdü, lakin gelirler azaldı. Hepimiz fakirleştik. Batan battı. Kalanlar yan yattı.
Peki, yine niye algı çalışmalarını başlatıldı? Nedeni basit; Seçimleri hayal satmadan kazanamazlar. Sığınacak icraat bulamıyorlar. Ekonomi fena... Dikiş tutmuyor. Oylar düşüyor.

★★★

Bu tablodan sonra Adalet ve Kalkınma Partisi’ni tebrik ediyorum. Önce adaleti bitirdiler sonra kalkınmayı...  “İleri demokrasi” diyorlardı. Demokrasi o kadar ileri gitti ki, gözle görünmez hale geldi. Sadece algı yönetimiyle sorunları halledebileceğimizi sanıyoruz. Bir şeyi kırk kere söylersen olur misali günde yüz kırk kere “İyiyiz” diyoruz ama hiçbir şeyi değiştirmiyoruz.

★★★

Ortada böyle bir tablo varken elbette sorun çıkacak! Bir süre sonra faizler yeniden artmaya başlayacak, döviz kurları kafasını kaldıracak, suç üst akıla atılacak. Akılsızlığın sonucunu dış mihraklara, şer odaklarına bağlayacak.
Böyle gittiğimiz sürece bizde kriz bitmez, dış güçlerin sonu gelmez. Ekonomide yaşananlar işin bahanesi... Önce adaleti ve demokrasiyi geliştireceksin. Sonra kalkınma ne demektir, onu öğreneceksin. En sonunda ekonomide bir şeyleri değiştireceksin. Yoksa ne yapsan nafile!