Düştü mü?
Düşürüldü mü?
Bu ayrı dosyadır.
Şimdi ona girmeyeceğim.
Büyük timsahlar: ABD, Rusya, AB. Küçük timsahlar: İsrail, İran, Mısır, Suudi Arabistan. Yavru timsahlar: IŞİD, PKK, PYD, YPG, ÖSÖ, Hizbullah, El Nusra, El Kaide, Ahraru’ş Şam ve diğerleri. Büyük timsahlar, yavru timsahları da yemleyip saldırtarak; bölünüp küçülmüş ve ordusu zayıflatılmış, ekonomik çıkarlarını koruyamayan “bağımlı bir Türkiye” kurguladı. Ortadoğu’nun yeni haritası “küçülmüş Türkiye, bölünmüş Irak, parçalanmış Suriye, ikiye çatlatılmış İran” hesabı üzerine yapılıyordu. Türkiye suya girerek bu oyunu kendi açısından bozmak için “Fırat Kalkanı”ndan sonra “Zeytin Dalı” harekatını yapmak zorunda kaldı.
Şehitler verdik.
Beklemeye geçtik.
Biz beklerken!
Büyük timsahlar kapıştı.
* * *
Büyük timsah ABD, diğer iri timsah Rusya’ya kanlı dişini gösterdi. Yavru timsah Esad’ı korumasına almış Rusya’ya karşı Ortadoğu’da büyük savaş ilan edecekmiş belirtileri gösteriyor. Bir gün şahinleşiyor, ertesi gün jet yanıt alınca yumuşuyor. Eski vahşi sömürgeci dönem timsahları İngiltere ve Fransa da ABD’nin yanında saf tutuyor.
Yalan tekrarlandı:
Esad, kimyasal silah kullandı.
Suriye’de Esad’ı vuralım.
ABD, İngiltere ve Fransa için “en iyi Ortadoğu, bölünmüş, parçalanmış, sürekli yıkım yaşamaya vidalanmış coğrafyadır...” planlaması yaptılar.
* * *
Ortadoğu’ya ölümcül silahları, üstün parasal, teknolojik, diplomatik, gizli istihbarat güçleri, şeytani ve yıkıcı planlarıyla gelen ABD, İngiltere ve Fransa’ya karşı Rusya, kendi yavru timsahları Esad ile İran’ı yedirmeyeceğine göre bugün olmasa da yarın, yarın olmasa da yakın bir gelecekte “batı (ABD-AB) ile doğunun (Rusya-Çin) kanlı kapışmasını” yaşayabiliriz.
Biz ne yapabiliriz?
16 yıl önce Türkiye!
Ortadoğu’nun yıldızıydı.
50 yıl önce Türkiye!
Bölgesinin huzur adasıydı.
Bugün timsahlar kamplaşıyor.
Taraf olmak zorunda değiliz.
Büyük timsahların kapışması bizim coğrafyamız Ortadoğu’ya kötü yönetim, taşeron egemenlik, geri teknoloji, yetersiz eğitim, ucuz emek deposu olma, eksik bilgi, yoksulluk, açlık, hastalık, nüfus fazlalığı, mülteci insan göçleri ve acılarını, mezhep kavgalarını getirdi.
