Ziraat Bankası’nın 155’inci yıl “Yeşilçam” temalı reklam filmini seyrettim. Oldukça beğendim. Reklam, eski Türkiye’ye selam çaktı. O günleri anımsattı. Bize daha zor günlerin geleceğini anlattı! İyi de neden şimdi yayınlanıyor? Ziraat Bankası’nın kuruluş yıldönümü 20 Kasım’dı... Tam reklam filmi denilemez. Biraz da insanlara; “Kriz var ama boşver geçecek nasıl olsa” propagandası...

★★★

Belli ki iktidar seçim arifesinde eski Türkiye’ye sarıldı. Oysa oynayan Yeşilçam’ın eski yıldızları eğer bu dönemde yaşasalardı çoğu ifade vermeye çağrılırdı.
Bu dönemde televizyon reklamı önemli... Kriz algısı yok edilmeli. İnsanlara umut verilmeli.  Zira Türkiye, dünyanın en çok televizyon izleyen ülkesi...
Neden? Para yok! En ucuz eğlence... Günde ortalama 330 dakika televizyon izleme oranıyla Türkiye dünyada zirvede...
Ziraat, bir gecede çıkarılan KHK ile halkın elinden alınıp Varlık Fonu’na devredilmiş, başındaki T.C. logosundan vazgeçmiş... Reklamında da “Herkes elini taşın altına koymalı” demiş!
Elini taşın altına koyanlar belli... İhaleleri kemiksiz alıyor diğerleri... Bilim adamı mı kaldı? Akademisyen, sanatçı, gazeteci terörist ilan edildi. Sanki eski Türkiye daha medeniydi!

★★★

Bakın; eylül ayında “insanların duyguları üzerine” yapılan uluslararası araştırmaya göre, Türkiye mutsuz! Tam 145 ülke içerisinden 53 puanla sondan dördüncü sırada yer aldı.
Türkiye’nin de gerisinde yer alarak son 3’e yerleşen ülkeler ise Tunus, Yemen ve Afganistan... Aklınıza hangi ülke geliyorsa Türkiye’den daha mutlu insanlarla dolu...
Aynı dönem için aynı araştırmayı bizim İstatistik Kurumu yaptı! Sonuç çarpıcı... Hani derler ya; “Cehalet mutluluktur” diye, cuk oturuyor Türkiye’ye... İstatistik Kurumu’nun yaptığı araştırmaya göre “mutsuz” olduğunu beyan eden bireylerin oranı sadece yüzde 11.1’de... Birbirinden bu kadar mı farklı olur iki sonuç? Birinde yerin dibinde, diğerinde bulutların üzerinde... Hangisine inanmalı sizce?

★★★

Reklama geri dönersek, Ziraat Bankası, kamu bankası... İhtisas bankacılığı yapması gerekiyor. Kuruluş amacı; adından da anlaşılacağı üzere ziraat ile uğraşanların kredi ihtiyaçlarını karşılayıp onları ezdirmemek. O kadar çok destek vermiş ki Ziraat, çiftçiler, besiciler bile köyünü, çitini, sabanını, hayvanını bırakıp soluğu şehirlerde aldı. Zaten çoğu battı!
Asli görevini yapmayıp, elinde tuttuğu kaynağı, büyük ihaleleri kapan holdinglere kredi vermesi ne derece doğru? Hakikaten de durum tam bu!
Türkiye’nin en büyük medya kuruluşunu almak için para arayan yandaş, 1 milyar dolara yakın ilk 2 yılı ödemesiz krediyi hem de böyle bir dönemde şak diye Ziraat’tan buldu.

★★★

Logosunda “başak” var lakin reklam filmi içinde bir tane çiftçi yok. Gerçekçi yaklaşmışlar. Ziraat’in tarıma hayrı yok. Reklam filmindeki kötü adamlar var ya... Sizin yanınızda zemzem suyuyla yıkanmış gibi kalırlar valla...