Tarihte olanlar her zaman bize ışık tutar, fener olur. Bundan 268 yıl önce bütün dünyada krallıklar, imparatorluklar, padişahlar vardı. Saraylar yaparlardı. 1750 yılında Almanya hükümdarı Büyük Friedrich de saray yaptırdı.
Saraylar!
Gösteriş yatırımlarıdır.
Kibir.
Azamet.
Büyüklük.
Şişmiş ego.
Göstergeleridir.
Alman hükümdarı sarayını yaptırınca hemen bitişiğinde bir yel değirmeni olduğunu gördü. Sarayın bahçesi sayılabilecek bitişikte yel değirmeni “Hükümdarın ezerim geçerim azametini” gölgeliyordu. Büyük Friedrich, adamlarını gönderdi. Değirmeni satın almak için sahibi köylüye iyi bir para teklif edildi. Değirmenci “Satmıyorum” dedi. Hükümdar teklif ettiği parayı daha artırdı. Değirmenci yine “Hayır” dedi. Hükümdar, “Ben hükümdarım, istersem zorla alırım” diye haber yolladı.
Değirmenci cevap verdi:
Alamazsın.
Berlin’de hakimler var.
Bir köylü parçası Alman değirmenci, hükümdarın karşısında korkmuyor, adalete güveniyordu.
Bu 268 yıl önceydi.

★★★

268 yıl sonra bugün Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı, Ankara’da yaptırdığı 1150 odalı Saray’dan sonra Marmaris’te Okluk Koyu’nda 350-400 odalı bir Yazlık Saray da yaptırıyor.
Yazlık hızla yükseldi.
Büyüleyici doğaya kıyıldı.
50 bin çam ağacı kesildi.
1/25 bin planında değişlik yapıldı. Burası sit alanı olmaktan çıkartıldı. 11 bin metrekare deniz yüzeyi, taşıma kaya, çakıl, ince kalite kumla dolduruldu. Kirişler, kazıklar, platformlar, usturmaçalar, babalar, merdivenler konularak 3 hilal şeklinde bir sahil kumsalı oluşturuldu. Çok pahalı, çok büyük, zengin yatlarının yanaşıp demirleyeceği liman oluşturuldu. 300 kişinin aynı anda konaklayabileceği Yazlık Saray’ın etrafı Çin Seddi’ni andıran yaklaşık 4 metre yüksekliğinde ve kilometrelerce uzunlukta duvarlarla çevrildi.

★★★

Bu görkemi.
Bu gösterişi.
Bu kibir ile büyüklenmeyi bozmasın diye Yazlık Saray’ın geniş arazisine bitişik Karaca, Kuzuotu, Malderesi köylülerine bir yazı gönderildi. Köylülere, “28 Kasım günü Milli Emlak Müdürü’nün odasına gelin. Arazilerinizi satın alacağız. Pazarlık görüşmeleri yapacağız” denildi. 200 dönüm (2 milyon metrekare) tapulu arazi Yazlık Saray için kamulaştırılacak. Tıpkı 268 yıl öncesinin hükümdarlık Almanya’sı gibi... Bugün, 268 yıl sonra, 2018 yılının kasım ayında gazeteci Saygı Öztürk, Okluk Koyu’ndaki bu 3 köyün tarla-bahçe sahibi köylüleri ile konuşmaya gitti. Köylüler, gazeteci Saygı Öztürk’e “arazilerimizi satmak istemiyoruz ama korkuyoruz” dediler.
Berlin’de hakimler var.
Okluk Koyu’nda korku.

KALEMİN GÖR DEDİĞİ

Diyanet Başkanı’na haram olsun!


Şunu dedi:
“Sizin nesliniz İslam’ın mutlak galebesini, küfrün mutlak yıkılışını, heykellerin (Atatürk’ü kast ediyor) köpek leşi gibi sürüklendiğini görecek...”
Şunu da dedi:
“Hilafet ve şeriat yıkılacağına keşke Yunan galip gelseydi... “
Şunu da dedi:
“10 Kasım’da saat 9’u 5 geçe kenefe gidin...”
Şunu da dedi:
“İsteğimiz olmuş değildir. Yarı yoldayız. Hükümete ‘niye şeriatı ilan etmiyorsun’ diyemezsin. Vakti var.”
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, bu cümlelerinin sahibi Kadir Mısıroğlu’nu evinde ziyaret etti, hediyeler verdi. Günah yüklü ziyaretin fotoğrafını çektirip rezil basına, propaganda olsun diye dağıttı. Diyanet İşleri Başkanı, 657 sayılı Kanun’a tabi devlet memurudur. Aylık maaşını, yolluklarını, ikramiyelerini, zırhlı lüks makam aracının benzin ve bakım giderlerini, Kadir Mısıroğlu’na sunduğu hediyelerin parasını bütün vatandaşlar gibi, benim de verdiğim vergilerden toplanan Hazine parasından alır. Benim vergilerimden maaş alan Diyanet’in Başkanı’na hakkımı helal etmiyorum. Haram olsun.