Cumhurbaşkanı’na, Başbakan’a, Maliye Bakanı’na, Özelleştirme İdaresi Başkanı’na, Özelleştirme Yüksek Kurulu üyesi 4 bakana ve 14 fabrikanın yönetimine atama ile oturtulmuş iki-üç koltuklu (yani iki üç yerden devlet parası maaş alan) Türk Şeker büyüklerine hazırlık fırsatı vereyim diye düşündüm. Şeker pancarı fabrikaları, iktidarın 16 yıllık yönetimi sürecinde hangi yıl zarara döndüler, niçin döndüler? Özel sektöre ait pancardan şeker üreten bir şeker fabrikası tek başına milyonlarca lira kâr ederken yine pancardan şeker üreten 14 devlet fabrikası, özel sektörden daha tecrübeli, daha çok imkanlı olduğu halde neden milyonlarca zarar yapar oldu? Pancar çiftçileri mi üretime ihanet etti? Fabrikanın işçileri mi emeklerine nankörlük yaptı? Yoksa fabrikalara çıkar hortumları, avanta muslukları döşetip yandaş, partidaşlara, hısım ve akrabalara gelir transferi yapıldığı için mi bu fabrikalar zarar yazmaya başladı? Özel sektör, kâr ediyorsa, şeker pancarına kuş mu kondurdu? Devlet fabrikalarında sizler o kuşu ağaca bağlayıp vurdunuz, şimdi etini çiğ çiğ yedirmek için özel sektörün önüne atmaktasınız. Niçin? Fabrikaları satın diye akıl veren danışmanlık şirketi kimdir, İngiliz mi, Amerikalı mı, kaç bin dolar danışmanlık ücreti ödendi?

***

Geçen hafta boyunca, siz okurlarımın sabrını da istismar etme pahasına, 7 gün arka arkaya şeker fabrikalarını yazdım.
Yukardaki soruları sordum.
4 gün ara verdim.
Bekledim.
Cevap gelmedi.
4 gün içinde:
Tarım Bakanı çıktı.
“Biz alacağız” dedi.
Başbakan hemen atıldı.
“Biz satacağız” dedi.
Ayın hükümetin iki üyesi biri başbakan, öbürü bakan; hamama gider kurna beğenmez, düğüne gider zurna beğenmez, ava çıkar yere konmuş turna beğenmez olmuşlar. Zarar ediyor, devletin sırtına yük oluyor diye fabrika beğenmeyip, satmayı (fabrika yemeyi) planladılar. Anadolu’da atasözü; “Hayırlı evlat, babasından kalanı katar katar büyütür, hayırsız evlat satar satar bitirir” diyor.
Önce hesap verin.
Satar, satar yer oldunuz.
Neden?
Zarara girdi fabrikalar?
Niçin?

***

Emekli olmuş bir eski Türk Şeker çalışanı (Üniversite mezunu) olan okurum Yavuz Demirtaş yazıyor: ”Şeker fabrikaları, Çimento ya da Petrokimya gibi sadece birer sanayi kuruluşu değildir. Hayvancılıktan, ayçiçeği yağına, salçadan, süt ürünleri üretimine ve kuşkusuz pancar dahil münavebeli (sıra ile) tarımın ve hayvancılığın ana unsurunu omuzlarlar. İncelik, bilgi, sorumluluk isteyen ve milyonlarca kişiyi ilgilendiren karmaşık bir organizasyon yapısına sahip büyük kuruluştur şeker fabrikaları... 40-50 yılda olgunlaşmış bu yapıyı özelleştirmek öyle “ben yaptım (sattım) oldu” zihniyetiyle çözülecek bir sorun değildir. Aceleyle alınmış, “sat paraya çevir” kararı ülkeye umulanın çok üzerinde zarar verecektir. Bunun yerine maliyetleri düşürücü tedbirler almak, gerekirse bazı fabrikaların kontenjanını azaltıp bazılarını artırmak, akıllıca ve ülke yararına olur. ”

***

Bu fabrikaların sahibi halktır.
Halka önce hesap verin.
Tek soru soruyorum:
Zarara soktunuz fabrikaları.
Neden?
Satar, satar yer oldunuz.
Niçin?