Hiç mi başarılı bir iş yapmadılar? Hiç mi olumlu bir adım atmadılar? Bana gelen eleştiri yazıları içinde bu iki soruyu soranlar da var. Çok adi, ağza alınmayacak küfürler, şöyle öldüreceğiz, böyle kazığa geçireceğiz tehditleri yağdırmadan eleştiri yapan okurların başımın üstünde yeri var.
Bulsam yazacağım.
Bravo!
Gurur duydum.
Diyeceğim.

* * *

Ön yüzü beton kaplı kaya dolgu barajlar sınıfında gövde hacmi bakımından dünyanın en büyük barajı Ilısu’nun yapım aşamalarını 25 yıldır dikkatle izliyordum. Devlet şirketi DSİ üstlenmişti. Yapımı 1950’li yıllarda planlanmıştı. Enerji üretiminde Türkiye’nin dışa bağımlığını azaltacak; bölgenin suya susamış topraklarını bol berekete kavuşturacaktı. 1982 yılında GAP kapsamına alındı.
ABD karşı çıkıyordu.
AB karşı duruyordu.
153 kriter icat ediyor, dış kredi verilmesini engelliyorlardı. PKK da sürekli saldırıyor, şantiye basıyor, barajı yapan emekçileri öldürüyordu.

* * *

Ne olacak?
Bekliyordum.
“Geri adım yok” dedi ve “Söz konusu bile değil” diye vurgu yaptı. Bu cümleyi dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan söyledi ve Ilısu Barajı’nın yapımı yüzde 100 yerli ve milli bir başarı öyküsüne dönüşecek kararlılıkla yürümeye başladı.
“Bravo...” dedim.
O sırada bu heyecana destek veren yazı da yazdım. Sonunda Ilısu Barajı, yerli kaynaklarla, Türkiye’nin mühendislerinin, işçilerinin alın teri ile dış borç yükü altına girmeden bitirildi. 7 milyar TL’ye mal olduğu haberleri de yazıldı.

* * *

Sıra “sular altında kalacak tarihi yapıların taşınmasına” gelmişti. Çok değerli vazoyu durduğu masadan kaldırıp diğer masaya koyarcasına tek parça olarak yer değiştirecekti. 2015 yılında Ortadoğu Teknik Üniversitesi’nin bilgi ve birikim desteği ile şartnameler hazırlandı, 550 yıllık Zeynel Bey Türbesi’nin taşınması da ihale edildi.
2 yıl çalışıldı.
Zemine 44 kriko yerleştirildi. Türbenin altına özel bir düzenekle bir platform oluşturuldu. Türbenin oturduğu platformun altına 150 tekerlek vidalandı. Uzaktan kumandayla saate 200 metre hızla 4 saatlik bir yolculuk yaptırıldı. 1100 (bin yüz) ton ağırlığındaki türbe ülkemizde ilk kez yekpare (bütün olarak) 2 kilometre uzağındaki yeni yerine taşındı.
Başarı öyküsü.
Dünyaya örnek.
Buna da bravo!

* * *

Ancak türbenin taşınması yüzde 100 yerli ve milli olmadı. Türk şirketinin yanında Hollanda firması da yer aldı. Türbeyi özel bir platforma oturtacak aygıt da Hollanda’dan getirildi. Taşıma işlemine Ankara’dan video konferans ile oturduğu yerden katılan Su İşleri Bakanı, başarıyı sadece kendi iktidarlarına ve partisine mal etti. AKP Kongresi’nde 15 dakikalık “Partinin kuruluş öyküsünü” yayınlatmak yerine “Zeynel Bey Türbesi’ni niçin yüzde 100 yerli olarak taşıyabilme becerisini gösteremedik ve Atatürk Havalimanı’ndaki malzemeyi yeni hava alanına taşımak için Alman firmasına niçin mahkum olduk” konulu bir sunum izletselerdi ben o zaman “Bravo...” diye yazacaktım.

plusbanner2x