Ağır kriz ortamında yerel seçimler için ısınma koşuları parti merkezlerinde başladı.
Yine aynı sentetik yapı.
Belediye başkan adayını “ön seçimle halkın belirleyeceği” ortamı yaratmak ötelendi. “Başkanın kim olacağı” yine parti liderinin iki dudağı arasına sıkıştırıldı.
Bırakmadılar.
“Defosuz Şehir Projesi Yapacak” başkan adayını kent insanı kendi bulup çıkarsın.
Vatandaş oyunu seviyor.
Oyu boşa gitsin istemiyor.
Doğru başkanı arıyor.
Fakat vatandaşın kendisi doğru mu ki doğru başkanı arama hakkını kendinde görüyor?

★★★

Kim doğru kentli?
Kim doğru başkan?
Karşılıklı arayışla ortaya çıkacaktı. Kentli “defosuz şehir yaratabilecek” doğru başkanı oylayacak, başkan adayı da “seçileceği kentin insanında defosuz kent bilinci” arayacaktı.
Kaçak bina yaptırmam.
Yapılanı yıkarım.
Yeşil alanı ranta açmam.
Açanı pişman ederim.
Kaçak balkon uzattırmam.
Kaloriferi yanlış yaktırmam.
Kaçak su-elektrik kullandırmam.
Su borularını deleni oyarım.
Emlak vergisini tam alırım.
Kayırma isteyeni kovarım.
Rüşvet teklif edeni yakarım.
Belediyeye torpilli doldurmam.
İzinsiz işportacılık yaptırmam.
Kaçak minibüs işletmem.
Sağlıksız gıda sattırmam.
Denize lağım akıttırmam.
Caddeye çöp döktürmem.
Gıda artıklarını ayrı torbaya, metal artıklarını ayrı torbaya, cam ve kağıtları ayrı torbaya koymayanın çöpünü almam. Parklara, yeşil alanlara, tarihi yapılara, kamu arazi ve binalarına göz koyup, kent planını delerek “şehir rantından” zenginleşmek isteyen arsızlar ile hırsızları partimden de olsa kesinlikle doğduğuna pişman ederim.
Özetle doğru başkan!
Projelerini anlatarak aslında “ben şehrimizi, beldemizi defosuz kılabilmem için önce sizden kent bilincine ulaşmış vatandaşlık beklerim” diye ilan eder.

★★★

Bu ilanı yapmış benim tanıdığım iki örnek var. Biri Mersin Büyükşehir Belediye Başkanlığı için adaylığını koyan İnşaat Yüksek Mühendisi ve Ulaştırma Uzmanı Serdal Kuyucuoğlu: 160 bin Mersinli ile görüştü, Mersin’in 100 önemli sorunu ve evanterini çıkardı. Diğeri İstanbul Şişli Belediye Başkanlığı için adaylığını koyan ekonomi yüksek lisans sahibi, serbest mali müşavir Dursun Çaltı: Ev ev dolaştı. İlçenin 41 sorununu çıkardı. Şişli’nin yeniden İstanbul’un güzide semti olabilmesi için 41 proje hazırladı. Dursun Çaltı, Şişli’de imar rantı soygununa karşı mücadele verdiği için kurşunlandı, yılmadı.
Doğru başkan!
Doğru kentli arar!
Doğru kentli!
Doğru başkan bulur!

KALEMİN GÖR DEDİĞİ

Fesli Kadir’e devlet şeref madalyası!


“Keşke Yunan kazansaydı” diyen Fesli Kadir’i hastalığında ilk ziyaret eden Cumhurbaşkanı olmuştu. Bu ziyaret şekil olarak; tanıdık, bildik birine hasta yatağında “geçmiş olsun” demeye gitmek değildi. Böyle olsaydı, kapalı kalırdı. Basında haber yapılmazdı. Haber yapıldı, topluma “Fesli Kadir yüce bir insandır” mesajı verildi. Diyanet İşleri Başkanı’nın da Fesli Kadir’i evinde ziyareti bir “Allah’tan şifa dileme” değildi. Olsaydı o da kapalı kalır, fotoğraflı haber basına servis edilmezdi. Bu açıdan bakınca bu ikili ziyaretle Fesli Kadir’e aslında “altın kaplamalı devlet şeref madalyası” verilmiş oluyor. Nitekim muhalefet partisi liderlerinin “Diyanet İşleri Başkanı’nı istifaya” çağırması sonrasında AKP Sözcüsü Ömer Çelik, “Cumhurbaşkanımızın çok sevdiği ve takdir ettiği devlet görevlisidir” dedi.