Habere “Beyaz Alarm” diye başlık koymuşlar. Yani “beyaz karaborsaya” düştü. “Karneli hayat yıllarını” anlatan her anı kitabında vardır. Üç beyaz; un-şeker-tuz 75 yıl önce karaborsaya düşmüştü.
2. Dünya Savaşı yıllarıydı.
Babalar savaşta ölmesin.
Çocuklar öksüz kalmasın.
75 yıl önce Türkiye’yi yönetenler “ülkeyi savaşa sokmama” kararı almışlardı. Savaş fırsatçıları yine de karaborsa ortamı yarattılar. Bu iktidar 17 yıl boyunca “75 yıl önceki karneli hayatı her seçim döneminde” bire-beş katarak ve “camileri buğday deposu ve hayvan ahırı yaptılar” diyerek halkı aldattı, kendine pay çıkardı.
75 yıl sonra!
Beyaz alarm!
Un karaborsada.
Sırada şeker, ardından tuz da karaborsada diye haberler yapılırsa şaşırmam. Piyasalarda “tekel kurmuş fabrika sahibi, toptancı tüccar, mega dağıtıcı” mallarına kolaylıkla zam yapıyor.
Aralarında anlaşıyorlar.
Oligopol doğuyor.
75 yıl önce savaş yıllarında; malı gizleyip el altından yüksek fiyata satıyorlardı. 75 yıl sonra bugün; malı gizlemeye gerek duymadan “rekabetin boynunu vurup”anlaşarak fiyatı yükseltiyorlar.

★★★

Unun çuvalı:
95 TL idi.
195 TL’ye çıktı.
Salçanın kutusu:
20 TL idi.
50 TL’ye.
1 kilo pirinç:
3.2 TL idi.
4.8 TL’ye.
1 kilo fasulye:
3.7 TL idi.
6.6 TL’ye.
1 kilo mercimek:
2.8 TL idi.
3.6 TL’ye.
1 kilo nohut:
6.5 TL idi.
9.4 TL’ye çıktı.
Çuvaldan çuvala, kutudan kutuya, paketten pakete dolup gelen bu fırsatçı zamlar toptancı fiyatlarıdır.

★★★

Gerekçesi; “dolar arttı, maliyet yükseldi, dışarıdan alarak üretim yapabiliyoruz, dışarıdan alış da dolarla... Ayrıca  elektriğe, benzine, taşımaya da kur zamları biniyor” diyorlar.
Yarısı doğru.
Yarısı yalan.
Un, yağ, salça.
Fasulye, pirinç.
Nohut, et, yumurta.
Bunun gibi yüzlerce kalem temel gıda maddesi üretiminde Türkiye dışa bağımlı hale gelmiş. Üretilenin halka ulaşmasında da “oligopol piyasa” oluşmuş. 17 yıldır ülkeyi yönetenler, bu “dışa bağımlı oligopol yapıyı” dış borcu kabartarak başardıklarının hesabını vermeye niyetli değiller. Bu yüzden “oligopol kuranlar” kazanıyor. Ciddi bir araştırma yapılsa “dolar arttı fırsatçılığı yapanların” tamamının değilse bile yarısından çoğunun iktidar partisi yandaşı olduğu görülür. Evet batan firmalar da var. Onlar oligopol yapının içine girmedikleri ya da giremedikleri için iflas ediyorlar. Battım (iflas) demek yasaklandı. Sadece “borçlarımı ödeyemiyorum” diyebiliyorlar. Halk ise zamlardan memnun mu, sesi çıkmıyor.
Bir düşünün!
Halk niçin sessiz?

plusbanner2x