Malum, hemen her gün duyuyorsunuz; “Biz geldik 23 milyar dolar borcunu ödeyip IMF’yi gönderdik” diye başlıyor, “IMF bizden borç istedi 5 milyar dolar, arkadaşlara dedim ki verin” söylemiyle devam ediyor.
Mehmet Şimşek; “2018 yılında muhtemelen Türkiye, küresel sistemden minimum 210 milyar dolarlık kaynak bulacak” diyor. Güzel kardeşim hani borç veriyorduk, niye 210 milyar dolar aranıyoruz?

* * *

Zira dediği gibi 23 milyar dolar değil. AKP geldiğinde Temmuz 2004 sonu itibariyle Türkiye’nin IMF’ye borcu dolar karşılığı 21.6 milyara yükseldi.
IMF, Türkiye’yle yaptığı 19 anlaşmada yalnız bir kez nakit para ödedi. O da 10 milyar dolar... Kullanılan kısmı 2.5 milyar dolar... Üstü kasada bekledi. Geri kalanını da kredi kartı limiti gibi düşünün. Ödeme gücü yarattı. Kâğıt üstünde kaldı. Kullanılmadı. Orası ayrı...

* * *

IMF’ye olan borcu öp başına koy! Bu durum aynen borcun bakkala olanını ödeyip bankaya olanın artması gibi... Ortamlarda borcu ödedik diye hava atarsın, kim nereden bilecek?
Kazandığından fazlasını harcarsan borçlanırsın. Borçların artarsa zorlanırsın. Şirazesini bir dirhem kaçırdın mıydı maazallah bir daha iflah olmazsın.

* * *

Biz ne yapıyoruz? Elin parasıyla elin malını alıyoruz, deftere yazdırıyoruz. El âlemin kredi derecelendirme şirketi “çok borçlandınız” diye kredi notumuzu düşürünce de laf ediyoruz.
Cari açık baş edilmez boyutlara çıkıyor. Tansiyonum yüksek ama sıkıntı çıkarmıyor zannedersin, iki gün sonra yolda yeri öpersin. Bizimki de o hesap!

* * *

Peki, cari açığın bu kadar fazla yükselmesi ne anlama geliyor? Valla siz un, yağ, şekeri tedarik edin, bir tencerede kavurmaya başlarken ben size anlatayım...
Yıl 2016, Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek; “Şu anda cari açık milli gelirin yüzde 4’üne tekabül ediyor ki bu hiç sürdürülebilir değil” diyordu. Yani? Böyle devam edemeyiz, edersek batarız!
Nitekim “onların parası varsa bizimde var Allah’ımız” deyince de kapanmıyor ki bu açık.

* * *

Buyurun size 2018 tablosu...  Son bir yılda 51.6 milyar dolar cari açık verdik! Yani iyimser bir bakış açısıyla İktidarın bu yılki tahminini kabul etsek bile cari açık milli gelirin yüzde 5’ine denk gelecek. Biraz daha gerçekçi olursak yüzde 6’yı geçecek. Mehmet Şimşek acaba bu işe ne diyecek?
Merak etmeyin, bu cari açık bizim için “yok hükmündedir” deriz, geçeriz. O da mı olmadı, hazır OHAL’deyiz bir KHK çıkartıp üstünü çizeriz.

* * *

Ortada böyle bir tablo varken elbet sorun çıkacak! İki gün sonra faizler yeniden artmaya başlayacak, döviz kurları kafasını kaldıracak, çıkıp “üst akıl” diyecekler...
Akılsızlığın sonucunu dış mihraklara, şer odaklarına bağlayacaklar. Milleti inandıracaklar. Yine sıyrılacaklar. Helvayı da ateşte unutup, yakmayın. Önümüzdeki günler acı geçecek, bari ağzınız tatlansın.