Göz boyama var. Görünene bakıp gerçeği ıskalama. Asgari ücret kağıt üstünde arttı, gerçekte ise düştü. Şuna benziyor: Uzakta vadide önde bir ceylan yavrusu kaçıyor. Arkasında da azgın bir kurt sürüsü, can derdine düşmüş ceylan yavrusunu kovalamakta. Çiftçi baba ile 14 yaşındaki oğlu vadinin karşı yamacında uzaktan bu tabloyu izliyorlar.
Çocuk babasına:
“Baba bak, ceylan yavrusu rehber olmuş. Kurtlara yol gösteriyor” dedi. Baba oğlunun saçlarını okşadı.
Göründüğü gibi olmayabilir.”
Diye fısıldadı.
Oğul ile baba, daha net görmek için yakına gittiler. Kurtlar, ceylan yavrusunu parçalamış yiyorlardı.
Çocuk gerçeği gördü.
Evet baba!
Yavru ceylan, rehber değil.
Aç kurtların avıymış.
Asgari ücret:
Ceylan yavrusu.
Kriz ve durgunluk:
Azgın aç kurt.
Asgari ücretliyi parçalıyor.
En doğru bilgi, kıyaslanabilir bilgidir. Türkiye’de her yıl açıklanan asgari ücret tutarını dolara çevirip bakınca azalıyor:
Aylık asgari ücret:
2016’da:
442 dolar ediyordu.
2017’de:
398 dolara indi.
2018’de:
425 dolara çıktı.
2019 için:
381 dolara geriledi.
44 dolar gerileme oldu.
Asgari ücretli fakirdi, sefil oldu.  Asgari ücret artmıyor. Azalıyor. Uzaktan ceylan yavrusu kurtlara rehberlik yapıyormuş gibi gösterildi.

★★★

Kıyaslamayı yıllık yapalım.
Yine bakalım.
Almanya’da asgari ücret:
20 bin 980 dolar.
Fransa’da:
20 bin 272 dolar.
Türkiye’de:
4 bin 576 dolar.
Türkiye’nin 4 asgari ücretlisinin aylığı, yaklaşık olarak ancak 1 Alman ya da 1 Fransız asgari ücretlinin gelirine eşit.
Bu acı tabloda:
4 Türk bir araya geliyor.
Ancak 1 Alman ediyor.
4 Türk ancak 1 Fransız.
Bu ne perişan millilik!
Bu ne sefil yerlilik!
Topluma 17 yıldır “O kadar hızlı büyüyoruz, kalkınıyoruz, eser üstüne eser katıp, o kadar zenginleşiyoruz ki Almanya bizi kıskanıyor, Fransa başarımız altında eziliyor” diyorlardı.
Zenginleştikse...
Emeğin payı nerede...
Kalkınmadan, büyümeden asgari ücretliye, işçiye pay düşmedi. Asgari ücretlinin, çalışanın hakkını bu iktidar mutlu azınlık yaratıp, çoğunluğun hakkını, mutlu azınlığa yedirdi.

★★★

Sermaye kofça şişirildi.
Emek arsızca sömürüldü.
Devleti sermayenin ve yeni zenginlerin tedarikçisi yapıp dünyanın en berbat, verimsiz, hazırı satıp yiyen ve borcu borçla kapatan kapitalist düzenini Türkiye’de kurdular. Şişen sermaye ileri bir atılım yapamadı, “konkordato tufanına” dönüşüp patladı. Karşılığı seçim sandığında gelecektir. Anketlere göre halkın yüzde 53’ü iktidarı ekonomide daralma ve durgunluk yarattı, hayatı ise pahalılığa soktu diye suçlu buluyor.

KALEMİN GÖR DEDİĞİ

Tuhaf özelleştirme!


Karar Resmi Gazete’de yayınlandı. Sakarya’da devletin malı olan Tank Palet Fabrikası özelleşti. BMC’nin sahibi Ethem Sancak’a satıldı. BMC’nin ortakları arasında Katar sermayesi de var. Özelleştirilen fabrika, 50 yıllık üretim tecrübesine sahip. Fırtına obüslerini, gece ve gündüz görüş dürbünlerini, çok dayanıklı tank ve tırtıllı araç paletlerini üretiyor, Leopar 1 ve Leopar 2 tanklarının yenilenmesini yapabiliyor. 1 milyon 804 bin metrekare arazisi var. Verimliliği tescilli, hem Türk ordusuna ve hem diğer ülke ordularına satış yapabiliyor. Yani iç ve dış pazar müşterisi de hazır. Böyle donanımlı bir fabrika 500 milyon dolarlık bir destekle Altay tanklarını da yapabilir hale gelirdi. Fakat getirilmedi, bu fabrika orduya Altay tankı yapıp satma ihalesini kazanan özel sektör BMC şirketinin sahibine satıldı. Tuhaf bir entegrasyon!