2 tosun da Türkiye’yi aldatmış. Biri devleti 17 yıldır yönetenleri arkasına almış, “Çiftlik Bank kurdum” dümeni ile 500 milyon TL tokatlayarak kaçıp gitmiş.
Nereden buluyorsa buluyor.
Kız arkadaşlar ediniyor.
Paraları kızlarla yiyor.
İnandırıcı olsun diye de “paraları döküntü kızlarla yerken çekilmiş fotoğraflarını” yolluyor. Gazeteler, birinci sayfadan “kızgınlık yüklü cümlelerle” haberi basıyorlar. Diğer “Tosun” da Türkiye’yi 17 yıldır yönetenlere “ülkenize dolar getireceğim” işte “fizibilitem” dedi: “Türk Telekom’u sizin devlet iyi çalıştıramıyor ben kuş konduracağım” dümeni ile satın aldı. O dönemin (2005) “Babalar gibi satarım” sözüyle ünlü Maliye Bakanı ile 3 metre boyunda 4 metre eninde üstünde “6.5 milyar dolar” yazan ödeme çekiyle fotoğraf çektirdi.
Bu tosun da yalancı.
Sözünde durmadı.
Türkiye’nin bankalarından çektiği 4.7 milyar dolar parayla Türkiye’nin pırlanta şirketinin yönetimine geldi oturdu. İlk 5 yıl şirketin karını (10 milyar dolardan fazla diyen var) Lübnan’a, Suudi Arabistan’a, Londra’ya taşıyıp transfer etti.
Şirket zarara döndü.
Dışarı götürülecek kâr kalmayınca Telekom’u “içi yenmiş ıstakoz” gibi bırakıp gitti.
Fotoğraf göndermiyor.
Ama o da dışarda yiyor.
Yediği bizim paralar!
Hem de dolarlar!

★★★

Biri yerli tosun.
Diğeri yabancı.
Gel de şaşma!
Mehmet Aydın adlı yerli tosun yine manşetlerde haber oldu. Geçen defa Uruguay’dan Ferrari otomobilin direksiyonundayken fotoğraf yollamıştı, bu kez Dubai’den “bir akşam yemeğine 90 bin lira (54 bini hesap, 36 bini garsonlara bahşiş) ödedi” diye haberi geldi.
Vay adi tosun vay!
Türk Telekom’u tokatlayıp bırakıp giden Mahommed Hariri için ise “öğrenilmiş çaresizlik” içinde süklüm, püklüm susmakta ve soygunu kabullenmekteyiz.
Bu ne kancıklık!

★★★

Dolar getireceğim demiş.
Getirmemiş.
Özelleştirme demişler.
Özelleştirme olmamış.
Resmen!
Bilerek ve isteyerek!
Türk Telekom’u tosunlaştırma yapılmış. Çünkü Türk bankaları da “kardeşim bunun neresi özelleştirme, sen dolar getireceğim demişsin, şimdi bizden dolar kredisi istiyorsun, bu ne iş?” diye sormamışlar. Nedense hiç şüphelenmemişler? Bugün Cumhurbaşkanı yurtdışına gidince cumhurbaşkanlığı yapan yardımcısı Fuat Oktay da Hariri’nin Türk Telekom’u tokatladığı yıllarda “Bağımsız Yönetim Kurulu Üyeliği” yapmaktaydı, o da sesini çıkarmamış, haber vermemiş, önlememiş.

Hariri’ye kızan yok.
Ver paramızı diyen yok.
Dr. Mustafa Ataç’ın bana gönderdiği mektupta sorduğu gibi “Hariri’yi uluslararası tahkime götürüp Türkiye’den yaptığı en az 5-6 milyar dolarlık kâr transferini geri isteyen” de yok.
Gel de yazma!
2 tosun!
Susanlara koysun!

plusbanner2x